Kılıçdaroğlu: Biz sorunların nasıl çözüleceğini ifade ediyoruz

Kılıçdaroğlu: Biz sorunların nasıl çözüleceğini ifade ediyoruz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bizler eleştiri yaparken arkasından mutlaka çözümü de getiren, çözümü de öneren, topluma duyuran bir partiyiz. Sorunları sadece dillendiren değil, sorunları nasıl çözüleceğini ifade ede bir partiyiz" dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’nin yurt dışındaki 43 birlik başkanları ile yöneticilerinin katıldığı ‘CHP Yurt Dışı Örgütlenme Çalıştayı’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla başladı. Programda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Çalışıyoruz, eksimiz, artımız olabilir. Dışarıda sizler çalışıyorsunuz, farkınız, eksiğiniz olabilir. Ama biz dünya siyaset tarihine bir şey bırakmak istiyoruz. Dünya siyaset tarihine bırakacağımız miras özellikle gençlerin bırakacağı bir miras. Yani İlk kez oy kullanacak olanların bırakacakları bir miras. Otoriter bir yönetimi demokratik yöntemlerle değiştirmektir. Bunu gerçekleştirmek için yola çıktık zaten. Biz pek çok sorun yaşadık. İster Türkiye'de olsun, ister yurt dışında olsun. Ama artık sorunlarımızdan arınmak istiyoruz. Geleceğe güvenle bakmak istiyoruz. Daha güzel bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz. Herkesin düşüncesini özgürce ifade ettiği bir Türkiye istiyoruz. Hiç kimsenin inancından, kimliğinden, yaşam tarzından ötürü ötekileştirilmediği bir Türkiye istiyoruz. Bunun kavgasını veriyoruz. Bunun mücadelesini veriyoruz. Uygar dünyanın bir parçası olmak için mücadele eden bir Cumhuriyet Halk Partisi var. Bunun farkında olmanız lazım. Ve bizler eleştiri yaparken arkasından mutlaka çözümü de getiren, çözümü de öneren, topluma duyuran bir partiyiz. Sorunları sadece dillendiren değil, sorunları nasıl çözüleceğini ifade eden bir partiyiz. Dolayısıyla uzun yıllardır iktidar olamayan bir Cumhuriyet Halk Partisi iktidara en yakın dönemdedir. Ama bunu yapacak olan, bunu sağlayacak olan sizlersiniz.” dedi.

aw688528-01.jpg

“Bursa'yı kaybetmemizin nedeni de kabahati de bize ait, Bursalılara ait değil“

Kemal Kılıçdaroğlu devamında, “Sayın genel başkan yardımcısı, yurt dışındaki örgütlenmemizi kısaca anlattı. Yaklaşık 4 milyon seçmen 6 milyon civarında yurt dışında göçmen vatandaşlarımız var. Ve biz oralardan beklediğimiz oyu alamıyoruz. Oyu alamıyorsak klasik bir söylem vardır, ‘Efendim onlar bize oy vermiyorlar.’ Hayır bunu kabul etmiyorum. Niçin bize oy vermiyorlar. Asıl üzerinde düşüneceğimiz nokta bu. Neden oy vermiyorlar, Yani karşıya iğneyi batırmadan önce çuvaldızı kendimize batırmak zorundayız. Eğer biz güven vermiyorsak niye bize oy versinler? Siyaseti bireysel çıkarlar üzerine inşa ediyorsak niye bize oy versinler, derdini anlatmak isteyen vatandaşın derdini anlatırken lafını ağzına tıkıyorsak niye bize oy versinler, yaşadığı dünya kadar sorun var. O sorunların çözümüyle ilgili çaba harcamıyorsak niye bize oy versinler, yeni bir siyaset anlayışını aslında ülkemize getiriyoruz. Bu yeni siyaset anlayışının Cumhuriyet Halk Partisi'ne kapılarını araladığını da gayet iyi biliyoruz. Yerel yönetimler bunun en güzel örneğidir. Biz büyük kentleri alacağımızı söylediğimizde kimse inanmıyordu. Rakiplerimiz inanmıyordu. Ama biz yeni siyaset anlayışımızla bu kapıları araladık. Ve bugün bu yeni siyaset anlayışının meyvelerini de görüyoruz. Bugün Türkiye'de nüfusun yarısından fazlasını Cumhuriyet Halk Partili Büyükşehir Belediye Başkanlığı bir anlamda yönetiyor, onlara hizmet ediyor. Yanıldığımız bir yer var, Bursa'yı kaybetmemizin nedeni de kabahati de bize ait. Bursalılara ait değil. Bunu da söyleyeyim. Bu önümüzdeki seçimlerde onu da telafi edeceğiz inşallah. Verdiğiniz mücadele bir hak mücadelesidir. Bir demokrasi mücadelesidir.” diye konuştu.

