MHP lideri Bahçeli'den flaş İdlib açıklaması! 

MHP lideri Bahçeli'den flaş İdlib açıklaması! 

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) partisinin grup toplantısında konuştu. 

Türkiye'nin olağanüstü bir süreçten geçtiğini, İdlib'in fokur fokur kaynayan, kaynadıkça taşan kanlı bir kazana dönüştüğünü belirten Bahçeli, Rusya destekli rejim güçlerinin hain ve hunhar saldırılarının devam ettiğini ve İdlib'de verilen şehit sayısının 16'ya ulaştığını anlatarak, "Hüznümüzü tarif edecek kelimeler boğazımızda düğümlenmektedir. Aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyor; silah arkadaşlarına, ailelerine, milletimize başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Elbette şehitlerin ölmediği inancındayız. Dökülen şehit kanlarının yerde kalmayacağını biliyor ve sabırsızlıkla bekliyoruz. Kahraman yetiştirebilmek milletler için paha biçilemez bir haslettir. Bu durum aynı zamanda sinesinden kahraman çıkaran milletlerin yaşama ve payidar olma azminin güvencesidir. Türk milleti kutlu varlığından kahraman yetiştirme konusunda üstün bir meziyet ve muvaffakiyete haizdir. Milli bekamızın kilit taşları olan, Türk vatanının muazzam teminatları kahramanlarımıza ne yapsak az, ne versek yetersizdir. Onların haklarını ödememiz de bu dünya gözüyle mümkün değildir. Kahramanı susmuş bir milletin hayat pınarları kurumuştur. Kahraman evlatlarımız İdlib’de insanüstü bir gayretle bekamızın haklı ve meşru savunmasını icra ederken dualarımız onlarladır. Hepsiyle övüyorum, hepsinin alınlarından öpüyorum. Gazaları mübarek, kılıçları da keskin olsun diyorum" ifadelerini aktardı.

"Türk askeri İdlib’de Astana ve Soçi ruhuna müzahir şekilde bölgede koordinasyon ve gerginliğin azaltılması hedefiyle bulunmaktadır"

İdlib'de altı çizilmesi gereken muammanın, bu ay sonuna kadar Suriye rejim güçlerinin Türk gözlem noktalarının gerisine çekilip çekilmeyeceği meselesi olduğunu bildiren MHP lideri Bahçeli, "Türkiye ve Rusya arasında Soçi Mutbakatına uygun hareket hususunda bir fikir ve görüş birliği vardır. Rusya Dışişleri Bakanı dün yaptığı açıklamada, Türkiye ile Rusya’nın İdlib’de tansiyonun nasıl düşürüleceği konusunu görüşmeye hazırlandıklarını dile getirmiştir. Cumhurbaşkanımızın 21 Şubat’ta Putin, Merkel, Macron ile yaptığı telefon diplomasisi, 5 Mart 2020’de dörtlü İstanbul Zirvesi’nin toplanacağını açıklaması İdlib merkezli gelişmelerin seyrini etkileme ve değiştirme ihtimali taşımaktadır. Elbette bütün ihtimalleri hesaba katmak, sahada ve masada yer tutmak, buna uygun stratejik planlamalar yapmak Türkiye için hayati olduğu kadar zaruridir. Sayın Erdoğan’ın İdlib’e harekâtı an meselesi olarak değerlendirmesi, buna karşılık Rusya’nın bu harekâtı en kötü senaryo olarak tanımlaması gergin bekleyişleri de körüklemektedir. Rusya Soçi Mutabakatına vurgu yaparken, taciz ve tahriklerini ısrarla sürdürmektedir. Karadan Esad güçleri, havadan Rus jetleri ölüm yağdırmaktadır. Yüksek yakıcı ve yıkıcı özelliğe sahip, patladığı yerde geniş bir alanda her canlıyı oksijensiz bırakan termobarik bombalarla belirlenmiş hedefleri vuran Rusya’dır. İdlib pek çok şeye gebedir. Türk askeri İdlib’de tek taraflı, işgal amaçlı ve dayatmacı bir anlayışla değil, Astana ve Soçi ruhuna müzahir şekilde bölgede koordinasyon ve gerginliğin azaltılması hedefiyle bulunmaktadır" dedi.

İnandırıcılığı kalmasa da İdlib’de ateşkes rejiminin sağlanabilmesi ve çözüm yollarının aralanmasının Soçi kararlarının tatbikine bağlı olduğunu aksi takdirde İdlib'in patlayacağını, zalimler ve katillerin kaçtıkları yere kadar kovalanacağını vurgulayan MHP lideri Bahçeli, şunları söyledi:

"Bu şartlar altında Türkiye’nin geri adımı düşünülemeyecektir. Zalim Esad döktüğü kanların bedelini damla damla ödeyecektir. İdlib’de ateşkesin tesisi için zulüm bitmelidir, saldırılar durmalıdır, masumlara yönelik acımasızlıklar son bulmalıdır. Rusya’nın Türkiye’ye karşı Suriye’nin arkasında durması, Suriye’yi Türkiye’ye tercihi akla ziyandır ve stratejik hesaplarla bile izah edilemeyecektir. Dahası Putin’in ikili oynaması, önde Sayın Erdoğan’a sarılırken, arkada Esad’ı kucaklaması tam bir çelişkidir. Türkiye ile Rusya stratejik ortak değildir, müttefik değildir; ama iki ülke arasında siyasi, ticari, ekonomik ve diğer ilişki ağları gelişmiş ve güçlenmiştir. Ne var ki İdlib’deki sıcak çatışma ve gerilim ikliminin varlığı domates yüklü tırlarımızın Rusya sınırında bekletilmesine neden oluyorsa samimiyetsizlik ve güvensizlik zirve yapmış demektir. Aynı zamanda bu sorunlu tablo adil ve hakkaniyetli bir tavır sayılamayacaktır. Türkiye’nin İdlib’deki varlığı hakkıdır, haklıdır. Bu varlığımızı sorgulayanların önce işe Rusya’dan başlamaları, mazlumların katledilmesine kafa yormaları isabetli ve tutarlı bir yaklaşım olacaktır. Esad rejimi ile Rusya’nın İdlib ile Hama bölgesinde Ocak ayından bugüne kadar 369 sivilin ölümüne neden olmaları hangi vicdana sığacaktır? Ülkemizin sınırında büyük bir sığınmacı yığılması varken, Rusya’nın bunu inkar etmesi hangi akla hizmettir? Şunu herkes bilmelidir ki, bizim haklarımıza, egemenlik ilkelerimize, güvenlik ve bekamıza saldıran ve kumpas kuran hangi güç veya ülke olursa olsun karşı karşıya gelmemiz kaçınılmazdır. Biz kuzu olup baş eğmeyiz, Bozkurt olur zalimleri tepeleriz."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.