BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Levent Akgerman: 
 

“Yüzde 8’i yakalamalıyız”
KGF tarafından piyasalara nefes aldırmak adına sağlanan yaklaşık 200 milyar liralık fonun da etkisiyle yakaladığımız yüzde 5.1’lik büyümeyi genel olarak sevindirici görsek de, Türkiye gibi bir ülke için bu büyüme oranının çok daha yüksek seviyelerde olması gerekliliğini göz ardı edemeyiz. Ülkemizde refahın artması ve gerçek bir büyümeden söz edilebilmesi için en az yüzde 8’i yakalamalıyız. Bu da ancak katma değerli üretimin daha fazla desteklenmesiyle ve yapısal reformların bir an önce hayata geçirilmesiyle mümkün olacaktır. Türkiye’nin kısa vadeli pansumanlardan çok sürdürülebilir bir ekonomi politikasına ihtiyacı var. Bunun için de eğitimin uluslararası rekabetçiliği perçinleyecek şekilde uygulanması ve hem bireylerin hem de şirketlerin yasal eşitliğini öne çıkaracak yargı reformu temel önkoşuldur.

KESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Yöndem: 
 

“Yatırımlarımıza hız vermeliyiz”
Küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmalar, uzun zamandır Türkiye ekonomisini de yakından etkiliyordu. Özellikle döviz kurlarındaki büyük hareketlilik zaman zaman iş dünyasına ciddi darbeler indirse de, sanayicisinden hizmet sektörüne kadar iş dünyasının tüm bileşenleri çalışmaktan vazgeçmediler. Bugün gelinen noktada 2017 ikinci çeyrekte büyüme oranımızın yüzde 5’in üzerinde olduğunu görüyoruz. Şimdi bu olumlu havayı arkamızı alarak yelkenlerimizi şişirmeli ve yatırımlarımıza hız vermeliyiz. Temennimiz ülke ekonomimizin büyüme oranının daha da yukarıları görmesidir.

EGOD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Akkalay: 
 

“Otomotiv sektörünün payı büyük”
Ülkemizin ekonomik büyümesinin ivmelenerek sürmesi, tüm iş dünyasında büyük bir sevinç yarattı. Daha güçlü bir ekonomi için yapılan çalışmaların meyvesini almanın mutluluğu içerisindeyiz. Açıklanan yüzde 5.1’lik ikinci çeyrek büyümesinde, ülkemizin ihracat lideri otomotiv sektörünün payı büyük. Özellikle yerli otomobil konusunda çalışmaların hızlanması, bu noktada büyük önem taşıyor. Ülkemizin tamamen kendi üretimi olan otomobil konusunda seri üretime başlandığında hem ithalatın azalması hem de ihracatın artmasıyla büyüme hızımızın artacağına şüphe yok. Hayali kurulan en az yüzde 8’lik büyümeyi yerli otomobille yakalayabiliriz.