aw688528-02.jpg

“Geçmişte Cumhuriyet Halk Partisi'nde kısır çekişmeler vardı, bunları tamamen ayıkladık”

Kılıçdaraoğlu, “Ama halkla, bölgede yaşadığınız ilde, kentte veya ülkede seçmenlerle çok sıcak ve samimi bir ilişki kurmak zorundasınız. Onların sorunlarını dinlemek ve sorunlarının nasıl çözmeleri ya da biz nasıl çözüyoruz? Neleri öneriyoruz? Bunu çok iyi anlatmak zorundasınız. Yurt dışından gelen kardeşlerimiz var. Oralarda, çalışıyorlar, emek harcıyorlar. O ülkelerin kalkınmasına, büyümesine katkıda bulunuyorlar. Unutmayalım aslında çok çalışkan bir halkız biz. Sadece düz işçi olarak bizim babalarımız, dedelerimiz Almanya'ya, Fransa'ya, Hollanda'ya, Amerika'ya gitti. Ama şimdi onların üçüncü, dördüncü kuşakların üniversitede hoca, sanatçı, gazeteci hayatın her anlamına girmiş vaziyetteler. Demek ki çalışırsak pek çok şeyi kazanabiliyoruz. Geçmişte Cumhuriyet Halk Partisi'nde kısır çekişmeler vardı. Bunları tamamen ayıkladık. Her birimiz iktidara odaklanmış vaziyetteyiz. Her birimiz Türkiye'nin sorunlarını çok iyi biliyoruz. Ve bu sorunları çözmek istiyoruz. Sorunların nasıl çözüleceğini de biliyoruz. Kafa yoruyoruz. Sadece parti içinde değil. Akademik dünyadan, bürokratik dünyadan da yardım alıyoruz. Olur ya. Bizim çözümümüzde bir eksiğimiz olabilir. Bir yanlışımız olabilir. Sivil toplum örgütleriyle tartışıyoruz. “ ifadelerini kullandı.

“Yurt dışında yaşayan vatandaşlar, neden Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gelip burada kendi dertlerini anlatamıyorlar”

Kılıçdaroğlu, “Ülkesini seven, yurtta barışı ve dünyada barışı savunan, barışın ne kadar değerli olduğunu bilen, barış içinde yaşamayı ilke edinen, bir kültürü, anlayışı büyütmeye çalışıyoruz. Bu temel görevlerimiz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin sorunlara ne kadar tutarlı ve mantıklı yaklaştığını ifade etmek için ilk kez yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızı kendilerini temsil etmek üzere yurt dışı seçim çevresi oluşturulması gerekir diye telaffuz eden ve kanun teklifini veren bir partiyiz. Amacımız şu, yurt dışında yaşayan vatandaşlar sorunlarını Türkiye'de yaşayan bir temsilci aracılığıyla dillendirmesinler. Sorunları biliyorlar. Sorunları yaşıyorlar. Bulundukları ülkelerde çalışıyorlar. Neden o ülkede yaşayan vatandaşlarımız Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gelip burada kendi dertlerini anlatamıyorlar, sorunlarını ve çözümlerini neden dolaylı yollarla anlatsınlar. Yurt dışı seçim çevresi oluşsun diye bir kanun teklifi var. Her dönem bunda ısrar ediyoruz. Sizler de ısrar edin. Hangi partiden birisi Almanya'ya Fransa'ya, Hollanda'ya, Amerika'ya geliyorsa neden yurt dışı seçim çevresi yok desin? Neden biz Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsil edilmiyoruz? 6 milyon vatandaşımız yurt dışında var. Büyük bir kısmı Almanya ağırlıklı, Avrupalı. Neden, sizin bir temsilciniz Türkiye Büyük Millet Meclisine gelip sizin sorularınızı anlatmasın. Sorunu yaşayan sizsiniz. Çözümü bilen sizsiniz. Sizin gelip Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kendi sorunlarınızı aktarmanız lazım. Buna benzer pek çok sorun var. Biz yurt dışında çalışan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kendi ülkelerinin sorunlarına Türkiye'nin sorunlarına yabancı olmadıklarını çok iyi biliyoruz. Ama Türkiye'de yaşayanlar sizin çektiğiniz sorunları yeteri kadar bilemiyoruz kabul edelim. Çünkü zaten burada insanımız bir sorunlar yumağı içerisinde, işsizliğin bu noktalara geldiği, derin bir yoksulluk sürecinin Türkiye'de yaşandığı ortamda insanlar ancak kendi sorunlarıyla yüzleşiyorlar. Kendi sorunlarını yaşıyorlar. O nedenle sizlerin de bizlerin de iş birliği yapmamız lazım” diye konuştu.

