Kıl Dönmesi Kabusunuz Olmasın

Kıl Dönmesi Kabusunuz Olmasın

Kıl dönmesi en büyük korkulu rüyanız olmaktan çıksın...

Kıl dönmesi hastalığında cerrahiye gerek kalmadan uygulanan fenol tedavisinin hastaya sağladığı avantajlar hakkında bilgi veren Yrd. Doç. Dr. M. Kasım Arık, kimyasal yollarla yaranın yakılması esasına dayanan fenol tedavisi ile hastanın aynı gün işine devam edebildiğini söyledi.

Saç veya omuzdan düşen kılların kuyruk sokumu olarak adlandırılan bölgeye yerleşerek burada iltihaplı yaraların oluşmasına neden olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Arık, öncelikle iltihabın boşaltıldığını ardından da ilaçla veya cerrahi yöntemlerle hastalığın tedavisine başlandığını dile getirdi. Bu iki yöntemin dışında bir de fenol tedavisi olarak adlandırılan bir yöntemin bulunduğunu aktaran Yrd. Doç. Dr. Arık, bu yöntem ile yaranın bulunduğu alanın çeşitli kimyasallarla yakıldığını böylelikle işlemin hem çok kısa sürdüğünü hem de kişinin aynı gün işine dönebildiğini söyledi.

40 YIL ÖNCE TESPİT EDİLMİŞ BİR YÖNTEM

Kıl dönmesi ameliyatı olan 2 kişiden 1'inde hastalığın yeniden nüksettiğini anlatan Arık, fenol tedavisinde bu oranın çok daha düşük olduğunu belirtti. Genel Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Arık, fenol tedavisinin normalde 40 yıl önce tespit edilmiş bir yöntem olduğunu söyleyerek, "Türkiye'de de uzun süre fenol tedavisi göz ardı edilmiş, cerrahi tedaviye devam edilmiştir. 2002-2003 yıllarında Türkiye'de yaygınlaşmaya başlayan bir yöntemdir. Birçok Eğitim Hastanesinde maalesef fenol tedavisi ile ilgili eğitim verilmemekte sadece hastalığın cerrahi tedavisinin nasıl yapılacağı anlatılmaktadır. Dolayısı ile uzman arkadaşlarımız bunu kendi gayretleri ile öğrenmek zorunda kalmaktadır.

LAZER DEĞİL KİMYASAL YANIK OLUŞTURMA YÖNTEMİ

Ben de fenol tedavisini 12 yıl önce başladığım uzmanlık hayatımın 2'inci yılında yurt dışında öğrendim ve başarı ile uyguluyoruz. Hatta, bin 200 hastayı kapsayan bir yayınımız da var bu hususta Halk arasında fenol tedavisi lazer olarak da adlandırılabiliyor kıl dönmesinde kullandığımız bu tedavi yöntemi lazer değil kimyasal yanık oluşturma yöntemidir. Tedavi protokolü ise yaranın yakılması, içindeki kılların ortadan kaldırılması ve hastalığın kendiliğinden iyileşmeye bırakılmasından ibarettir" dedi.

Hastaların hiçbir şekilde iş gücü kaybı yaşamadan hayatına dönebilmekte olduğunu söyleyen Uzman Yrd. Doç. Dr. Arık, "Pansuman ve bakım gibi şeylerle de uğraşmamakta 3 kontrol sonrası şifasına kavuşmaktadır. İleri safhalarda olup da kimyasal yöntemlere cevap vermeyen hastalarımız olabiliyor. Bu durumlarda radikal tedavi yöntemi olan cerrahi yöntemi uygulamaktan başka çare kalmıyor. Bu da, hastalıklı olan sahanın çıkartılması, oluşan boşluğun da büyüklüğüne ve yerine göre ya düz bir şekilde dikilmesi veyahut da etrafta flep dediğimiz kas ve deri parçalarını getirip daha yumuşak bir şekilde yara yerinin kapatılmasından ibarettir. Cerrahi tedavilerde en erken iyileşme süresi iki hafta iken çoğunda uzun süre hareket etmeksizin yatmayı gerektirmekte, günlük pansuman gerektirmekte kişiyi en az 10 gün süre ile iş gücünden alıkoymaktadır. Oysaki ki kimyasal tedavi dediğimiz fenol tedavisinde kişi bir saat dahi hayatından geri kalmamaktadır" diye konuştu.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.