Mucize Doktor Dizisi ile Gündeme gelen Otizm’de Refleksterapi’nin yeri

Mucize Doktor Dizisi ile Gündeme gelen Otizm’de Refleksterapi’nin yeri

Elif Topaloğlu yazdı...

Son olarak Mucize Doktor dizisi ile gündeme gelen Otizm yaşamın ilk 3 yılında ortaya çıkan bir sendromdur. Meslek hayatım boyunca sayısız otizmli birey ile tanıştım hepsi çok özel insanlardı bu bağlamda dizideki başarının bir hayal olmadığını, çoğu otizmli hastanın zekâ geriliği bulguları göstermediğini, hayata adapte olabileceği, dışarıya dönebileceği tedavi ve tamamlayıcı tedavi yöntemleriyle değil kendi insanlık için bile çok faydalı bireyler olabileceğini her zaman söylerim. Hastalığın bulgularına gelecek olursak, otizmli kişi gördükleri, duyduklarını, duyumsadıklarını doğru bir şekilde algılayamaz bu nedenle sosyal ilişkileri ve davranışlarında sorunlar vardır. Erkeklerde daha yaygın olarak görülür. Otizm ya kendi başına ya da zeka geriliği, öğrenme güçlüğü, epilepsi gibi diğer gelişimsel bozukluklarla birlikte ortaya çıkabilir. Otizmli bireyler kelime manasında olduğu gibi “Kendine Dönük” bireylerdir. 

BELİRTİLERİ

Çevresine karşı ilgisizdir. Olaylara ve insanlara tepkisizdir. Genelde tek başınadır. İletişim güçlüğü çeker. Konuşma zorluğu vardır. İnsanlarla temas etmekten rahatsız olur. Tekrarlayıcı davranışlar yapar. Anlamsız kelimeleri tekrarlar. Ellerini kollarını çırpar, olduğu yerde sallanır, kendi etrafında döner.  Yaygın gelişim bozukluğu adı altında toplanan hiçbir süreç birbirinin aynı olarak seyretmez. Her biri kendi iç yapısı içinde farklı özellikler gösterirler. Ancak süreçte kendine özgü ortak özellikler bulunur. Gelişimleri ne düzeyde veya nasıl bir yapıda olursa olsun onların hayatı ve dünyayı algılayış biçimleri bizim algılama şeklimizden oldukça farklı bir yapı göstermektedir.

TANI ÖLÇÜTLERİ

1-Aşağıdakilerden en az bir tanesinin varlığı ile kendini gösteren toplumsal (sosyal) etkileşimde niteliksel bozulma.

a) Toplumsal etkileşimi sağlamak için yapılan el, kol hareketleri, alınan vücut konumu, takınılan yüz ifadesi, göz göze gelme gibi bir çok sözel olmayan davranışta belirgin bir bozulma,
b) Yaşıtlarıyla gelişim düzeyine uygun ilişkiler geliştirememe, onlardan uzak durma,
c) İlgilerini ya da başarılarını kendiliğinden paylaşmama,
d) Toplumsal veya duygusal karşılık vermeme,

2- Aşağıdakilerden en az birinin varlığı ile kendini gösteren iletişimde niteliksel bozulma,

a) Konuşulan dilin gelişiminde bozulma olması ya da hiç gelişmemiş olmaması
b) Konuşması yeterli olan kişilerde, başkaları ile söyleyişi başlatma ya da sürdürmede belirgin bir bozukluğun olması,
c) Basmakalıp, yineleyici ( ekolali), ifadeler ya da özel bir dil kullanması,
d) Gelişim düzeyine uygun çeşitli imgesel ya da toplumsal taklitlere dayalı oyunları kendiliğinden oynamama,

3- Aşağıdakilerden en az birinin varlığı ile kendini gösteren davranış, ilgi ve etkinliklerde sınırlı ilgi örüntüsü çerçevesinde kapanıp kalma.

a) İlgilenme düzeyi üzerinde odaklanma açısından olağan dışı, basmakalıp ve yineleyici davranışlar çerçevesi içinde kalma,
b) Özgül, işlevsel olmayan, alışıla geldiği üzere yapılan gündelik işlere ya da törensel davranış biçimlerine hiç esneklik göstermeksizin sıkı sıkıya bağlanma,
c) Yineleyici motor manyerizmler ( parmak şıklatma, el çırpma, karmaşık vücut hareketleri)
d) Eşyaların parçalarıyla sürekli uğraşma.

