İzmir'den Kazdağları'na "Su ve Vicdan Yaşam yürüyüşü" Dikili'deydi!

İzmir'den Kazdağları'na "Su ve Vicdan Yaşam yürüyüşü" Dikili'deydi!

Yaşam savunucularından Süleyman Eryılmaz yaptığı konuşmada “Suriye de başlayan savaşa da karşı olduklarını, çünkü savaşın her türlü canı ve insanları öldürürken doğayı da katlettiğini” ifade etti, ,yürüyüşün amacını ve programını açıkladı.  

“Efemçukuru’ndan Kazdağlarına su ve Vicdan Yaşam yürüyüşü” katılımcıları Dikili'de Dikili Emek ve Demokrasi Platformu ve erbane çalan kadınlar tarafından coşku ile karşılandılar.  Karşılayanlar arasında Dikili'nin emek, yaşam ve demokrasi mücadelesinde uzun yıllar emek veren eski Belediye Başkanı Osman Özhüven’nin de olduğu çoşkulu kalabalık meydanda toplandı. Bergama Ovacık'da ki Koza şirketi tarafından işletilen altın madeni işletmesi de protesto edildi. Maden altın cevheri bittiği halde hala faaliyetine devam ediyor. Çevre illerde ki madenlerden getirilen altın cevheri burada işleniyor ve doğa tahribatı devam ediyor. Maden çevresinde ki yöre halkında kanser vakaları çok daha sık olarak görülmeye başlandı. Halkın ısrarlı taleplerine rağmen bölgede sağlık taraması yapılmıyor. Tamamen dolmuş bulunan 2 siyanürlü arıtma havuzun yanına üçüncü bir havuz daha inşa halinde. Çevreciler yeni inşa edilen havuz için yürütmeyi durdurma davası açtılar. 

20191011_idt_edremit(06)_bisiklet_basin.jpg

Su, Vicdan ve Yaşam Yürüyüşü Ayvalığa ulaştı…

Ayvalık 'da “Ayvalık Tabiat platformu” üyeleri tarafından karşılanan yürüyüşçüler büyük bir kalabalık ile Ayvalık Cumhuriyet Meydanına kadar birlikte bir yürüdüler. Ayvalık Tabiat Platformu dönem Sözcüsü Nebahat Dinler yaptığı basın açıklamasında, Kaz dağlarındaki altın madeni ve doğa tahribatına dikkat çekerek,“Her yerde, dağlarımızda, köylerimizde, akarsularımız da, yurdumuz da vahşi sermayenin akıl almaz talepleri ve projeleri ile karşılaşıyoruz. Mavinin, yeşilin, rüzgarın, balığın yaşam alanlarında önümüze maden sahaları, enerji projeleri, taş ve granit ocakları, kepçeler sondaj makinaları çıkıyor. Yüzbinlerce ağacımız yok ediliyor. Yaşam savunucularına sesleniyoruz, birleşe birleşe kazanacağız BİLFER elini Karaayıttan çek..!”. duyurusunu yaptı.

İzmir’li yaşam savunucuları, Ayvalık’dan sonra Gömeç’de Gömeç Çevre Platformu ve Artur Çevre platformu üyeleri tarafından karşılandı. Gömeç Belediye Başkanı Mehmet İrem Himam,  “Kazdağları bizim, bizim olan bir şey neden başkalarına satılıyor, bizim olana sahip çıkalım” dedi. 

Su, Vicdan ve Yaşam Yürüyüşü nün 3.günü  Burhaniye’de Burhaniyeli Yaşam savunucuları ile birlikte  sloganlar ve alkışlar eşliğinde  yürüyüş yapılarak ve katılımcılardan Ertuğrul Barka’nın altın madenciliğinin doğaya  ve ülkeye verdiği tahribata yönelik konuşması ile başladı, Barka devamla, "Truman Doktrini ve Marshall yardımlarıyla başlayan, az gelişmiş ülkelerin borçlandırılarak yeni sömürgecilik uygulamaları sonucunda; ekonomik, siyasal, politik, kültürel bağımlı hale getirilen ülkelerle birlikte ülkemizde ekolojik yağma ve talana uğraşmaktadır. Topraktan sonra sular, denizler de sermayeye katılıyor . Sermaye büyütülürken Yaşam yok ediliyor. Bu nedenle direniyoruz ve kazanacağız" dedi. 

