Kosova’nın ilacı Türkiye’dir

Kosova’nın ilacı Türkiye’dir

Rifat Sait yazdı...

Kosova Cumhuriyeti kısmetse bir ay sonra 10.Bağımsızlık yıldönümünü kutlayacak. Ancak bu kutlama, çözülemeyen kronik bazı sorunları da beraberinde getiriyor. İçerde ekonomik problemler ve siyasi istikrarsızlık, dışarda Sırbistan (dolaylı yoldan Rusya) , Karadağ, Avrupa Birliği ve ABD ile olan sorunlar dikkat çekiyor. Bence en büyük sorun da ABD ile ilgili gizli sorunlardır. Gizli diyorum zira şu anda Kosova için sözüm ona en büyük dost gibi görünen ABD, bizatihi bölgedeki sorunların en büyük kaynağıdır. Çünkü Kosova son derece stratejik bir ülkedir ve ABD’nin burasıyla ilgili uzun yılları kapsayan planları vardır. Kosova’nın Ferizaj kentinde ABD tarafından yaptırılan Bon steel isimli askeri üs, ABD’nin Avrupa’daki en büyük askeri yerleşkesidir. Uzaydan bile göründüğü söylenen bu üsteki bir ABD’li komutana gazeteciler sorarlar: “Burada (Kosova’da) ne kadar kalacaksınız? “ ABD’li komutan soruya başka bir soruyla yön verir ve şöyle sorar: “Türkler burada ne kadar kaldı?”  500 yıl diye cevap verirler. O da ekler :” üstüne 1 gün ekleyin”

 

Kosova’daki ABD gerçeği

 

Kosova’da Amerikalılar adeta bir kurtarıcı kahraman gibi görünürler. Kosova’nın her yerinde Kosova ve Arnavutluk bayrağı kadar ABD bayrağı vardır. Hatta resmi kurumlarda bile adeta devletin resmi ikinci bayrağı gibi mutlaka vardır. Kosova sanki ABD’nin en yakın dostu gibidir. Bu algı Kosova’nın genelinde kabul görür. Bu algının oluşmasını ABD çok iyi çalışmıştır. Sözüm ona Kosovalı Arnavutları Sırp zulmünden ABD kurtarmıştır. Ve yine aynı şekilde Kosova’nın bağımsızlığının en büyük mimarı sözüm ona ABD’dir. Maalesef Kosova’daki en yakın akraba ve dostlarım bile böyle düşünüyorlar. Bu algıyı kırabilmeniz çok zordur. Bugün Kosova’daki Feto kalıntılarının varlığı, ülkede hala devam eden Feto okullarının arkasındaki gerçek ABD’nin ülkedeki gücünden kaynaklanmaktadır.

 

Kosova’nın ekonomik sıkıntılarının nedeni ve yaşanan paradoks

 

Kosova’da bugün ciddi bir ekonomik kriz var. İşsizliğin yüzde 45’lerde seyrettiği ülkede, orta sınıf eriyor. Zengin ve yoksul arasındaki makas açılıyor. Asgari ücret, 130 ila 170 Euro arasında değişiyor. Kamu sektöründeki ortalama maaşlar ise 400 Euro civarında. Buna karşılık, bir ailenin ortalama aylık harcaması en az 600 Euro. Halkın yüzde 40’ı, günü 2 Euro’dan daha az bir parayla geçiriyor. Yüzde 90 oranında ürün ithal eden Kosova, sadece yüzde 10 oranında ürün ihraç edebiliyor. Ülke ekonomisini ayakta tutan, 600 bin civarındaki, yurtdışında yaşayan Kosovalılardır. Yurtdışındaki Kosovalıların akrabalarına gönderdiği para yıllık 700 milyon Avro civarında. Oysa Kosova’nın zengin maden kaynakları var. Mitrovica şehrindeki Trapça altın ve gümüş madenleri Avrupa’daki en büyük ikinci rezerv. Kosova’da zengin linyit ve demir madenleri de var. Kosova’da zengin uranyum madenlerinin de olduğu, ABD’lilerin bunu gizlice çıkarttıkları ve hatta son dönemlerde Kosova’da artan kanser vakalarının da bunda kaynaklandığı söyleniyor. Ülkenin doğal kaynakları,  turizm potansiyeli, tarım ve hayvancılık imkânları yüksek. Kosova’nın böylesi bir zenginlikte fakirlik yaşaması ilginç bir paradoks olsa gerek. Demek ki Kosova’nın fakir kalması birilerinin işine geliyor.

