Osmanağaoğlu, “Dünya pazarlarında beğeni kazanabilecek nitelikte doğal taş çeşidine sahip olan Türkiye’de, rezervler Anadolu ve Trakya boyunca geniş bir bölgeye yayılmıştır. Rezervlerin bölgelere göre dağılımı, Ege Bölgesi %32, Marmara %26, İç Anadolu % 11, Doğu Anadolu Güneydoğu Anadolu, Karadeniz ve Akdeniz Bölge’si %31 şeklindedir. Jeolojik yapısı itibarıyla zengin bir potansiyele sahip olan ülkemizde, en son verilere göre 4 milyar metreküp işletilebilir mermer, 2,8 milyar metreküp işletilebilir traverten, 1 milyar metreküp granit rezervi bulunmaktadır. Tüm bu değerler göz önüne alındığında ise ülkemiz dünya doğal taş rezervinin %40 gibi büyük bir kısmına tek başına sahiptir.” ifadelerine yer verdi. 

“Üretimin en fazla olduğu iller; Balıkesir, Afyon, Bilecik, Denizli ve Muğla’dır. Bu bölgelerdeki üretim, tüm üretimin % 65‘ini oluşturmaktadır. Ekonomik mermer yataklarının bulunduğu diğer iller ise; Bursa, Kırşehir, Çankırı, Çorum, Kastamonu, Niğde, Kayseri, Artvin, Bitlis, Erzincan, Bayburt, Sivas, Tokat, Denizli, Kütahya, Eskişehir, Diyarbakır, Elazığ, Çanakkale, Konya, İstanbul ve Manisa’dır.” diyen Osmanağaoğlu gerekçenin devamında şu ifadelere yer verdi: 

“Ülkemizin özellikle sahip olduğu mermer rezervleri mermer çeşitliliği ile birlikte değerlendirildiğinde, mermercilik sektörünün önemli bir istihdam kaynağı oluşturduğu da göz ardı edilemez. 2018 yılı verilerine göre bu büyük sektörde; 1.717 adet mermer işletme izinli ruhsat sahası yani mermer ocağı, küçük ve orta ölçekli yaklaşık 2.000 fabrika ve 9.000 atölye bulunmaktadır. Bu mermer ocaklarında, fabrikalarda ve atölyelerde ise 300.000 vatandaşımız istihdam edilmektedir. Mermercilik sektöründeki üretimin tamamına yakınının özel sektör eliyle yapıldığı da su götürmez bir gerçektir. Yine 2018 yılı verilerine göre yaklaşık 15,09 milyon ton doğal taş üretimi yapıldığı bilinmektedir. 

Teknolojiye Dayanan Modern Üretim Yöntemlerine Teşvik

Mermer üretiminde klasik mermer üretim yöntemlerinin değişmesine ayak uydurulması, nitelikli işgücü ve ileri teknolojiye dayanan modern üretim yöntemlerinin daha çok kullanılmaya teşvik edilmesi, işlenmiş mermer üretiminde mesafe kaydettirecek girişimlerin önünün açılması sektörün daha da büyümesine ve ülkemizin ekonomisine katkısının daha da artmasına vesile olacaktır. Her ne kadar rekabetin çok yoğun olduğu dünya doğal taş pazarına uygun üretim ve pazarlama yapabilecek ürünler hazırlayan tesis sayısının arttığı ve ülkemizin alınan önlemler ve getirilen teşviklerle dünya doğal taş üretiminde lider on ülkeden birisi haline geldiği gözlemlense de bunu sağlayan firmaların yani sektör temsilcilerinin sorunlarının da göz ardı edilmemesi devamlılık ve sektörün gelişimi açısında zaruridir.Bilinen bir diğer gerçek de ülkemizde mermer, blok veya kesilmiş parlatılmış olarak ihraç edilmekte olduğudur. Doğal taş ihracatında katma değeri en yüksek ürün, işlenmiş mermer ve işlenmiş traverten olmasına rağmen sektör içinde bu payın oldukça düşük seyirlerde olduğu görülmektedir. Genellikle blok şekilde ihraç edilen mermerin işlenerek yine Türkiye’ye satılması potansiyelimiz ve işgücümüz göz önünde bulundurulduğunda kabul edilemeyecektir.

Enerji Girdisi Maliyeti %100’e Yakın Artış Gösterdi

Tüm bunların yanında; üretim yapan firmaların maliyet kalemlerinin yüksek olması yüzbinlerce vatandaşımızın ekmeğini kazandığı sektörün daralmasına sebep olmaktadır. Örneğin son 1 yıl içinde neredeyse %100’e yaklaşan elektrik fiyatlarındaki artış sektörde bazı mağduriyetlerin yaşanmasına zemin hazırlamaktadır. Unutulmaması gereken en önemli hususlardan birisi de üretim ve pazarlama konusunda uzman ve kurumsal olan firma sayısının çok az olduğudur.  Doğal taşlarımız milli servetimizdir. Her ne kadar özel sektörün ağırlığı söz konusuysa bile oluşması milyonlarca yıl olan bu servetimizin ana kaynağını oluşturduğu sektörün sorunlarının devletimizin yetkili organlarının ve konunun uzmanlarının katkılarıyla çözülmesi gerekliliği muhakkaktır.