Seferihisar’ın başarılı gazetecisi Ezgi Yeşil’in başarılı haber çalışmasını okuduğumda konuşamadan duramadım, yazamadan da duramadım.

Haberin girişi meslektaşım Ezgi’nin kaleme aldığı gibi aynen şöyle:

Seferihisar Camikebir Mahallesi Karakayalar mevki Damla Sitesi’nde zemin katta oturan Özlem Öztekin kızı Yaren’in eve giriş çıkışlarında büyük sorun yaşadığı için evden çıkabilmesi arkadaşları ile görüşebilmesi amacıyla zemin katta bulunan dairesinin yanına aile kendi imkânlarıyla bir engelli rampası yaptı. Ama aynı apartmanda bulunan 12 daireden 5’i görüntüyü bozuyor diye belediye ve kaymakamlığa şikâyette bulundu. 

Okuduğunuzda düşünmemek, düşündüğünüzde hissetmemek, hissettiğinizde ise üzülmemek elde değil.

Engelli kardeşimizin hayata bağlantısını sağlayan engelli rampası, nasıl olur da birilerinin görsel zenginliğini bozabilir anlamış değilim.

İnsanlık öldü mü? Dedirten bu davranışın tam tersi, o insanların engelli kardeşimizi gerekirse sırtlarında taşıyarak, hayatla bağlantı kurmasını beklemek, insanlık ötesi beklenti mi acaba?

Dünya’nın, ülkelerin engelli kardeşlerimiz için her gün ne yaparız, onları hayata nasıl bağlarız, onlara yaşamı nasıl daha kolay hale getiririz diyerek çabaladığı bir düzlemde, birilerinin engelli rampasından rahatsız olarak şikâyette bulunmasını gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum.

Ezgi Yeşil meslektaşımın çok güzel şekilde ele aldığı, insanların insan duyarlılığına çok dokunan bu haberden dolayı öncelikle kendisini insanlık adına tebrik ediyorum.

Toplumumuzda böyle olayları bulmak, bu tür insanları kamuoyunun vicdanına bırakmak, engelli kardeşimize engel çıkaranları bir nevi teşhir etmek gazeteci olarak hepimizi görevi.

Biz insanoğlu olarak, bir kedi gördüğümüzde, bir köpek gördüğümüzde, bir çiçek gördüğümüzde bile kalbimizin atışını, akışını tutamazken, bazı insanoğullarının engelli rampasından rahatsız olmalarına neden olan düşüncenin kalplerine nasıl indiğini doğrusu merak ediyorum.

Hukuken şikâyetçi olmak herkesin en doğal hakkı. Ama hukukta insanlar içinse bu şikâyetin sonucunu da şimdiden çok merak ediyorum.

Şikâyeti alan kaymakam, belediye başkanı ne yapabilir, yaptırabilirler?

Ya şikâyetçilerin şikâyetini geri çevirirler.

Ya da ‘Biz görev adamıyız’ diyerek ekipleri gönderip, engelli kardeşimizin engelli rampasını birilerinin görsel zevkini bozuyor diye kaldırırlar.

Görme engelli kardeşlerimizin şehri rahat gezebilmesi için bütün kaldırımları, sarı görme engelli yolu kaplayan bir medeni dünyada, engelli rampasına takan zihniyeti şiddetle kınıyorum.

Şikâyetlerinde diyorlar ya, ‘Engelli rampası görüntümüzü bozuyor’, ben de onlara diyorum ki, ‘Kafanızdaki rampa’ da bizim sinirimizi bozuyor!