 

İçerde ve dışarda kilitlenen kapılar karar almayı engelliyor

 

İçeriye baktığımızda Kosova’da şu anda geniş çaplı bir koalisyon hükümeti görevde bulunuyor. Bu durum beraberinde siyasi bir istikrarsızlık getiriyor. Siyasi istikrarsızlığın ABD’nin işini kolaylaştırdığını düşünüyorum. Bana göre cam gibi siyaset var, kırılabilir. Koalisyon hükümetlerinde genelde dağıtılacak bakan sayıları artırılır anca Kosova’da sadece bakanlıklar değil çok sayıda bakan yardımcılıkları tahsis edildi. Ülkede azınlıkların sahip olduğu siyasi varlıklar da dikkat çekiyor. Özellikle de Sırpların sahip olduğu bakanlıklar. Kosova bağımsız bir ülke ama karar alamaması için adeta dışardan kilitlenmiş durumda. Birileri bu kilit işini iyi beceriyor. Tıpkı Bosna-Hersek’teki karar almayı engelleyen meşhur Deyton anlaşması ve asla karar alamayacak olan Sırp-Hırvat-Boşnak üçlü yönetimi gibi. İşte size Kosova’da karar almayı engelleyen güzel bir örnek: Kosova’nın komşu Karadağ ile yaşadığı 16.km.lik sınır toprak anlaşmazlığı herkesçe malum. Kosova Başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanı Behçet Pacolli, geçenlerde Karadağ’ı ziyaret etmişti.  Ziyaret sırasında iki ülke arasındaki sınırın yeniden belirlenmesi konusuna değinildi. Sınır meselesinin iki ülke ilişkilerini etkilemeyeceğini belirten Pacolli, "Kosova meclisindeki mevcut durum nedeniyle sınırın yeniden belirlenmesini öngören anlaşmanın onaylanması şu an için imkânsız" ifadelerini kullandı. Bu örnek te gösteriyor ki dış güçler Kosova meclisinin karar almasını istemiyorlar.

 

Sırbistan ile ilişkiler

 

Diğer yandan Kosova’nın Sırbistan ile tarih boyunca yaşadığı gerginlik diğer bir tarihi gerçek. Bu aşamada Rusya’nın da planları ve menfaatleri var. Bütün bu gerginliğe rağmen İki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi amacıyla AB'nin arabuluculuğunda diyalog süreci başlatılmıştı. Kosova ile Sırbistan arasında 2 Aralık 2011'de Entegre Sınır Yönetimi Anlaşması imzalandı. Kosova ile Sırbistan arasında ilişkilerin normalleşmesi yönünde 2013 yılında tarihi anlaşma imzalandı. Anlaşma, 1999 yılından beri Kosova'da var olan yasa dışı Sırp paralel yapıların dağıtılmasını, bunun yerine ülkedeki Sırpların devlet kurumlarına entegrasyonunu kapsıyordu. Anlaşmanın ardından Kosova tarihinde ilk kez, ülkenin kuzeyindeki Sırpların çoğunlukla yaşadığı belediyeler de dâhil yerel seçim düzenlendi. Diyalog sürecinin başladığı 2011 yılından itibaren Kosova ile Sırbistan AB arabuluculuğunda bazı anlaşmalar imzalarken, 2016 yılında iki ülke arasındaki durum yeniden gerginleşti. İki ülke ilişkilerinde 2017 yılı ise hiç iyi başlamadı. Önce eski UÇK komutanlarından ve bugün Kosova’nın başbakanlığını yapan Ramush Haradinaj, Sırbistan'ın çıkardığı yakalama emriyle 5 Ocak'ta Fransa'daki bir havalimanında gözaltına alındı. Daha sonra serbest bırakıldı. Sırplar Mitrovica şehrinin kuzey bölgesinde, Kosova hükümetine ait ofislere saldırdılar. Son olarak 14 Ocak'ta yaşanan tren krizi, tam bir "demeç savaşına" neden oldu.

 

Türkiye’nin diplomatik hamiliği

 

Kosova’nın Sırbistan ile olan gerginliği eskisi gibi olmasa da devam ediyor. Her iki tarafı yumuşatan şey,  Avrupa entegrasyonu ve Kosova’nın tanınma sürecidir. Kosova’nın ABD, Rusya, Sırbistan ve Karadağ ile olan gizli ve görünen tüm sorunlarının reçetesi Türkiye’nin devreye gireceği diplomatik anlaşmalarda hayat bulur. Kosova’nın güçlü bir hamiye ihtiyacı vardır ve bu da Türkiye’dir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Kosova ile ilgili şu sözleri Türkiye’nin olaya nasıl baktığının en güzel örneğidir: “Türkiye Kosova’dır, Kosova Türkiye’dir”

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.