Banu Pirinçcioğlu

Banu Pirinçcioğlu

KORKUNUZUN MUHATABI SİZSİNİZ

Bugün korkulardan bahsedelim.

Korkularınız çok mu? Kimin yok ki korkusu. Saçma korku diye de birşey yok. Korku bu. Altında illa ki bir olay yatıyor, sadece siz bilmiyorsunuz. Veya hatırlamıyorsunuz. Derinlerde saklanmış bir köşeye. Görevi size durmadan o anı hatırlatmak.

Korkunun farkında olup da çözümünü aramamak işkence.

Benim yok sanmayın sakın. Ben de normal bir insanım. Benim de korkularım var herkes gibi.

Eskiden, çocukken karanlıktan korkardım. Işık olmadan uyuyamazdım. Minik bir terapiyle halloldu.

Kaza geçirdikten sonra trafik fobim oluştu. Öyle ki, bir dönem değil arabaya binmek, arabaların geçtiği caddeden geçemez olmuştum.

Ne büyük işkence.

Bir uçuşum fırtınaya denk geldiği gece de uçak korkum oluştu.

Mecburen uçağa da bindim, arabaya da. İkisi de hayatımızdan çıkaramayacağımız araçlar malum.
Ama korkumu içimde yaşadım.

Uçak süzülerek uçsa bile, benim kanım donuyor diye çığlık atmadım. En ufak bir sarsıntıda bağırıp küfür etmedim.

Trafikte yanımdan geçen arabaların hızını beğenmeyip peşlerinden koşup onları dövmedim.

Sırf ben korkuyorum diye kimseye rahatsızlık vermedim.

Korku benim, sorun benim. Kimseyi rahatsız etmeye hakkım yok.

Korkularıyla baş edemeyip etrafta terör yaratan insanlar var bir de.

Mesela köpekten korkuyor. Korkusunu içinde yaşasa iyi. Ama olay çıkarıp, saldırganlaşıyor ki bu onu zavallı değil kavgacı yapar.

Bir kaç sene önce köpeğim ve ben yukardan gelen asansöre binmek üzere kapıyı açtık. Sonrası çığlık kıyamet. Biz neye uğradığımızı şaşırmışken kadın zıplamaya küfür etmeye başladı asansörün içinde.

Anladık ki köpekten korkuyor. Binmeyin korkum var dese binmeyiz zaten. Ama bu kadar tepki normal insanın yapacağı birşey değil. Asansörde çıngıraklı yılan görseniz ancak bu kadar tepki verebilirsiniz.

Aynı modelin bir de erkek versiyonu var. Ona da baksanız adam sanırsınız, iki metre boyunda heybetli bir arkadaş. El kadar köpeğe sıçrıyor. Sıçramakla kalsa iyi. Çirkinleşiyor, kavga çıkarıyor,üzerine yürüyor.

Korkudan saçmalıyor yani.

Ve kalkıp saygı bekliyorlar. Korkuma saygı göster. Göstereyim de ne yapmam lazım? Senin anormal çığlıklarına anlayış mı göstermeliyim?

Sen korkmakla kalmıyorsun terbiyesizleşiyorsun. Ve saygı bekliyorsun.

Ben uçak sallanınca pilotu mu dövmeliyim bu durumda? O da benim korkuma saygı göstersin, uçağı sallamasın.

Su korkusu olan var biliyor musunuz? Balık korkusu olan var.

Sarı renk korkusu var. Sayısız tuhaf ama gerçek korku var. Düşünün ki sarı renkli bir kıyafet giydiniz ve asansörde karşınıza çıkan kişi tepinip çığlık atmaya başlıyor.

Aynı şey.

Neden korktuğunuzun çok önemi yok. Kendi içinizde yaşamıyorsanız korkunuz bizi ilgilendirmiyor.
İster sarıdan, ister sudan ister köpekten korkun. Sırf korktuğunuz için kimseyi rahatsız etmeye hakkınız yok.

Merak ediyorum, neden tedavi olmuyorsunuz?

Etrafa verdiğiniz rahatsızlığı bir tarafa koyarsak, kendinize bunu nasıl yapıyorsunuz?

Herhangi bir şeyden ölümüne korkmak size neler yapıyor?

Boğazınız ağrısa ilaç alıyorsunuz.

Ateşiniz çıksa doktora koşuyorsunuz.

Mideniz ağrısa doktordan medet umuyorsunuz.

Aklınızda, ruhunuzda sorun olunca ben deli değilim deyip doktora gitmeyi reddediyorsunuz.

Yıl 2021. Pskiyatriyi delilik sanıyorsunuz.

Bu devirde bu düşünceler korkutuyor beni. Umutsuzluğa kapılıyorum. Bir adım dahi ilerlemediğimizi anlıyorum.

Korkularınızı sevmeyin. Korku sizin bir parçanız değil. Kurtulmanın bin tane yolu var, birini seçin işte.

Yok ben korkumla yaşamak istiyorum diyorsanız, korkunuzu içinizde yaşayacaksınız o zaman. Hiç kimseyi huzursuz etmeden, korkunuzun arkasına saklanıp insanlara saldırmadan yaşamayı öğreneceksiniz.

Çünkü insanlar sizin korkunuzun muhatabı değil. Sudan, balıktan, sarı renkten, yağmurdan, uçaktan veya köpekten, neden korkuyorsanız diğer insanları pek ilgilendirmiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar