İşte mutlu ebeveyn ve mutlu çocuk ilişkisinin ipuçları

İşte mutlu ebeveyn ve mutlu çocuk ilişkisinin ipuçları

Ebeveynler ve çocuk arasındaki iletişimin sağlıklı olmasının çocuğun geleceğini önemli ölçüde etkilediğini söyleyen Reiki Master, Duygu Dönüşüm ve Yaşam Koçu Seyhan Kuralı, bu konuda yapılması gerekenler hakkında önemli ipuçları verdi.

Günümüz dünyasında ebeveyn olmanın daha zorlaştığını belirten Seyhan Kuralı, çocukların adeta “mükemmel proje” şeklinde yetiştirilmesi gibi bir yönelim olduğunu ifade etti. “Çocuğum her şeyi bilsin, her alanda çok başarılı olsun” gibi bir önyargının çocukların gelişimini olumsuz etkileyebildiğini dile getiren Kuralı, “Yetişkinlerle gerçekleştirdiğim bireysel seanslarımda hep görüyoruz ki; bugünkü blokajlarının büyük çoğunluğunun temeli, çocukluk döneminde ebeveynler, aile büyükleri ve öğretmenleri tarafından atılıyor. Bizler ebeveyn olarak farkına varmalıyız ki; çocuğumuzla kurduğumuz beklenti dolu iletişim travmalara neden oluyor. Çocuklara gerekli gereksiz bir sürü yükleme yapılıyor. Burada çocuğun mutluluğu ve beklentilerinden çok ebeveynlerin geçmişte kendi yapamadıklarını çocuklarından beklediklerini görüyoruz. Çocuk eğer bir etkinliğe isteyerek gitmiyorsa itiraz edecek ve mutsuz olacaktır. Buna rağmen yapılan zorlama, çocuk ve ebeveyn arasında güvensizliğe yol açabilir. Çocuğu neye, nasıl ve neden yönlendirdiğinizin öncelikle farkına varmanız lazım. Kendimizi sorguladığımızda çoğunlukla çocukluk travmalarımızı görürüz. Bu farkındalıkla hissettiğimiz duygularımızı ve kendimizi dönüştürebilirsek çocuğumuzla daha ayakları yere basan ebeveynler olarak iletişim kurabiliriz. Böylece çocuğumuzun isteklerini dinleyip sahiplenebileceği etkinliklere yönlendirebiliriz” diye konuştu.

“KOŞULSUZ SEVGİ GÖSTERİN”

Mutlu çocuk ve ebeveyn ilişkilerinin temelinde koşulsuz şartsız sevgi ve güven olduğunu kaydeden Seyhan Kuralı, “Aileler koşulsuz sevgi göstermezlerse eğer; çocuklar mesela yalnızca ‘başarılı’ olunca sevgi görecekleri gibi bir duyguya kapılabilir. Çocuk ‘beni bu koşulla seviyorlar’ diye algılar. Sevgiyi koşullara bağlamayı öğrenir. Bu nedenle yalnızca başarıya odaklı şekilde büyür ve yalnızca başarılı olduğunda sevgiyi alabileceğine inanır. Bu da ileride başarı takıntısı haline gelebilir ya da başarı konusunda blokaj oluşturabilir. Başarılı olduğunda ödül verme sistemi doğru değil. Sevginizi her fırsatta ve her koşulda gösterin. Çocuğu tarafsızca gözlemleyerek, kendi isteklerinizi bir kenara bırakarak, nötr bir konumda kalarak ne hissettiğini anlamaya çalışın” ifadelerini kullandı.

“HER ÇOCUK BİREYDİR”

Duygu Dönüşüm ve Yaşam Koçu Seyhan Kuralı, çocukların doğumlarından itibaren birey olduğuna ve bireysel alanlarına saygı duymak gerektiğine dikkat çekti.

Kuralı şunları söyledi: “İnsanlar hayvanlardan farklı olarak, yaklaşık 2 yaşına kadar ebeveynleri tarafından beslenip kollanarak hayatta kalabilirler. Çocuğumuzun 1 yaşından sonra kendisinin yemek yemesine izin vererek onu bağımsızlığa hazırlayabiliriz. Kıyafetleri kirlenecektir, ortalık pislenecektir. Önemsemeyin. Çocuklar ne kadar yemek yemeleri gerektiğini aslında bilirler. Ağzına zorla yemek tıkıştırmak ileride yeme bozukluğuna yol açabilir. Çocuğun önüne alternatifleri koyun, kendi seçimlerini yapabilsin. Sonra vakti geldiğinde kendi kıyafetlerini seçme konusunda serbest bırakın. Aksi takdirde yetişkin olduğunda kendi kararlarını verirken mutlaka bir onay ihtiyacı duyacaktır. Çocuklara kendi seçimlerinin sonuçlarının yine kendilerini etkileyeceğini açıklıkla anlatmak gerekir. Böylelikle seçimlerinin sorumluluğunu almayı öğrenirler. Mesela diş fırçalamaya zorlamak yerine, dişlerini fırçalamazsa neler olacağını sakince anlatın. Mikropları, ağzı temiz olmazsa daha sonra dişlerine olabilecekleri anlatın... Kendisi zaten zamanla isteyerek dişlerini fırçalayacaktır. Çocukların seçimlerine saygı duymanız, onu ileride kendi hayatıyla ilgili kararlar alabilmesi konusunda cesaretlendirecektir. Çocukların hata yapmayı da deneyimlemeleri gerekir. Yanlış yoktur, deneyim vardır. Çocuklar deneyerek öğrenir. Ebeveyn olarak bir şeyler öğrenebileceği tüm deneyimleri yaşayabilmesi için sabırlı olup alan açacağız”

“ÖZ BAKIM KONUSUNDA YÖNLENDİRİN”

Çocukların özellikle öz bakım konusunda teşvik edilmesi gerektiğinin altını çizen Kuralı sözlerini şöyle sürdürdü:  “5 - 6 yaşından sonra çocuğun kendi başına yıkanması için izin vermek gerekli. Öz bakımlarını kendisi yapabilir. Kendi bedenini ve cinselliğini keşfetmesi için de alan tanınmalı. Tabii eğer ebeveyn çocuğunun bu şekilde temiz olmayacağını düşünüyor ve kaygılanıyorsa, kendisinin o noktada farkına varması, dönüştürmesi gereken bir geçmiş blokajı var. Çocuğunuz kendisini temizleyemezse ne hissediyorsunuz? Örneğin başarısız ve yetersiz bir anne mi? Eğer, bunu yapamayacağına inanıyorsanız bu sizin kendi kaygınızdır. Çocuğun duygularını ifade etmelerine izin verin ve saygılı olun. Yere düşüp dizini acıttığı zaman 'bir şey yok ağlama' gibi cümleler, acısını göstermesine izin vermiyor. Çocuklara komutlarla yaşamayı öğretiyoruz. Otur! Kalk! Çalış! Uslu Dur! Böylece duygularını bastırarak büyüyorlar. ‘Ağlama bişey yok’ yerine 'Evet haklısın; canın yandı. Ben düşünce benim de canım yanıyor' gibi cümleler kurarak duygusunu ifade etmesini sağlayabiliriz. Duygularının farkında olan bir birey her zaman iyiye doğru gelişmeye açık olur”
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.