Kekemelik ile ilgili neler yapılabilir?

Kekemelik ile ilgili neler yapılabilir?

Lütfen okumakla kalmayıp çevrenizle de paylaşınız ki bu yazı kekeme çocuğu olan tüm ailelere ulaşsın.

22 Ekim Dünya Kekemeler Günü’nde Dr. Aslı Ok Korkmaz ve Dr.Taner Akman’ın ortak çalışmasıyla “Kekemelik” üzerine farkındalık yaratmak ve “Kekeme”leri topluma kazandırmak amacıyla bir yazı derledik.Lütfen okumakla kalmayıp çevrenizle de paylaşınız ki bu yazı kekeme çocuğu olan tüm ailelere ulaşsın.

Ne Zaman Yardım İstemeliyim?

2-6 yaş arasındaki çocuklar genellikle sözcük ve cümleleri tekrarlarlar. Konuşmalarında "ımm, şeyyy, eeee..." sıkça kullanılır. Bu, normal "akıcı olmayan konuşma" olarak adlandırılır. Eğer bu dönemde çocuğun konuşmayı öğrenmeyi sürdürdüğünü, yepyeni sözcüklerle karşılaştığını, bu sözcükleri cümlede yerli yerine oturtmak için çabaladığını, konuşma ile ilgili kaslarının gelişmekte olduğunu, sorularla keşiflere yöneldiğini dikkate alırsanız, bu yoğun çaba gerektiren süreçte onun konuşmasının akıcılığının zaman zaman bozulmasını anlayışla karşılayabilirsiniz.

Eğer,

> Çocuğun konuşması ile ilgili kaygı yaşıyorsanız,

> Çocuk konuşma ile mücadeleye girişmiş görünüyorsa ya da zorlandığında konuşmasının akıcılığı bozuluyorsa,

> Konuşma ile ilgili kaslarda artan bir gerginlik dikkatinizi çekiyorsa yardım almanız için zaman uygundur.

Kiminle İlişki Kurabilir, Nereye Başvurabilirim?

Kekemelik ne kadar erken fark edilirse, çocuğa o kadar fazla yardım edilebilir. Böylece güçlüğün önüne geçmek ya da önlemek mümkün olabilir. Eğer çocuğunuzun kekeme olduğundan şüphe ediyorsanız, zaman kaybetmeden çocuğunuzu dil ve konuşma uzmanına götürmenizde yarar vardır. Ülkemizde bu alanda yeterli sayıda yetişmiş uzman bulunmadığından; odyologlar, çocuk gelişimi ve eğitimcileri, özel eğitim öğretmenleri, psikiyatristler, psikologlar, psikolojik danışmanlar, nörologlardan da destek alabilirsiniz. Bu kişiler sizin ilettiğiniz bilgileri değerlendirerek yönlendirmede bulunacaklardır. Bu kişilere üniversite hastaneleri ve bu hastanelerin eğitim birimlerine başvurarak ulaşabilirsiniz.

Başvurabileceğiniz kurumlardan biri de ilinizdeki veya ilçenizdeki Millî Eğitim Bakanlığı'na bağlı rehberlik ve araştırma merkezleridir. Bu merkezler size çocuğunuzun eğitimi ve yapabilecekleriniz konusunda bilgi verip, yönlendireceklerdir.

Hangi Davranış ve Tutumlarım Çocuğuma Zarar Verebilir ?

> Acımak, merhamet göstermek,

> Endişeli, kaygılı bakmak,

> Sabırsız ve öfkeli görünmek,

> Akıcı olamayan konuşmadan ötürü cezalandırma tehdidinde bulunmak, suçlamak,

> Hırpalamak, hor görmek,

> Akıcı konuşmadan çok akıcı olamayan konuşma üzerinde odaklanmak,

> Akıcı olamayan konuşmayı kesmesini söylemek,

> Durup tekrar başlamasını söylemek,

> Konuşmaya başlamadan önce düşünmesini önermek,

> Onun yerine cevap vermek veya takıldığı yerleri tamamlamak,

> Konuşmadan önce derin bir nefes almasını söylemek,

> Zorlandığı sözcükleri kullanmaktan kaçınmasını önermek,

> Kuralları önceden belirlememiş olmak,

> Çocuğun yaşına ve olgunluk düzeyine uygun olmayan beklentiler belirlemek,

> "Hayır, yapma, dur, yapamazsın..." gibi ifadeleri sıkça kullanmak çocuğa zarar veren davranış ve tutumlardır.

Çocuğuma Verebileceğim Uygun Tepkiler Neler Olabilir ?

> Sabırla onu dinleyin, konuşmasını "olay" yapmayın.

> Bazı kelimeleri söyleyememek, takılmak, ona çok sıkıntı verebilir. Böyle zamanlarda bir şey söylemek ihtiyacı duyabilirsiniz. Bu durumlarda, ses tonunuzda acımak, olumsuz bir yorum, kaygı ya da şaşkınlık ifadesi bulunmaksızın, hatta belki de hafifçe gülümseyerek, "bu kelime uğraştırdı seni", "bazen zor oluyor değil mi?" gibi sözler söyleyin. Bu gibi sözlerle onun çabasını fark ettiğinizi ve kekelediği için onu suçlamadığınızı ifade edin.

