İstanbul Sözleşmesi'nin bekçileri CHP'li kadınlar

İstanbul Sözleşmesi'nin bekçileri CHP'li kadınlar

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kuşadası Kadın Kolları Başkanlığı, Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve İstanbul Sözleşmesi ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. 

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı ve PM Üyesi Aylin Nazlıaka’nın çağrısıyla Cumhuriyet Halk Partisi’nin kadın örgütleri tarafından İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili ülke genelinde düzenlenen ortak basın açıklaması Kuşadası’nda da yapıldı. CHP Kuşadası İlçe Örgütü binasında düzenlenen toplantıya CHP Kuşadası İlçe Başkanı Mehmet Gürbilek, CHP Kuşadası Kadın Kolları Başkanı Ayşegül Dağlı ve kadın üyeler katıldı.

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR”

CHP Kuşadası Kadın Kolları Başkanı Ayşegül Dağlı tarafından yapılan açıklamada “Kadın mücadelesi yalnızca kadınların da mücadelesi değil. İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak ve uygulanmasını talep etmek, kadınlar kadar erkeklerinde içinde yer alması gereken bir adalet ve insan hakkı mücadelesidir. Türkiye’de sosyal devlete ve adalete, ekmek gibi, su gibi bir ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz. Bugün ülkemizin her bir köşesi işsizlik, yoksulluk, adaletsizlik ve şiddet ile kaynarken, siyasi iktidar yangına benzin dökecek kadar kontrolünü yitirmiş kararlar alıyor. 2011 yılında imzalanan ve kadına yönelik şiddete karşı devletin atması gereken adımları temel alan İstanbul Sözleşmesi, bugün uygulanıyor olsa birçok kız kardeşimiz yaşıyor olacaktı. Birçok kadın evde ekonomik şiddet görmeyecekti; psikolojik şiddete uğrayıp susmayacaktı ve hatta bu yüzden hayatına son vermeyecekti. İstanbul Sözleşmesi’nin 4 temel hedefi vardır. Birincisi; kadına karşı şiddetin önlenmesi için devletin tedbirler alması gerektiğine işaret etmektedir. İkincisi; eğer kadına karşı şiddet hala devam ediyorsa, kadın-erkek eşitsizliği sürüyorsa devletin kadınların hayatını korumak için etkin adımlar atmasını istemektedir. Devlete ‘6284 sayılı kanunu uygula, kadınları aktif ve etkin koru’ demektedir. Üçüncü adımda ise şiddet önlenemediyse, kadınlara zarar veren erkeklerin adil yargılanması ve cezalandırılması gerektiğini vurgulamaktadır. Devlete ‘Etkin ceza sistemi uygula, adaleti sağla’ demektedir. Dördüncü ve son adımda ise sözleşme devlete kadınların daha güçlü bireyler olabilmesi, hayatın her alanında yer alabilmesi için çalışmalar yapması gerektiğini işaret etmektedir. Özetle; İstanbul Sözleşmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını öngören ve kadına karşı sokakta ya da evde şiddetin önlenmesini amaçlayan hukuki bir belgedir ve Türkiye Cumhuriyeti de altına imza attığı bu sözleşmenin gereklerini yapmak zorundadır. İstanbul Sözleşmesi, hiçbir dine ya da kültüre aykırı kurallardan bahsetmiyor; çünkü tüm kadınların şiddetten korunmasını amaçlıyor. Kısacası; İstanbul Sözleşmesi, rengi, dili, dini, kılık kıyafeti, dünya görüşü ne olursa olsun tüm kadınların şiddet görmemesi için var. Bugün neredeyse her gün bir kadının öldürüldüğü, tacize, tecavüze ya da farklı şiddet türlerine maruz kaldığı ülkemizde İstanbul Sözleşmesi bizim kırmızı çizgimizdir. Bu çizgiyi aşanı, sözleşmeyi uygulamak yerine kaldırmak isteyenlere oturdukları koltukları dar edeceğiz” ifadelerine yer verildi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.