KOAH hastalığında kronik bronşit ve sigaranın ana etkenler olduğunu söyleyen Acıbadem Kayseri Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmethan Turan, “KOAH genelde 40 yaş üstü insanlarda erkeklerde daha ağırlıklı olmak üzere görülen tıkayıcı nefes darlığı ile giden solunum yetmezliği hastalığıdır. Başlangıç evrelerinde öksürük ve balgam şeklinde daha sonra eforla ve ilerleyen dönemlerde istirahatte olan nefes darlıklarıyla karakterize bir hastalıktır. KOAH için 2 tane parametre var. Bunlardan birisi kronik bronşit yani en az 2 sene arka arkaya en az 2-3 ay devamlı öksürük ve balgam çıkarma şikayetinin olması lazım. Diğeri de amfizem dediğimiz akciğer alveollerinin balonlaşmasıdır. Bu baloncuklaşma ile normal fizyolojik özelliklerini kaybetmesi ve buna bağlı da obstrüksiyon gelişmesidir. Bunun ikisi beraber olduğu zaman buna KOAH hastalığı diyoruz” dedi.

Sigara ve hava kirliliğinin KOAH’ın oluşumunda ana sorumlu olduğunu hatırlatan Dr. Turan sözlerine şöyle devam etti; “KOAH’ı oluşturan 2 parametre var demiştik ve bunları oluşturan en önemli etken de sigaradır. KOAH sigara içen insanlarda gelişme ihtimali çok yüksek bir hastalıktır. Günde belli bir miktar sigara içilmesi, belli yaştan sonra kronik bronşit ve amfizem parametreleri ile KOAH’a neden oluyor. Sigara dışında bir diğer faktör de hava kirliliğidir. Yakıt olarak kullanılan odun kömür gibi çeşitli materyaller ki bunlara biz biomass diyoruz, akciğerde oluşan hasar oluşturuyor. Bu hasar da yine aynı şekilde sigara gibi kronik bronşit ve amfizeme yol açıyor.”

KOAH’ın önceki yıllarda erkeklerde kadınlara göre daha çok görüldüğünü belirten Dr. Turan, günümüzde kadınların, erkekler kadar sigara tüketmeye başlamasıyla kadınlarda görülen hastalıklardan biri olduğuna dikkat çekti.

Dr. Mehmethan Turan, kış aylarında ortaya çıkan mikrobik etkilere KOAH hastalarının normal popülasyona göre daha yatkın olduklarını söyleyerek, “KOAH bir kere kronik bir hastalık. Bu kronik hastalık vücutta mikroplara karşı savaşacak olan bağışıklık sistemini bozuyor. Böylece hastanın bağışıklığı düşüyor, mikroplara karşı daha savunmasız bir hale geliyor. Akciğerlerinde yeterli savunma mekanizması yapması gereken tüycükler, akciğeri temizleyen çeşitli mukus salgıları yeterli olamıyor dolayısıyla bağışıklığı sağlayan güç, zayıflamış oluyor. Kış aylarında soğukla beraber kapalı mekanların etkisiyle mikrop bulaşma oranı artıyor. Bağışıklığı zayıflamış KOAH hastaları, bu mikroplarla yeterince savaşamadığından daha sık hastalanıyorlar. Burada esas problem KOAH hastalarının hem hastalıkla ilgili sorunlar yaşamaları hem de üstüne KOAH hastalığı alevlenmesi oluyor. Özellikle bu durumlarda solunum yetmezliği, atak dediğimiz tablolar oluşuyor” ifadelerini kullandı.

Her KOAH hastasının mutlaka zatürre aşısını yaptırması gerektiğini söyleyen Turan, “Burada hastaların dikkat etmeleri gereken bazı şartlar oluşuyor. Öncelikle soğuk sıcak değişimine çok dikkat etmeliler. Daha sonra aşılanma çok önemli. Grip aşıları, korona ve influenza aşıları çok önemli burada. Her KOAH hastasının zatürre aşısını mutlaka yaptırmaları gerekiyor. Aşılar, bu mikroplara karşı vücudun daha etkin mücadele etmesine destek oluyor. Dolayısıyla daha az hasta oluyorlar, hasta olduklarında da alevlenme, atak ve hastaneye yatış oranları da azalıyor” dedi.