İzmir’in en çok sahne yapan ismidir İlkay Kıyak, güzeldir, alımlıdır, akıllıdır. 'Kuru sıkı' diye tabir edilen tiplerden değildir. Zekasından kalbine dolu doludur güzel sunucu. Dün yine İzmir’in bir yerlerindeydi şirin sunucu. Yine elinde çok sevdiği mikrofonu ve yine karşısında onu görmekten büyük haz duyan kalabalıklar vardı. Bazı anlarda uzun uzun bilgilendirdi misafirleri, bazı anları ise şiirle süsledi. Kâh tebessüm ettirdi gelenlere, kâh hislendirdi. Sunuculuğunu yaptığı etkinlikleri izlemeye gelenler arasında kimler yoktu ki? Her gelen en yükseğinden verip gitti puanını.

Konuklar töreni bırakıp İlkay’ın başarısını konuştular ara ara. Dediler ki, “Bu kız İzmir için bir yüz akı” Dünkü sunumlarında dikkat çeken bir kıyafet vardı üzerinde. Üzerindekinden de çok başına odaklandı tüm bakışlar. Bir taç vardı ki başında ay ve yıldızdan mamül. Bir taçtı ki başında ki Türkiye’yi anlatan. Mis gibi Cumhuriyet, mis gibi Kemal Atatürk koktu yine ortalık. Kokunun kaynağı İlkay’dı söylemeye gerek yok artık.

Ünlü modacı Jale Gelgör’ün eseri olan ay yıldızlı taç devleşti İlkay’ın başında. Cumhuriyet’te ordaydı, Mustafa Kemal’de. O taç ki tek başına ifade ediyordu günü A’sından Z’sine. Bir defa daha alkışlar İlkay’aydı. Bir defa daha patlayana kadar dövdü avuçlar birbirini. Bayramsa bayram. Cumhuriyet o gün İzmir’de İlkay’la devleşti.

Cumhuriyet kızı İlkay’a gelince

Başında Cumhuriyet Tacı’yla arz-ı endam ederken sahnede

Şöyle dedi kendi kendine :

“Sen ne güzel bir sevgilisin ey Cumhuriyet,

Düşünülmez senden başkası, düşünülmez elbet”