Korona virüs sürecinde getirilen yasaklar, tüm dünyada ulaşımın kısıtlanmasıyla turizm sektörünü durma noktasına getirirken, normalleşme döneminde insanların seyahat etme ve tatile çıkma konusunda ki tedirginliğinin süreceği gözleniyor. Bu durumun sektörde ki krizi daha uzun süre devam ettireceği anlaşılıyor.  

Pandemi sonrası dünyada yeni turizm eğilimlerinin gelişeceğini ifade eden Arslan, “Ülkemizde bir milyonun üzerinde bir istihdam yaratan, Gayri Safi Milli Hasıla içinde yüzde 4 gibi bir paya sahip olan, diğer sektörleri de besleyen bir alandan bahsediyoruz. Önce sektörün yaralarını saracak önlemler artırılmalı ardından değişen dünya koşullarına göre yeni turizm konseptleri hazırlanmalıdır. ” dedi.

Arslan açıklamasında şu görüşlere yer verdi.

“Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün (UNWTO) tahminlerine göre uluslararası seyahatler tüm yıl boyunca yüzde 58 ila 80 oranında azalacak. Yılın ilk dört ayında dünya genelinde seyahat edenlerin sayısı 1,1 milyar kişi azalmış. Turizm sektöründeki çöküş nedeniyle tüm dünyada 120 milyon kişi işini kaybetmeyle riskiyle karşı karşıya. Bu kriz sadece turizmi etkilemiyor bağlı sektörlerde de büyük daralmaya yol açıyor.

Dünyadaki tablo bu, peki ülkemizde durum nedir. 2016 sonrasında hem turist sayısı hem de turizm gelirlerinde sürekli bir artış olduğunu görüyoruz. 2019 yılında ülkemizde gelen turist sayısı %11,5 artarak 44,7 milyon kişiye ulaştı. Turizm gelirleri 2019’da bir önceki yıla göre %16,9 artarak 34,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Sektör kendini bu artışa göre planladı. Ne yazık ki korona virüs tüm bu planları alt üst etti.

TÜİK turizm verilerine ilişkin yılın ilk çeyreğine ait rakamlarını paylaştı. Turizm gelirleri Ocak, Şubat ve Mart aylarından oluşan I. çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre %11,4 azalarak 4 milyar 101 milyon 206 bin dolar oldu.

Ülkemizden çıkış yapan ziyaretçi sayısı 2020 yılı I. çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %15,1 azalarak 5 milyon 639 bin olarak gerçekleşti. Bunların %82,2'si yabancı turist. Bu tablo, bu sorun sadece turizm işletmelerini ilgilendirmiyor. Otellerin alım yaptığı çifti, üretici, turistin alış veriş yaptığı her iş yeri bu krizden etkileniyor. Özellikle yaz aylarında bu işletmelerde istihdam edilen yüzbinlerce kişi işsiz kalacak. Diğer yandan ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan turizm gelirlerinin düşmesi ekonomiyi makro olarak etkileyecektir. Turizm denilince tüm dünyada akla ilk gelen şehirlerden biri olan İzmir’in milletvekili olarak yaşanan sıkıntıları yakından görüyorum. Yaptığımız çalışmalarda turizmciler ya da diğer sektör çalışanları sıkıntılarını dile getiriyor. 

Türkiye’nin turizm alt yapısının değişmesi ve kültür turizminin artması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca hükümet kıyıları ve tarihi alanları bir rant kapısı gibi görerek tahrip etmekten vazgeçmelidir. Bu değerlerin ne kadar önemli olduğunu pandemi bizlere bir kez daha gösterdi.

TURİZMİ KREDİ VEREREK KURTARAMAZSINIZ

Tüm dünyada turizm eğilimlerini belirleyen en önemli faktörlerden biri korkudur. Türkiye önceki yıllarda terör nedeniyle turizm sektöründe bu korku etkisini çok acı tecrübelerle öğrenmişti. Bu sefer de Covid19 bütün ülkeler için korku ile birlikte seyahat alışkanlıkları üzerinde ağır bir yara açtı. Bunu aşmak için sektörde önemli çalışmalar yapmak zorundayız. Sağlık anlamında şeffaf ve inandırıcı bir tablo çizmek gerekiyor. Rakamların detaylı ve açık paylaşılması ve uluslararası anlamda istatistiklerin düzgün tutulması lazım. Ülkeler seyahat kısıtlamalarını ancak bu şekilde kaldırma yoluna gidecekler. Birçok ülkede bu süreci iç turizmi destekleyerek geçirme eğilimi görülüyor. Ama bunu nakit destekler ile çözmek gerekiyor. Bizimse pandemi sürecinde her türlü zorluğu aşmak için bulduğumuz tek yöntem ‘Kredi’ verilmesi, bu politika sanki bir mucize gibi pazarlanıyor. Bu kredileri ödemek için firmaların, kişilerin çalışması ve kazanması gerekiyor. Turizm insan demektir. Yaşadığımız dönemde turizm sektörünü en çok etkileyen faktörün korku unsuru olduğunu belirttim. Hem can sağlığı anlamında hem de maddi durum anlamında. Belirsizlik dönemlerinde insanlar en çabuk seyahat gibi acil olmayan ihtiyaçlarından vazgeçerler. Hükümet sektörün tüm paydaşlarını bir araya getirerek acil bir planlama yapmalı ve yeni bir önlem paketi hazırlamalı, sektörün yaşaması sağlanmalıdır. Görülen o ki pandemi turizmi hükümet ekonomiyi bitirdi, geç olmadan etkin ve kalıcı önlemler almak zorundayız”