Karataş'ın iki duayeni buluştu

Karataş'ın iki duayeni buluştu

İzmir'in tarihi semti Karataş'ın iki usta ismi; 45 yıllık dostlar, Harun Cici ve Abdülkadir Hazman, bu söyleşide buluştular.

Tam 45 yıldır Karataş’ta dostlukları süren ünlü kuaför Harun Cici ve Araştırmacı- Yazar Abdulkadir Hazman’ı Medya Ege buluşturdu. Tabi ki konu son günlerde İzmir basınında adından sıkça söz edilen Karataş semtinin dününü ve bu gününüydü. İki can dosttun bu doyulmaz sohbetini Medya Ege okuyucuları için Harun Cici sordu ve Abdulkadir Hazman anlattı.

  • Harun Cici: Seni Karataş’a böyle büyük bir aşkla bağlayan nedir?
  • Abdulkadir Hazman: Başka yere gittiğimde nefes alamıyorum, boğuluyorum. Bir an önce koşup Karataş’a kavuşmak istiyorum. Bütün çocukluğum, geçliğim bu semtin deniz gören sokaklarında geçti. İngiliz bahçesinde ağaçlara tırmandım, Kumluk da denize girip yüzmeyi örgendim, Kırkmerdivende sevdalıma şiirler yazdım. Deniz sinemasında Karataş’ın Kralı Ayhan Işık filmlerini izleyip gururlandım. Dario Moreno’nun Deniz ve Mehtap şarkısı ile balık tutup şarapla tanıştım. Karataş’la benim ki aşk değil kara sevda, ne o benden vazgeçebilir ne de ben ondan.

         arc_8723.jpg

  • Harun Cici: Dilinden düşürmediğin Karataş’ı sürekli gündeme getirerek ne mesaj vermek istiyorsun?
  • Abdulkadir Hazman: Seninde bildiğin gibi Karataş 1860 da sivil yerleşime açıldıktan sonra Yahudilerin, Rumların, Ermenilerin ve Türklerin kardeşçe, sevgiyle, hoşgörü ile birlikte yaşadıkları bir semt. Burada din, dil, ırk ayrımı hiç olmadı. Herkes birbirinin düğünlerine, cenazelerine ve bayramlarına ortak iştirak ettiler. Birlikte ağlayıp, birlikte güldüler. Hiçbir ayrım yapmadan dostça ekmeklerini bölüştüler, aynı okulun sıralarında yan yana okuyup, aynı şarkıları söylediler. Hatta dinleri ve ırkları ayrıda olsa bir birlerine aşık olup evlendiler. Bu gün ülkemizin de en çok ihtiyacı olan birlik ve beraberliği, bu semte yaşayanlar 150 yıl önce gerçekleştirdiler. Bu anlamda Karataş’ın tarihini ve kültürünü geniş kitlelere duyurarak dikkat çekmek istiyorum.
  • Harun Cici: İzmir’de Karataş denince akla Tarihi Asansör geliyordu, senin çabaların sayesinde Karataş’ta birçok tarihi yapının varlığı ortaya çıktı. Bu yapıları kısaca anlatırımsın?
  • Abdulkadir Hazman: Karataş’ta biraz önce de dediğim gibi Rumlar, Yahudiler, Ermeniler ve Türkler yaşadılar. Bunlar yaşamları süresince bizlere birçok tarih ve kültür mirası bıraktılar. Yahudilerin Karataş Hastanesi, Bet İsreal Sinago ve Roş Ha Har Havrası hale dimdik ayaktadır. Ermenilerin Surp Garabet Kilisesi Kemal Reis İlkokulu olurken, Vartanyan okulu da Duatepe anaokulu ve Cumhuriyet Eğitim Müzesi olarak hizmet vermekte. Yakın zamanda tescilletiğimiz Rumların Agiya Pareskevi kilisesi yani bizim deyimimizle Yanık Kilise Adile Naşit Parkında onarım bekliyor. Halil Rıfat Paşanın yaptırmış olduğu ve yakın zamanda tescilletiğimiz Karataş Köprüsü de ne yazık ki kaderine terk edilmiş durumda, önüne dökülen beton merdiven kaldırılırsa İzmir Kervan Köprüsünden sonra bir tarihi köprü daha kazanacaktır. Devlet Tiyatrosu, Karataş Kız Lisesi, Sayaç Atölyesi ve Ayhan Işık’ın evi her gün önünden geçenleri selamlıyor. Önemli olan günümüze kadar gelmeyi başarmış olan bu yapıları korumaktır, bu yapılar bizlerin geçmişini ve kültürünü bu günlere taşıyan unsurlardır. Bakın bu tarihi zenginlik içindeki Karataş semtinde doğru dürüst o güzelim tarihi İzmir evleri kalmadı, hepsi aç gözlü müteahhitlere kurban edildi. Karataş da yaşayanlar yavaş, yavaş işin farkına vardılar ve semtlerinde ki dokunun daha fazla tahrip olmasını istememektedirler.