Bur-Çep (Burhaniye Çevre Platformundan) Eşref Dağ’ın okuduğu basın açıklamasında ise,  "12 Ekim de Çanakkale’de yapılacak miting,  altın madeni şirketinin ruhsatının yenilenmemesi ve madencilik faaliyetlerine son vermesi yönündeki talebimizin ,Türkiye’nin her karış toprağındaki canlıların yaşama hakkını savunan insanlar olarak dile getirilmesini amaçlamaktaydı. Bu miting Çanakkale Belediyesi ve Ege Marmara Belediyeler Birliği’nce Suriye’ye başlatılan askeri operasyonu gerekçe gösterilerek, tertip komitesinin ortak kararı olmadan, iptal edilmiştir. Ancak, ekolojik tahribat yerli-yabancı hiç fark etmez devam ediyorsa ve altın şirketlerinin yağma ve talanı bu topraklarda devam ediyorsa, mücadelemiz de devam edecektir. Burhaniye’nin ve toplamda tüm Edremit Körfezi’nin en yakıcı ve en hayati sorunu Burhaniye/İvrindi sınırındaki TÜMAD altın madenciliğinin en ucuz ve en vahşi yöntem olan, açık ocak liç yöntemiyle siyanürle altın ayrıştırma yapacak olmasıdır. Ekolojik kirlenme Karadere, Korucaoluk, Yaylacık, Değirmenbaşı ve Küçük Ilıca  köyleriyle sınırlı kalmayacak, Burhaniye’nin, İvrindi’nin, Bergama’nın da içinde bulunduğu çok büyük bir coğrafyanın yaşamsal sorunu haline gelmiştir. Madenin yaptığı kırma, eleme ve ayrıştırma işlemleri esnasında kullanacağı siyanür ve diğer ağır metaller, İvrindi ve Burhaniye’nin yer altı sularına ama asıl önemlisi Burhaniye’nin içme suyu olarak çeşmelerinden akan ve bu suyun kaynağı olan ve sadece 2.5 km uzakta olan Düdüklü suyu kaynağına  karışacaktır" 

20191011_idt_edremit(02)_basin.jpg

EDREMİT KÖRFEZİ CAN ÇEKİŞİYOR!

Burhaniye'den Edremit'e geçen gurubu, Edremit Çevre Sağlığı ve Doğayı Koruma Derneği, Akçay Bisiklet grubu, Edremit Çevre Platformu üyeleri ve doğa savunucuları karşıladı. Yürüyüşçüler kortej halinde şehir meydanına kadar alkışlar ve sloganlarla yürüyerek bir basın açıklaması yaptı. 

Edremit Çevre Platformu adına konuşan Kubilay Öztürk, " Edremit'in etrafı kurşun, altın molibden madenleri ile çevrili. Biz bu olumsuz gelişmelerin tam ortasındayız. Havranla Edremit sınırında bir molibden madeni var. İşletme kapatıldı anacak ocak açık ve şu ana kadar rehabilite edilmedi. Davamız devam ediyor. Çanakkale sınırımızda bir termik santrali var. Yenice'de kurşun madenleri, var kapasite artırmaya devam ediyorlar. Kendi şehrimizde de olumsuz yapılanmadan, kötü şehirleşmeden dolayı sorunlarımız var. Denizimiz can çekişiyor körfez ölmek üzere. Arıtma tesislerimiz yeterli değil. Ayrıca Kaz Dağlarından doğan güzel derelerimiz körfezde kirlilik taşıyan kanallar haline geldi. Ayrıca 3 tane de vahşi katı atık depolama alanımız var. Tamamından metan gazı çıkıyor. Eybak dağına da RES yapılmak isteniyor "diyerek Edremit in çevre sorunlarını özetledi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.