9 Eylül Gazetesi köşe yazarı Serdar Öztürk, Karabağlar Belediyesi’nde yaşanan bir olayı geçtiğimiz gün kaleme almıştı. Öztürk, yazısında Karabağlar Belediye Başkan Yardımcısı'nın kapısının bir memur tarafından tekmeyle kırıldığını belirtmişti. Öztürk, bugün de bu olayla ilgili yeni bir gelişmeyi köşe yazısına taşıdı ve karşı taraftan gelen ilginç savunmayı yazısında bildirdi. İşte Serdar Öztürk'ün o yazısı:

ÇİŞİNİZ GELDİYSE

Bir özet geçelim…
Karabağlar Belediyesi’nde sözleşmeli memur olarak göreve başladıktan sonra 2014 yerel seçimleri öncesi memur da olmayı başaran M.A. işe gelmeyip belediyede iş takibi yapınca müdürü tarafından uyarılmış, bunun üzerine ortalığı ayağa kaldırmıştı.
Hakkında tutanak tutulan M.A. aynı gün gece yarısı, yanında belediye meclis üyesi A.B. ile belediye binasına gelmiş, hakkında tutulan tutanağa öfkelenerek belediyenin giriş katında hemen sağda bulunan başkan yardımcılarının odasına doğru yönelmiş ve öfkeyle kapıyı tekmelemişti.
Ertesi gün belediye dışındaki birimde görevlendirilen M.A’nın disiplinde bekleyen dosyasından az ceza alması için de bazı belediye meclis üyelerinin bürokratlara baskı yaptığını yazmıştım.

***

Yazının gazetede yayınlandığı gün ismi bende saklı Karabağlar Belediye Meclis Üyesi bir isim aradı. Kendini tanıttıktan sonra yaşananların yazdığım gibi olmadığını söyledi.
Kendisinin olay sırasında orada olup olmadığını sorduğumda “orada değildim” yanıtı verdi.
Olayı başkalarından dinlediğini belirttikten sonra ekledi. “İsim yazmamış olsanız da, o meclis üyesi arkadaşı tanıyorum. Birlikte hareket ettiğimiz bir arkadaş. Onun yerine arıyorum” dedi.
Ve başladı olayı kendi bildiğince anlatmaya.

***

Efendim, olay gecesi adı geçen memur ile, adı geçen meclis üyesi birlikte biraz demlenmişler.
Gece yarısına doğru memurun kullandığı araç ile evlerine giderken, tam da Karabağlar Belediyesi’nin önünde memur sıkışmış.
Çiş bu, şişede durduğu gibi durmaz ki, haklı.
Hemen arabayı durdurmuş.
Koşa koşa Karabağlar Belediyesi binasından içeri girmiş.
Meclis üyesi de arkasından.
Sıkışmış memur, çişini yapabilmek için tuvaletin kapısı diye başkan yardımcısının kapısını tekmeyle açmak istemiş.
O sırada da belediye meclis üyesi kendisine engel olmak için çabalıyormuş…

***

Olayın bana anlatılan farklı bakış açışıyla oluşu böyle…
Ben de bu anlatılanlardan sonra, kendilerince ismini bildikleri meclis üyesinin yanlarında olup olmadığını sordum.
“Yanımda” yanıtını aldıktan sonra telefona istedim.
Seslendiler, geldi ve sordum:
“Olay arkadaşınız anlattığı gibi mi?” diye.
Meclis üyesi A.B. gazeteyi okumadığını, konu hakkında bilgi sahibi olmadığını söyledi.
Ben de o zaman yazımı okumasını, ondan sonra telefonla yeniden ararsa söylediklerini yazacağımı söyledim.
O gün bu gündür “okuyup, aramasını” bekliyorum.

***

Gelelim bana anlatılanlara;
Öncelikle tuvalet kapısını tekme ile açmak adeti bana çok ilginç geldi.
Oysa benim bildiğim, kapı denilen şeyin aşağı yukarı orta kısmında “kol” denen bir cisim var.
Demek ki, Karabağlar Belediyesi’nde tuvalet kapıları kolsuz…
Hadi bunu anladık diyelim.
Karabağlar Belediyesi’nin giriş katında, başkan yardımcısının odası ile tuvalet arasında en az 100 metre var. Üstelik kapıları da farklı…
Hadi diyelim alkolden kapıları karıştırdın, insan o kadar alkolle arabaya biniyor, sürüyor, sıkışınca belediye binasını anımsıyor, arabayı durdurup koşuyor.
Bunca işi sağlıklı yapan beyin, kapıları mı karıştırıyor.

***

İkincisi, belediye meclis üyesinin, tuvalet ihtiyacı gelen alkollü memuru engellemeye çalışması.
Kardeşim, ne oluyor?
Adam sıkışmış.
Yardımcı olacağına niye engelliyorsun.
Bırak adamı çişini yapsın…

***

Sözün özü şu:
İddialara verilen yanıtlar ortada. Ben inandım mı inanmadım mı ayrı.
Siz inandıysanız sorun yok.
Çişiniz geldiğinde durdurun aracınızı bir belediye önünde.
Dalın içeriye, tekmeyle açılan tuvalet kapısını bulun.
Eğer belinize sarılan meclis üyesi yoksa, bırakın gitsin…
Sabaha o çişi saçma sapan gerekçelerle temizleyecek birileri bulunur…