          arc_8739.jpg

  • Harun Cici: Benim de diğer Karataşlılar gibi gözüm senin 5 yıl önce Cumhuriyet Eğitim Müzesinin onarımı için verdiğin çabayla açıldı. Hepimizin çocukluk anılarına ev sahipliği yapan müzenin durumu nedir acaba?
  • Abdulkadir Hazman: Cumhuriyet Eğitim Müzesi bundan beş yıl önce yıkılmaya yüz tutmuştu. Çatısı akıyor, duvarları yıkılıyor ve döşemeleri çürümeye başlamıştı. Her zaman yaptığım gibi bir sabah araştırmalarım için müzeye gittiğimde kapısında ziyaretçilere kapatıldığı yazısını gördüm. Koynu araştırınca binanın yıkılma tehlikesinin bulunduğunu öğrendim ve dedim ki bu bina yıkılırsa tüm Duatepe de okuyan öğrencilerin dünyası yıkılır, tüm anıları yok olur ve İzmir özelliklede Karataş bu eşsiz tarihi yapıdan yoksun kalır. Öncelikle Tarihi binanın kurtarılması için mücadele ettik ve daha sonrada binanın içinde ki Cumhuriyetin ilk dönemlerine ait eğitim sistemimizi gözler önüne seren tarihi eserlerin ve objelerin kurtarılması için caba harcadık. Bu çabalarımıza başta İzmir basını olmak üzere basın dışında hiç kimse destek olmadı. Sesimizi duyan İzmir Valiliği geçen sene Cumhuriyet Eğitim Müzesinin onarım ve restorasyon için ihale yaptı ve çalışmalar başladı. Bu çalışmalar 2017 de tamamlanacak fakat daha önce de bitirilecek gibi sevindirici bir haber aldım. Umarım bu gerçekleşir ve bizlerde bir an önce Cumhuriyet Eğitim Müzemize kavuşuruz.

          arc_8754.jpg

  • Harun Cici: Son bir yıldır Konak Belediyesinin Karataş semtine yoğun ilgisinin sebebini siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
  • Abdulkadir Hazman: Yıllarca belediyeler yüzünü dönmediler Karataş’a,  Bir semtte yaşayanlar yaşadıkları yere sahip çıkmıyorsa yetkililerde oraya yönelmiyorlar, kentte yaşayanların ketlilik bilinciyle kente sahip çıkmaları gerekiyor. Karataşlılar bunu yapmaya çalışıyorlar.  Bu gün Konak Belediyesi yeterli olmasa da Karataş’a bir şeyler yapmaya çalışıyor. Örneğin eski bir İzmir evini satın alarak restorasyonunu yaptılar ve Tarık Dursun Yazar Evi olarak hizmete soktular. Birkaç gün sonra Asansör sokağında kiraladıkları bir tarihi binayı sanat merkezi olarak açacaklar. Yanık Kilise ile ilgili çalışmaları son aşamaya geldi sanırım kısa zamanda oranında restorasyonuna başlayacaklar. Halit Bey İlkokulunun yanındaki Cumhuriyet dönemi çeşmesinin onarımı için çalışma yürütüyorlar ve önümüzde ki yıl 95 Kahvesinin hemen yanında bulunan ikiz evlerin restorasyonu yapılarak semt evi olarak açacaklar. Bütün bu çalışmalar Karataş’a hareketlilik kazandıracaktır. Peki, bunlar yeterlimidir? Hayır, yeterli değildir. Karataş 150 yıllık tarihiyle, kültürüyle daha çok şeyleri hak ediyor. Örneğin Karataş Köprüsü o beton merdivenlerden kurtarılmalı, 95 Kahvesi ailelere açık çay bahçesine dönüştürülebilir ve eski İzmir evlerinin kurtarılması için hem tescil işlemleri başlatılıp hem de bu ev sahiplerine yardımcı olunarak onarımları gerçekleştirilebilinir.
  • Harun Cici: Karataş’la ilgili kitap çalışmalarınız vardı. Bu çalışmalarınız ne aşamada?
  • Abdulkadir Hazman: Nemesis çarptı. Biliyorsunuz mitolojiye göre antik çağda hatta Roma İmparatorluğunun Hıristiyanlığı kabulüne kadar İzmir’in hem cezalandırıcı hem de ödüllendirici tanrısı Nemesisitir. İzmir de o kadar çok Nemesis var ki bizim kitap da bu Nemesislerin gazabına uğradı ve kitabı teslim ettiğimiz kurum basmadı. Fakat, Karataş’la ilgili kitaplar hazır eğer sponsor bulabilirsek hemen basılacak durumdalar. Bir kent kültürsüzlüğü seçemez, ama ne yazık ki İzmir’i anlatan kitap sayısı Anadolu da bir kasabayı anlatan kitap sayısından daha az. Bakın İzmir de neredeyse doğru dürüst ne televizyon ne de gazete kaldı, olanlarda üç beş reklâm uğruna yayın yapar hale geldiler. İzmir burjuvası elini taşın altına koymuyor, bu kentte kazanıyorlar ama bu kente harcamıyorlar. Belediyeler kültür hizmetini birkaç ses sanatçısını getirip şarkı söyletmek olarak görüyorlar, peki, nasıl gelişecek bu kentin kent bilinci ve kültürü? İzmir’in bu konuda Anadolu kentlerinin gerisinde kaldığını yalnız biz mi görüyor ve söylüyoruz, hayır İzmir bu kültürsüzlüğe mahkûm edilecek bir şehir değildir çünkü İzmir 8500 yıllık bir tarihi söz konusu.

          arc_8768.jpg

  • Harun Cici: İzmir’in o kavurucu sıcaklarında sizi film çekerken gördük, neydi o film? Ne zaman seyredebileceğiz?
  • Abdulkadir Hazman: Film hakkında istersen fazla konuşmayalım gösterimi yapılıncaya kadar bekleyelim ama şunu söyleyebilirim. 150 Yılın Öyküsü adında Değirmendağı (Kırım Tatar Türk Mahallesi), Karataş ve Karantinayı anlatan bir film yaptık. Bu filimde istedik ki burada yaşanan kültürü ve tarihi herkes bilsin.
  • Harun Cici: Bu güzel sohbet için teşekkür ederim.
  • Abdulkadir Hazman: Bende sana ve Medya Ege'ye bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.

        arc_8783.jpg

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.