Mutlu Çakır'dan çoklu baro tepkisi

Mutlu Çakır'dan çoklu baro tepkisi

Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu Baro Başkan Aday Adayı Av. Mutlu Çakır, “Çoklu Baro / Alternatif Baro” hakkında açıklama yaptı. 

Çakır, yaptığı açıklamasında şunları belirtti;

"Başkanlar, kendileri için değil 100 binden fazla avukatın haklı itirazları ve 82 milyon Türk vatandaşının, savunma hakkı için yürüyor. Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı olmadan Türkiye, dünyada hak ettiği yere gelemez.

image1-015.jpeg

TBMM gündeminde olan, Avukatlık Kanununa, özellikle de “Çoklu Baro / Alternatif Baro” ve Baroları çalışamaz hale getirecek olan yönetimde “Nisbi Temsil” noktalarından haklı itirazlar getiren Baro Başkanları, bulundukları illerden Ankara’ya doğru bir yürüme eylemi başlattılar. 19 Haziran cuma günü başlayan yürüyüş bugün Anakara’da durduruldu. Baro Başkanlarının Anayasal hakkı olan barışçıl yürüyüş hakkını engellemek yerine, doğrudan Adalet Bakanlığı tarafından kabul edilerek, ne istedikleri sorulması ve haklı itirazları dikkate alınması gerekirken, yaşanan engelleme son derece yanlıştır. Bir diğer yanlışta, Barolar Birliği Başkanının takındığı tavırdır. Meslektaşları ve mesai arkadaşları engellenirken, Anıtkabir’de fotoğraf çektirmek yakışmamıştır. TV ekranlarında, Baroların ne için yürüdüğü noktasında tereddüt oluşturmanın yakışmadığı gibi. TBB, görev tanımı içinde “… mesleğe ve meslek mensuplarına yönelik hak ihlallerine karşı avukatlık mesleğini ve meslektaşlarını savunmak ve bu konularda her türlü yasal ve idari girişimde bulunmak da yer almaktadır.” TBB, bu görevini asla unutmamalıdır.

Avukatlar, durumun ciddiyetinin farkındadırlar. Tüm vatandaşlar da bilmelidir ki, Baro başkanları, kendi koltukları ve menfaatleri için yürümüyorlar. Vatandaş, yarın haksızlığa uğradığında, hakkını arayacak avukat bulabilsin diye yürüyorlar. Avukatlık meslek örgütü olan Barolar, sendika veya siyasi parti olmadığı için, Anayasayla, Kanunla kurulan ve devletin üç temel direği olan Yasama, Yürütme ve Yargı üçlüsünden, Yargının olmazsa olmaz unsuru olduğu için, Baroların bağımsızlığı, doğrudan vatandaşın hak ve çıkarı olduğu için, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ilkelerinin kağıt üzerine kalmaması için yürüyorlar.

Büyük şehirlerde, belli sayıyı bulan avukatların kendi barosunu kurabilmesi, ilk anda kulağa hoş geliyor gibi görünebilir ancak, konu eninde sonunda Avukatların, zayıflatılan ve bölünen Barolar eliyle, etkisizleştirilmesi ve bağımsızlıklarını yitmesiyle sonuçlanır. Avukatları bölmek, hiç bir gerçek yargı sorununa çözüm getirmeyeceği gibi, var olan sorunları daha da derinleştirir. Barolar, avukatlar bu nedenlerle, itiraz ediyorlar. Bu itirazlarında da haklılar. İstanbul, Ankara ve İzmir ve ülkenin dört bir yerinden Baroların Başkanları yollara düştüyse, durum ciddi demektir. Durdurmaya çalışmak yerine, durup “NEDEN” diye sormak gerekir."
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.