Manisadaki Maxion İnci Jant fabrikasında gerçekleştirilen toplantıda konuşan Maxion Türkiye ve Afrika Operasyonları Başkan Yardımcısı Hakan Ünlü, tüm dünyada yaşanan değişim rüzgarlarından ülkemizin de etkilendiğini ifade etti. 

İş yönetimi süreçlerinde pek çok iç veya dış etken nedeniyle tehdit oluşabileceğini ifade eden Hakan Ünlü, bunların kısmen öngörülebilir olduğunu ve risk yönetiminin bir şirket politikası olarak ele alınması gerektiğini söyledi. 

DEĞİŞİME AÇIK OLUN 

Risk yönetimini uygulamak için öncelikle değişime ve farklılaşmaya açık olmak gerektiğini dile getiren Hakan Ünlü, “Hem rekabeti sağlamak hem de ülkeye katma değer yaratabilmek amacıyla risk algısını ve yönetimini iyi analiz etmek gerekiyor. Şirketler, geçmişte kısa ve uzun vadeli hedeflerini yaşama geçirmek için süreç içinde bazı düzeltici önlemler alabiliyorlardı. Bu önlemler ise bir yere kadar kullanışlı olabiliyordu. Şu anda farklı risklerde meydana çıktı, bu nedenle risk yönetiminin önemi daha da arttı” diye konuştu. 

Ünlü, “Üretim süreçlerinde ve Pazardaki riskleri minimize etmek için dijitalleşmeye yöneldik. Dünya otomotiv sektöründe rekabet ederken, kontrolünü sağlayamadığımız koşullarla mücadele edebilmek için değişikliğe gittik. Birkaç yıl önce başlattığımız ve 3 yıl kadar da altyapısını hazırladığımız Endüstri 4.0 modeli ile birlikte verimlilik ve maliyet avantajını yakalamak için düğmeye bastık. Departmanlar arası kontrolü ve işbirliğini de artırdık. Yetkin insan kaynağına ihtiyacımız da arttı. Altyapı harcamaları ve verilerin doğru toplanması, süreçlerin planlanması, verilerin eşleştirilmesi ve optimum fayda sağlayabilecek hale getirilmesi gibi pek çok adım attık. Özellikle işgücü, kapasite artırımı, işletme sarf giderlerinin azaltılması ve zamandan tasarruf konularında kazanımlar elde ettik” ifadelerini kullandı.

KAYNAKLARI VERİMLİ KULLANIN

Değişen koşullarla birlikte tehditlerin de çoğaldığını kaydeden Hakan Ünlü, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm dünyada yaşanan iklim değişikliği, göçler, bilgi hırsızlığı, siber saldırılar, doğal afetler gibi tehditlerin yanısıra özellikle son birkaç yılda ülkemizde artan girdi maliyetleri de firmaları olumsuz etkiledi. Elektrik, su, doğalgaz, araç kiralama, insan kaynakları gibi unsurların maliyeti döviz artışı ile birlikte tetiklendi. Burada riskleri yönetebilmek ve verimlilik için bazı önlemler alınması gerekiyor. Ana kaynağımız olan dünyayı korumak için kaynakları da verimli kullanmak daha da önem taşıyor. İşletmeler için en önemli şey olan sürdürülebilirlik konusu için her alanda risk analizi ve kalite yönetimini de kısa orta ve uzun vadeli olarak planlamak lazım”