Hayatta her önemli şey sağlık iken, bunu bir kader oyunu olarak görmek ne derece doğru olabilir ki.

Kimsenin bize zorla bir şey yaptırmadığı, kimsenin bize zorla bir şey yedirmediği, kimsenin bize yapamazsın demediği bir dünyada, kendimiz yapıp, kendimiz yemeyip, kendimiz yapmadığımız için bir takım rahatsızlığa kapılıyorsak,  bunun adı ne olursa olun, önüne Kader gelemez.

Bugün 4 Şubat Dünya Kanser Günü.

Öyle coşkulu, neşeli, oynamalı, oynatmalı bir gün değil.

Ama öyle umut dolu, mutluluk dolu, hayat dolu, öğrenme dolu bir gün.

Öncelikle kanser rahatsızlığı içinde olan tüm insanlara şifalarını bulmalarını diliyorum.

Kansere karşı bilinçli bir toplum olmakta, hem üretici,  hem tüketici anlamında bugünün bilinçlenme ve öğrenme etkinliği içinde dolu dolu geçmeli.

Bugün, GDO ile oynanmış, iki kuruş daha fazla para kazanma hırsıyla,  insanların kanser olmasına neden olacak ürünler yetiştirenlerin,  aynı dünyada yaşadıklarını, yaşadıkları dünyada nasıl üretildiğini düşünmeden yediği birçok şeyin varlığını hatırlatmak gerekir.

Bugün, sakinleştiriyor, rahatlatıyor, keyif veriyor diye insanlığın sözde tüketimine sunulan, sigaranın sağlık açısından ne kadar zararlı olduğunu, kanser yapan en büyük etken olduğunu anlatmak gerekiyor.

Bugün, ‘Beni kanser ettin’ derken, değişmeceli anlamda söylediğimiz cümlenin, kendi sağlığımıza dikkat etmediğimiz için ‘Kendimi kanser ettim’ karşılığını düşünmek gerekiyor.

Bugün, belki yarın, belki öbür gün, ama hayatın bir kesitinde aramızdan ayrılması muhtemel kanser tedavisi görenlere, hayatın paylaşmakla,  sevgiyle, hatırlanmakla ne kadar güzel olduğunu göstermek gerekiyor.

Kanser, hayattan kopmanın belki de en acı yolu.

Allah herkese yatakta, acısız ölüm versin.

Kanser mutlak değildir.

Mutlak olan sadece, her canlının bir gün ölümü tadacak olmasıdır.