Mutsuz yapılan evlilik gelecek problemini artırıyor

Mutsuz yapılan evlilik gelecek problemini artırıyor

Dr. Ata Nejat Ertek, hormonsal değişikliklerin kişinin cilt ve vücut tipini belirlediğini söyledi.

Yrd.Doç.Dr. Onur Okan Demirci, “Gençlerin gelecekten bekletiniz sorusuna “önce mutlu evlilik” diye cevap veren kızların oranı yüzde 65 Gençlerin gelecekten bekletiniz sorusuna “önce mutlu evlilik” diye cevap veren erkeklerin oranı yüzde 59 Mutsuz olduğunu ifade eden evli kadınların oranı yüzde 42,4’dir. Sürekli sevilme güdüsü, koşulsuz kabul edilme güdüsü, sorumluluk alma güdüsü, ben’in sınırlarını büyütme güdüsü, üzüntüyü azaltma, mutluluğu artırma güdüsü, bunların karşılanabileceği aile kadar işlevsel bir mekanizma yoktur. İşte bunların olmadığı bir evlilik kişi için yükten başka bir şey değildir. Aynı zamanda sağlıksız ruh halinin ve sağlıksız nesillerin davetiyesi gibidir. İyisiyle kötüsü arasındaki uçurumun bu kadar büyük olduğu başka bir kavram görmek pek kolay değildir. “İyi evlilik” size hayata dair yepyeni pencereler açan ruhsal-duygusal-fiziksel özelliklerinize göre tasarlanmış size özel bir başka dünyayken; “kötü evlilik” sadece işinizi, çocuklarınızı, sosyal çevrenizi değil bütünüyle yaşam kalitenizi alt üst eden, hayatın içinde sizi kendine kilitleyen ve kendinde yok eden bir kronik kelepçedir” dedi. 

İyi evlilik ve kötü evlilik arasındaki farkın “iyi insan”la yapılan - “kötü insan”la yapılan evlilik kadar net olduğunu ifade eden Dr. Demirci, “Evlilik, içinde bulunan kişilerin “iyi” ve “kötü”lüğünden bağımsız olarak evliliği bilip, hastalıklarınızı deşifre edip tedavi edebilme yeteneğinize bağlı olarak iki kutup arasında yaşayacağınız bir kurumdur. İlk 2 sene hastalıkların olduğunu fark ettiğiniz zaman dilimidir. Bundan sonrasında ya tedaviye girişirsiniz, ya da hayatı her geçen gün kendinize biraz daha daraltır, biraz daha yaşanılmaz kılar, ya da ilişki içinde yeni ilişkiler peşinde koşarak bir tür yardım çağrısı yaparsınız. Bitmeyen kavgalar, uzun küslük dönemleri, sosyal çevreye karışamama, iç huzursuzluk, psikolojik veya fiziksel şiddet, ilgisizlik, iletişim kuramama, vb. evlilik içinde kanayan ve kanadıkça büyüyen bazı bildik yaralardır” diye konuştu. 

Evliliklerin bazen kanadığını, ancak doğru müdahale yapıldığını kaydeden Or. Demirci, “Kişilerin açmaz noktaları kişilere farkettirilir ve adım adım çıkışın haritası kişilere sunulursa kangren olan evlilik bir anda bütün bir hayatın anlamı haline dönebilir. Bunun için eş değiştirmekten çok evliliğe bakışınızı değiştirmeniz, yeni bir yaşam formuna adapte olmanın kurallarını öğrenmeniz ve zaman zaman da evliliğini bir evlilik terapistinin aynasında görecek kadar içgörü sahibi olmanız gerekir” şeklinde konuştu. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.