> Konuşmasını düzeltmekten, "daha yavaş konuşursan kekelemezsin", "yüzünü öyle yapma" gibi iyi niyetli ama suçlayıcı etkileri olabilecek olumsuz ifadelerden kaçının.

> Yaşadığı konuşma güçlüğü hakkındaki duygularını onunla konuşmaktan çekinmeyin. Çocuğunuz konuyu açtığı zamanlarda onun duygularını tanıyın ve paylaşın, akıcı olmayan konuşma hakkında konuşmak tabu değildir. Herkesin bazı güçlükleri olabileceğini ifade edin.

Çocuğum Üzerindeki Baskıyı Azaltabilir miyim?

> Çocuğunuz konuşurken dikkatle dinleyin. Gözleriniz onda olsun, bakışlarınıza endişeli ve gerilimli bir ifade yüklememeye özen gösterin.

> Çocuğunuz konuşurken bitirinceye kadar dinleyin, sözünü kesmeyin, bitirdikten sonra aceleyle cevap vermeyin. İletişiminiz "telâşlı" bir hava içinde geçmesin.

> Sürekli soru sormaktan vazgeçin. Sorularınızın "evet" ya da "hayırla veya kısa ifadelerle yanıtlanabilir olmasına özen gösterin. Kendi arzusuyla konuşmaya başlarsa, ona gerektiği kadar zaman tanıyın.

> Onunla konuşurken kullandığınız "ses tonunuza" da dikkat edin. Bazen kelimelerle ifade etmediğimiz duyguları ses tonumuz ele verir.

> Doğum günü partileri, tatiller, bayramlar gibi özel günler için çocuğunuzu önceden hazırlayın. Örneğin "nereye gidiyoruz, kime gidiyoruz, orada ne kadar kalacağız?" gibi açıklamalarda bulunun. Bu yaklaşım çocuğun hissedebileceği endişeyi azaltacaktır.

> Gündelik hayatınız çok koşuşmalı mı geçiyor? Dinlenmeye yeterli zaman kalmıyor mu? O hâlde, kendinize de zaman ayırın. Bu durum sizin rahatlamanıza ve kendinizi geliştirmenize fırsat sağlayacaktır.

Çocuğumla Alay Ediliyorsa Ne Yapmalıyım?

Kardeşleri ve arkadaşları onu ayıplıyor, ondan utanıyor ya da onunla alay ediyor olabilirler. Bu durumda onlarla "ayıplama, utanma, alay etme" konusunda sabırla konuşun. Tüm insanların zayıf ve güçlü yanları olabileceğini açıklayın. Bu konudaki açıklamalarınızı, konuşmalarınızı defalarca tekrar etmeniz gerekebilir; çünkü bundan vazgeçmeleri zaman alacaktır.

Ancak tüm çabanıza rağmen olumsuz tutum ve davranışlar sürüyorsa uzman yardımı almanızın tam zamanıdır.

Çocuğuma Zaman Ayırmalı mıyım?

Evet... Çocuğunuzla elinizden geldiğince birlikte olmaya çalışın.

Nasıl konuşursa konuşsun sizin için çok değerli olduğunu, konuşmasının önemli olmadığını ona zaman ayırarak hissettirebilirsiniz. Örneğin yatmadan önce 3-5 dakikanızı onunla geçiriyor musunuz? Bugün ne yaptın? yerine, "gününün nasıl geçtiğini" konuşuyor musunuz? Siz gününüzün nasıl geçtiğini anlatıyor musunuz? Bu size duyguları paylaşmak konusunda fırsatlar sağlayacaktır.

Duygu ve heyecanlarını sözle ifade etmesine olanak tanıyın. Söylediklerini önemseyin. Eğer ifade etmede güçlük çekiyorsa ona dokunarak, dinlediğinizi göstererek yüreklendirmeye ne dersiniz?

ÖZETLE

> Çocuğun nasıl söylediğinden çok, ne söylediğini dikkatle dinleyin, konuşmaya müdahale etmeden göz ilişkisini sürdürün.

> Çocukla konuşurken kısa, kurallı ve basit cümleler kullanın, ifadeler açık ve kolay anlaşılır olsun.

> Siz konuştuktan sonra, çocuğun size cevap verebileceği yeterli zamanı tanıyın.

> Çocuğunuzun hangi ortamlarda daha akıcı konuştuğunu gözlemleyerek belirleyin. Bu ortamlar onun kendini daha rahat ve güvenli hissettiği ortamlar olabilir, bu ortamları arttırın.

> Onun yaşantısı için süreklilik gösteren, sağlıklı bir program oluşturun, yeterince uyuması, dengeli beslenmesi gibi ihtiyaçlarını gündelik yaşamında dikkatle ele alın.

> Çocukta duygusal çatışma ve gerilim yaratan durumları gözleyip belirleyin, mümkün olduğunca bunlardan sakının.

> Çocuğunuz akıcı konuşmadığında da akıcı konuştuğundaki gibi davranın. Onu baskı altına almaksızın konuşması için cesaretlendirin. Sakin bir konuşma ve dinleme ortamını sağlamaya çalışın.

Kaynak: T.C. Milli Eğitim Bakanlığı,"Kekeme Bir Çocuğum Var", Aile El Kitabı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.