Türkiye’de yılda altı yüz bin düğün olduğu ve buna bağlı olarak, düğün mekanlarının yanı sıra, müzisyenden fotoğrafçısına, gelinlikçiden kuaföre kadar yaklaşık bir buçuk milyon insanın bu sektör sayesinde geçimini sağladığı düşünülürse, sektörün bir an önce normalleşme sürecine geçmesi büyük önem taşıyor.

Bu konuyla ilgili olarak Sahilevleri’nde 14 yıldır hizmet veren TallesPark’ın sahibi Hamit Polat ile görüştük. Hamit Polat, hükümetin belirleyeceği belli başlı denetimler sayesinde bu sürecin sorunsuz atlatılabilmesinin hiç de zor olmadığını söyledi. 

Hamit Polat sözlerine şöyle davam etti;

 “Biz şu ana kadar, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarındaki düğünlerimizi ileri tarihlere erteledik, çiftlerimizle karşılıklı anlayış içerisinde mümkün olduğunca süreci yönetmeye çalışıyoruz, onların hayallerinden vazgeçmemeleri için elimizden gelen tüm imkanları sağlıyoruz. Aslında herkesin en çok canını sıkan belirsizlik. En azından kontrollü bir şekilde de olsa hangi tarihten itibaren düğünlerin yapılabileceği ile ilgili bir açıklama yapılır ise, planlamalarımızı ona göre yapar ve birlikte çalıştığımız personel , müzisyen, fotoğrafçı gibi bir çok kişinin bu süreçteki zararını telafi edebilmesi için bir yol haritası çizebiliriz. Hükümetten beklentimiz alınacak önlemler ve başlangıç tarihi konusunda bir açıklama yapmaları, doğru planlama ve biraz fedakarlık ile geri kalan kısmını yönetmek bizim için hiç de zor değil.”

İşletmenin organizasyon planlamacısı Deniz Hanım,  “Türk Halkı olarak düğün denildiğinde aklımıza ilk gelen oyun havaları ve halaylar oluyor, aslına bakarsanız duyguyu kaçırıyoruz, bazı çiftlerimiz “pist dolu olmadıktan sonra düğünün ne anlamı kalacak” diye üzülüyorlar.  Ben şöyle düşünüyorum ; neden çiftlerin aşklarının ve hikayelerinin ön planda olduğu, yakın arkadaşların dans kareografileriyle geceyi renklendirdiği, sahnenin profesyonel dansçılarla ve orkestrayla görsel bir şova dönüştüğü, her çiftin tarzını yansıttığı unutulmaz düğünler planlamak için bu süreci bir fırsata çevirmeyelim. Masalardaki kişi sayılarını azaltıp, servis personellerinin maske ve eldivenlerle çalışmasını sağlayıp, mutfaklarda hijyen denetimini üst seviyeye çıkartırsak ve sahne programı akışını misafirlerin kalabalık şekilde piste çıkmasını önleyecek şekilde planlarsak, davetliler de kişisel önlemlerini alarak çifti yalnız bırakmamak için katılım sağlarlarsa, bir de klasik usul takı sırası yerine takı sandığı kullanmayı tercih edersek, hem hayalleri kırmadan hem de düğün sektöründen geçimini sağlayan birbuçuk milyon insanı mağdur etmeden bu süreçten çıkabiliriz" dedi.