Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerine şunun şurasında 48 saat kaldı.

48 saat sonra seçmen sandık başına gidecek.

Mesai saati içinde hangi Cumhurbaşkanı adayını Cumhurbaşkanı olarak görmek ve görevlendirmek istiyorsan önce ona oy verecek.

Aynı mesai saati içinde hangi ilde yaşıyorsa, hangi partiden, hangi Milletvekili Adayı’nın kendisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde vekil olarak, vekaleten görevlendirecekse ona oy verecek.

Mevcut dijital ortamın sağladığı kolaylık ve hız bakımından baktığımızda ise saatler gece yarısını bulmadan muhtemelen Türkiye’de bu seçimin Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçilmiş olma durumu da netlik kazanmaya başlayacak.

Buraya kadar her şey demokrasi içinde gayet doğal.

Seçimlerde her zaman biz seçmen için, kamuoyu için doğal olmayan şey ise herkesin kendisini Cumhurbaşkanı olarak görmesi, herkesin kendisini milletvekili olarak görmesi, herkesin kendisini kazanan olarak görmesi.

Seçmen olarak biz bir şeyi net biliyoruz.

Biz bir oy kullanacağız ve kullandığımız oyların hepsi bir araya geldiğinde bir çoğunluk olacak ve birisi, birileri bu seçimin kazanını olacak.

İkinci bir kazanan ve ikinci bir kazananlar olmayacak.

Çalışmayı anlarım, konuşmayı anlarım, anlatmayı, yazmayı, çizmeyi, düşünmeyi, düşündürmeyi anların da seçime giren herkes ama herkesin kendisini kazanıyor gibi göstermesini anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum.

Söylendiği gibi herkes kazanacaksa biz seçmenlerin oy kullanmasına ne gerek var diye düşünüyor insan.

Hepiniz kazandığınızı kabul edelim, sandık başına gitmeyelim.

Bütün kazananlar da, kazandıklarını sandıkları yere gidip, birbirine nasıl kazandıklarını anlatıp hallerine gülsünler.

Nasip demeyi anlarım, kısmet demeyi anlarım, çalışmayı, konuşmayı, düşünmeyi, düşündürmeyi anlarım da seçime girerken kazandık, kazanırım, kazanıyoruz nidaları atmaları gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum.

Türkiye eski Türkiye değil!

Kimse kazanma ihtimali olandan yana oy kullanmak gibi cahil seçmen değil.

Aklına kim yatıyorsa, kimin daha iyi şeyler yapıp, daha çok çalışıp, daha çok üretip, daha çok her anlamda gelişmeyi sağlayacağını düşünerek oy kullanıyor.

Siyasi fanatiklik yok mu?

Tabi ki var!

Onları hiç dikkate bile almıyorum.

Yüzde 00.01 oyu bile olsa kendisini kazanan olarak görmesini başlı başına akıl tutulması olarak görüyorum, anlamaya çalışmıyor, gülüyorum.

Allah’tan bir yerlere aday değilim!

Olsam, aklımı kullanıp, cesurca kaybedeceğimi söylerim.

Ben hariç herkes kazanır derim!