İnfodemiyi anlamaya ve azaltmaya dair birlikte güçlenmek

İnfodemiyi anlamaya ve azaltmaya dair birlikte güçlenmek

İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde “İnfodemi Eğitimi” tanıtıldı. 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yürütülen “COVID-19 Döneminde ve Sonrasında İnfodemiyle Mücadele” konulu proje kapsamında geliştirilen “İnfodemi Eğitimi” çevrimiçi eğitim aracı kamuoyuna tanıtıldı. Eğitimde uzmanlar ve akademisyenlerin anlatımlarıyla infodemi ile birlikte mücadele etmenin önemi vurgulanıyor.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından Karadeniz İşbirliği Fonu desteğiyle yürütülen “COVID-19 Döneminde ve Sonrasında İnfodemiyle Mücadele” konulu proje kapsamında hayata geçirilen İnfodemi Eğitimi Çevrimiçi Eğitim Aracı 30 Haziran 2021’de çevrimiçi bir etkinlikle kamuoyuna tanıtıldı. İnfodemi Eğitimi, katılımcıların kriz dönemlerinde ortaya çıkan yanlış bilgilere karşı dayanıklılığını arttırabilmek için, çevrimiçi eğitim aracı oluşturarak; sivil katılım, şeffaflık, hesap verilebilirlik ve medya okuryazarlığına katkı sunmayı amaçlıyor. İnfodemi hakkındaki çeşitli çalışma ve kaynakları, konunun uzmanları ve ilgili kurumların anlatımlarıyla bir araya getirerek tek bir çatı altında toplayan çevrimiçi araç, katılımcılarını bu alanda güçlendirmeyi hedefleyen ilk Türkçe eğitim aracı. 

“İçinde bulunduğumuz bu son pandemi değil, dolayısıyla bu infodemi de ilk değil ve son da olmayacak”

Tanıtım etkinliğinde, İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı ve Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci, İnfodemi Eğitimi Çevrimiçi Aracı’nın açık kaynak olarak sunulmasının önemini vurguladı. Proje ekibinin TÜBİTAK desteğiyle yürüttüğü bir diğer çalışma olan “İnfodemi ile Etkin Mücadele için Bireylerin Yanlış Bilgi Karşısındaki Tutumlarının Belirleyicilerinin Araştırılması: COVID-19 Örneği” başlıklı araştırmanın sonuçlarına dayanarak geliştirilen bu eğitimin, infodemiye dair okur yazarlığın artırılması ve bilim karşıtlığı çerçevesinde ciddi bir sorun haline gelen yanlış bilgi ile mücadeleye katkı sunmasını beklediklerini ifade etti. 

1625215096_photo_erkan_saka.jpg

Sertifikalı çevrimiçi eğitim aracı ile olası infodemilerin önüne geçilecek

İnfodemi Eğitimi Proje Yürütücüsü ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emre Erdoğan, kendimizi infodemiye karşı güçlendirirken bilim ve aklın yolunu takip etmenin önemine değindi. Erdoğan, bilgi düzensizlikleri sorununu, “Bu içinde bulunduğumuz son pandemi değil, dolayısıyla bu infodemi de ilk değil ve son da olmayacak” şeklinde vurgularken, gelecekte de farklı konu başlıkları ile yaşanabilecek olası infodemilerin önüne geçilmesi gerekliliğini dile getirdi.

İnfodemi Eğitimi Proje Koordinatörü Birnur Eyolcu Kafalı, İnfodemi Eğitimi Çevrimiçi Eğitim Aracı’nı katılımcılara tanıttı. Yedi temel başlık altında toplanan derslerde, infodemi hakkında farkındalık oluşturmak ve mücadele alanları geliştirmek için farklı disiplinler ve uzmanlıklardan konukların anlatımları ile eğitimin zenginleştiği vurgulandı. Ders anlatımları ve röportajlar ile oluşturulan video içeriklerinin yanı sıra, okuma önerileri, medyadan içerik önerileri ve testler ile eğitimin desteklendiği ifade edildi. Eyolcu Kafalı,  http://turkuazlabsaha.org/class/infodemi web adresinde yer alan çevrimiçi eğitim ile katılımcıların infodemi hakkında kapsamlı bir çalışmaya erişebileceklerinin ve derslerin tamamlanması durumunda sertifika alınabileceğinin altını çizdi.

