Yıl 1985, Bülent Ecevit, demokratik sol söylemi bir partiyle yeniden hayata döndürmek istiyordu. Bunun sonucunda, yasaklı olan Bülent Ecevit'in yerine eşi Rahşan Ecevit bu projeyi hayata geçirdi ve Demokratik Sol Parti'yi kurdu.

Sonraki dönem seçimlerde DSP’nin meclise girdiği, iktidara ortak olduğu ve CHP meclis dışı kaldı.

Türkiye’de sol siyasetin içindeki bu çekişmeyi ve sonuçlarını yaşayarak hatırlayanlar kadar, okuyarak bilenler de vardır.

Şimdi de Türkiye’de benzer bir durum yaşanıyor.

Hem sağ kesimli partilerde, hem sol kesimli partilerde, yeni liderler ve onların kurduğu partiler ortaya çıkıyor.

Ama bir farkla, sağ kesimli bölümde çıkan liderler ve partilerin karşısında sağ kesimde oldukça güçlü liderler ve partiler var.

Sol kesimli bölümde çıkan liderler ve partilerin karşısında ise, o kadar güçlü olmayan tabandan başlayan bir arayışın sonuçları var.

Dün Muharrem İnce’nin CHP’den istifa edip,  yeni parti kuracağına dair açıklamaları tesadüfen bir mekândaki televizyonda izledim. 

O sırada içerde 5, 6 kişi pür dikkat açıklamaları canlı olarak izliyorlardı.

Açıklamayı sonuna kadar bekledim.

Ama Muharrem İnce’nin ne söyleyeceğinden çok, içerde o açıklamayı dinleyenlerin nasıl tepki vereceğini merak ettim.

Tanımadığım, siyasetin hiç de içinde olmayan sıradan insanlar.

Ancak bu açıklamaya ve bu açıklamanın içeriğine o kadar kendilerini kaptırmışlardı ki, ortada bir arayış var mı sorusunun aslında tabanda net cevabını da veriyorlardı.

Derken İnce’nin açıklaması bitti ve dinleyenlerden birisi ‘Nihayet birisi de çıktı!’ dedi.

Arkasından diğerleri ona destek veren acıkmalar yapmaya başladılar. CHP’nin HDP ile ittifak yapmasını, terörist destekçilerine maddi ve manevi imkânlar sunmasını, Atatürk’ün kurduğu partinin devletin bütünlüğünü, milletin bağımsızlığını tehlikeye atan siyaseti hareketlerin içinde olduğuna dair eleştiriler yaptılar.

O da yetmedi, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği seçimleri, kaybettikçe denize düşen yılana sarılır misali olmadık siyasi ilişkileri içine girmesini dahi konuştular.

Nerede siyasi arena da değil, bizzat sokakta, bir esnaf mekânında ve siyasetin sadece seçmen olan kesiminde.

Muharrem İnce’nin liderlik vasfı üzerine ne kadar oturur, kuracağı partiye siyasetin görünün, bilinen isimlerinden kaç kişi gelir, kimler gelir zamanla hepimiz göreceğiz.

Ama şu an için benim gördüğüm sol da, tabanda ciddi şekilde bir arayış ve tercih değiştirme niyetinin olduğu.

Zaten geçtiğimiz Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin, partisi CHP’den daha çok oy almasının da siyaseten başka bir açıklaması olmasa gerek.

Önümüzdeki 4 yıl ve 2024’de yapılacak genel seçimler çok şeylere gebe.

Yeni ve İnce siyasetin sancısı şimdiden başladı!