“Bütün mazlum ülkelere örnek olan bir ülkeyiz”

Kemal Kılıçdaroğlu, “Türkiye gerçek anlamda demokrasisi gelişmiş, insan haklarına saygı duyulan bir ülkeye dönüşmüş olur. Hep şunu söyledim. Ve gittiğiniz yerlerde lütfen bunu tekrar edin. CHP dışında bizim siyasetimizde şöyle bir beklenti var. 'Efendim Avrupa Birliği bir fasıl açsın biz onu yerine getirelim.' İlla birisinin size talimat mı vermesi lazım. Demokrasi için talimat mı almanız lazım, şunu şöyle yap diye emir mi almamız lazım, Benim ağırıma gidiyor. Kardeşim Avrupa Birliği'nde hangi demokratik standartlar varsa oturalım parlamentoda hepsini yapalım ve dönüp Avrupa Avrupa Birliği'ne diyelim ki 'kardeşim zaten biz hepsini yaptık. Bizde düşünce özgürlüğü var. Bizde kimliklere saygı var. Bizde insana saygı var. Bizde demokrasi var. Sizin öngördüğümüz, sizin ülkenizde var olan bütün demokratik kurallar bizim ülkemizde de var. O zaman verdiğiniz sözü tutun. Avrupa'nın etik değerlerine güveniyorsanız. Verdiğimiz sözü tutun.' Bizim verdiğimiz söz bu kurallar yerine gelirse sizi tam üye olarak alırız. Güzel, dolayısıyla onların talimatı onların emri, onların beklentileri değil. Biz üçüncü sınıf demokrasiyi hak eden bir ülke değiliz. Biz birinci sınıf demokrasiyi hak eden bir ülkeyiz. Kendi özgür irademizle, kendi ülkemize demokrasiyi getirmeliyiz. Göreceksiniz ilk iktidarımızda göreceksiniz.

Avrupa Birliği'ne de öngördüğü, kendi ülkelerinde var olan bütün demokratik kuralları kendi ülkemize getireceğiz. Şu tarihsel gerçeği de sakın unutmayın. Türkiye bütün mazlum milletlere örnek olan bir ülkedir. Milli Kurtuluş Savaşı verdikten sonra mazlum ülkelerin büyük bir kısmı kurtuluş savaşı verdi. O ülkelerde Kurtuluş Savaşı'nı veren gençler göğüslerinde Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafını taşıyorlar, Cumhuriyeti kurduktan sonra bütün mazlum ülkelerin cumhuriyet kurduğunu görüyoruz. Şimdi o ülkeler bize bakıyor. Biz demokrasimizi birinci sınıf demokrasi haline getirdiğimizde o ülkeler de bizim gibi olacak. Dolayısıyla biz aynı zamanda bütün mazlum ülkelere örnek olan bir ülkeyiz. Ve bize tarihin yüklediği böyle bir sorumluluk vardır. Bunu da hepimiz çok iyi bilmeliyiz. İşin özeti, hepimize çok güç düşüyor. Bana da iş düşüyor, size de iş düşüyor. Kısır tartışmalardan kesinlikle uzak duracağız. Bizi eleştirmek isteyenleri sabırla dinleyeceğiz. “ ifadelerini kullandı.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.