Ölü Yakma Ayini-Ganj Nehri

Ölü Yakma Ayini-Ganj Nehri

Suat Bıçak yazdı

Sağlıklı ve mutlu pazarlar herkese. Kısmen havaların ısındığı ama herkesin son soğuklardan şikayetçi olduğu bir nisanı geride bırakmak üzereyiz. Bir çoğumuz böyle bir nisanı uzun süre yaşamamıştır. Benim hatırladığım en son soğuk nisan ayında henüz lise sıralarında dirsek çürütüyordum. Demek ki mevsimler hakikaten değişikliğini hissettirmeye başladı. Daha pozitif daha normal havalar bizimle olsun. Kışın ve yazın tadı, vaktinde olunca güzel.

Bu hafta herkesin duyduğu ancak bir çoğumuzun şahit olmadığı bir geleneği inceleyeceğiz. Ölen insanların yakılarak huzur bulduğuna inanılan ölü yakma ritüelini yani tıbbi literatürdeki adıyla kremasyon. Öncelikle yaygın bilinen bir yanlışı düzelterek başlayalım. Bu gelenek sadece Hindistan’da değil Nepal ‘de dahi yaygın olarak gerçekleştirilen bir ayin.
foto-1.jpg
Kremasyon yani ölü yakma ayini milattan önce Hitit krallığından bu güne gelmiş bir gelenek. Ölen insanların bedenleri yakıldığında diğer dünyada huzur bulacağını düşünülen bir inanış. Çok eskiden ölen kişinin ayak ucunda bir küçükbaş hayvan genellikle keçi kurban edilerek, insanların diğer dünyada bu keçinin sırtında seyahat edeceği sanılıyormuş. Zaman içinde kurban edilen hayvanlara olan inanış ortadan kalkmış.
foto-2.jpg
Katmandu’daki Pashupatinath tapınağında gerçekleşen bu ayinler, Ganj nehrinin kollarından biri olan Bagmati nehri kıyısında yapılıyor. Ancak herkes bu nehri Ganj olarak biliyor. Özellikle turistlere böyle lanse ediliyor. Tabiî ki olayın turistik bir getirisi de oluyor ister istemez. Pashupatinath tapınağı nehrin diğer tarafında kalıyor ve Hindu dinine mensup olmayanların bu tarafa geçmeleri yasak. O nedenle ayinleri ancak karşıdaki teras şeklindeki yapıdan izleyebiliyorlar. Ölü yakma törenine ailenin en büyük erkek çocuğu önderlik yapıyor. Ganj nehri kıyısında yapılan ayinde getirilen odunlara sandal ağacı tozu dökülüyor ve bir çeşit tereyağı ile yağlandıktan sonra ölünün üzerine diziliyor.
foto-3.jpg
Cenaze erkek ise ölen kişinin yüzü yukarıya eğer kadınsa aşağıya doğru çevriliyor. Ateşin ölen kişinin ruhunu diğer dünyaya taşıdığına inanılıyor. Tören sırasında tıpkı bir bayram havası gibi ailenin diğer üyeleri en temiz ve en renkli kıyafetleri ile eşlik ediyor. Cesedi yakacak kişi cenazenin etrafında üç kez döndükten sonra cesedi ateşe veriyor. Cesedin tamamının yanması için görevliler odunları ara sıra karıştırarak ateşi harlıyorlar. Eğer ceset tamamen yanmazsa ölen kişinin ruhunun huzura ulaşamayacağı düşünülür. Hatta yanma sırasında eğer kafatası patlamazsa yine aynı gerekçe ile bir sopa yardımı ile cesedin kafatasını patlatıyorlar.
foto-4.jpg
Ceset tamamen yandıktan sonra görevli cesedin küllerini Ganj nehrine bırakıyor. Peki kimler yanmadan nehre atılır diye sorarsanız tabiî ki günahsızlar. Yani rahipler hamile iken ölen kadınlar ve çocuklar. Bu da Ganj nehrinde binlerce ceset olduğu anlamına geliyor. Zaten Hindistan hükümeti turistlerin nehre girmesini yasaklamış durumda. Ancak yerel halk günahlardan arınmak için yılın belli bölümlerinde nehre girip yıkandığını hepimiz görmüşüzdür. Bu açıdan bakıldığında ne kadar sağlıklı bir inanış gelin siz karar verin.

Herkes kendi inanışına göre yaşamakta son derece özgür, ama bana soracak olursanız dünya hepimizin ve buna saygı göstermeliyiz. Dağlara, denizlere ve tabiî ki nehirlere..

Haftaya görüşmek üzere,
Çok Gezin, Çok Okuyun ve Çok Sorun.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.