“Bilimsel bilginin anlaşılır hale getirilmesi önemli”

İnfodemi Eğitimi Projesi ve Çevrimiçi Eğitim Aracı’nın sunumunun ardından, etkinlik, infodeminin COVID-19 pandemisinde yayılan örnekler ve bilimsel tartışmalar üzerinden ele alınması, medya ve infodemi ilişkisi, doğrulama kuruluşlarının infodemiyle mücadele hakkındaki çalışmaları ve COVID-19 pandemisinde nitelikli bilgiye erişimde kırılgan gruplardan biri olan yaşlılara yönelik araştırma bulgularına yer veren panelle devam etti. 

Virolog Prof. Dr. Selim Badur, COVID-19 döneminde yaşanan infodemi ve bilim karşıtlığı üzerinden konuyu ele alırken, salgınla mücadelede alınan önlemlerin bilimsel dayanaklarına vurgu yaptı. Bilimde zaman içerisinde edinilen yeni veriler ile eski görüşlerin değişebileceğini, dolayısıyla bilimin kendini doğrulayan bir yapısı olduğunu ifade eden Badur, aşı karşıtlığı konusuna da değindi. Badur, medyanın sağlık okuryazarlığı ve aşı gibi konulara ilgi göstermesine duyulan ihtiyacın altını çizerken, aşı karşıtlığı konusunda medya eğitiminin ötesine geçmenin önemli olduğunu vurguladı. 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erkan Saka, medya ve infodemi ilişkisine değindi. Saka, son yıllarda artan bilim karşıtlığına değinerek, içinde bulunduğumuz sürecin medya okuryazarlığı ve dijital okuryazarlığın yanı sıra bilim okuryazarlığına duyulan ihtiyacı da ortaya çıkardığını vurguladı. Saka, “Sosyal medyadaki anonimlik farklı alanlarda etkili olsa da yanlış bilgiyi yaymada kamusal figürler ve insanlar çok daha etkili” diyerek, infodemiyle mücadelenin kamusal alanda yürütülmesinin önemine değindi.

Teyit.org editörü Nilgün Yılmaz infodemiyi, “Özellikle sağlık alanında yayılan, viralleşen, aşırı miktarda, düzensiz, doğru veya yanlış bilgi” olarak tanımladı ve sadece Mart 2020’de on bine yakın şüpheli bilgi bildirimi aldıklarını ifade etti. Teyit.org’un COVID-19 sürecinde bilgi düzensizliğine karşı yürüttüğü faaliyetlere değinen Yılmaz, bilimsel bilginin anlaşılır hale getirilmesinin önemini vurgularken, bu süreçte akademi, medya ve sivil toplum ile iş birliği içerisinde çalıştıklarının altını çizdi.

“Yerel yönetimleri güçlendirmek önem taşıyor”

Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgür Arun konuşmasına Türkiye’deki yaş ayrımcılığına değinerek başladı. Ekibiyle birlikte yürüttükleri “Covid-19 Sürecinde Yaşlıların Enformasyon Arayışı ve Enformasyon Değerlendirmesi" başlıklı araştırmanın bulgularına değinen Arun, 65 yaş üzeri yaşlı insanların nitelikli bilgiye erişiminin hem sınıfsal hem de toplumsal cinsiyet bağlamında çeşitlendiğini belirtti. Arun, “Pandemi, kriz ve acil durumlar kendini tekrar gösterecek. Bu durumlarda yerel yönetimleri güçlendirmek yereldeki eşitsizlikleri çözmek için oldukça önemli” sözleriyle yaş ayrımcılığının farklı aktörler ile birlikte çözülmesi gereken bir sorun olduğunun altını çizdi ve yaşlıların nitelikli bilgiye erişiminin sağlanması için kamu televizyonculuğuna duyulan ihtiyacı vurguladı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.