TEDAVİDE REFLEKSTERAPİ’NİN YERİ

Kısa bir süre önceye kadar bazı uzmanlar otizmin tedavi edilemeyeceğini ısrarla söylüyor ömür boyu sürecek bir durum olduğu içinde ailelere çocuklarını gerekli kurumlara yerleştirmeleri tavsiyelerinde bulunuyorlardı. Halen birçok uzmana göre otizm tedavi edilemez. Yeni yapılan araştırmanın aksine bu görüşlerin kesinlik kazanmadığı ortaya çıkmıştır.

Autism Research Institute ( otizm araştırma enstitüsü ) otizmin tedavi edilebilir olduğunu  ve çocukların iyileşebileceğini  savunarak bir çok çevrenin saplantılı yaklaşımlarına rağmen, Otizm Araştırma Enstitüsü doktorları ve sağlık uzmanları çalışmalarıyla değişik yöntemler uygulanarak çocukların durumlarında ciddi oranda iyileşmelerin olduğunu ve hatta düzenli bir tedaviyle otizmin tamamen yenilebileceğini yapmış oldukları çalışmalarla kanıtladılar

Otizm daha çok beyin ve bağırsak yollarına dokunan tıbbi bir durum olduğundan dolayı vücudu zararlı maddelerden arındırma metotları ve hücreleri yenilemeye yönelik çalışma olumlu gelişmeler göstermektedir. Refleksterapi ile çok büyük oranda olumlu gelişmeler görülmüştür.

Örnek verecek olursak Kanada’da otizmli çocuklarda Refleksterapi uygulanmış her biri 20 dakika süren 10 seanslık küçük bir tedavide dahi anne ve babalar çocuklarında olumlu gelişmeler görmüşlerdir.

Otistik çocuklarda ailelerin en çok şikayet ettikleri hiperaktiflik,  agresiflik, mutsuzluk, kendine zarar verme gibi sıkıntıların kısa surede olumlu sonuç vermesi yüz güldürücüdür.

Refleksterapi seanslarında hastanın ihtiyacına göre seratonin hormonu salgılatılır, konuşma merkezi düzenlenir, korpuz kollozumdaki bağ kuvvetlendirilir ve gaba düzenlenir. Tedavi türlerinin değişik olması ve uzmanlık gerektirmesi sebebiyle her çocuğun otistik derecesi de göz önünde tutularak uygulanmaktadır. 

Otizmin çok geniş dağılım gösteren bir rahatsızlık olduğunu bilmemizin ötesinde otizmle ilgili ortaya atılan birçok teori ve bir dizi tedavi seçeneğinin yanında hala bilinmeyen yönü ağır basan gizemli bir hastalık gibi karşımızda durmaktadır. Ama temel olarak beyinde ;başta konuşma , iletişim kurma, beden dili kullanma , öngörüde bulunma kısaca frontal korteks ve hipotalamus bölgelerinin işlev kaybına yol açan nöropsikiyatrik bir sorun olduğunu biliyoruz. Ayrıca bu hastalığa yol açan etmenlerin evrensel yada kalıtsal bağlantılarıyla ilgili her geçen gün yeni araştırmalar yapılmakta ve yeni bulgulara ulaşılmaktadır.

Bazı otistik hastalarımda uyguladığım seanslar ilginç sosyalleşmeler ortaya çıkarmıştır. Mesele Deniz isminde dokuz yaşında bir otistik hastam üçüncü seanstan sonra kendi kendine giyinmeye başlamış okuduğu okulun kantinine gidip hoşuna giden şeylerden istemiştir. Yine Ali isimli bir başka otistik hastam seanslardan sonra daha önce yapmadığı kendi kendine küçük tuvaletini yapmaya başlayarak önemli bir sosyalleşme belirtisi edinmiştir. Ali ihsan isimli bir başka üç yaşındaki otistik hastamda ise başlangıçta 4-5 olan kelime dağarcığı 20 seans sonunda 40 kelimeye ulaşmış çocuktaki dikkat ve algı seviyesi ciddi artış göstermiştir. Bundan da öte tüm bu gelişmeler objektif bir şekilde aileler tarafından gözlenebilmektedir.

Bu tür vakaları artırmak tabiî ki mümkün ayrıca bundan da önemlisi Refleksterapi uygulanan otistik çocukların rigid tepkileri agresif ve saldırgan davranışları minimuma inmiştir…Refleksterapi’nin gevşetici ve rahatlatıcı etkisi sayesinde aşrı hareketli otistik çocuklar üzerinde de etkili olmuş davranışlar daha amaca dönük hale gelmiştir.

Bizim için küçük gözüken ama ailelerin ve çocukların hayatında önemli değişikliklere sebep olan güzel gelişmelere Refleksterapi’nin etkisi yadsınamaz bir gerçek olarak ortadadır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.