Urla Devlet hastanesi sadece Urla’ya hizmet vermeyen , tüm yarımada bölgesine hizmet veren çok önemli bir tesistir. Hükümetin bugün ki yatırım değeriyle yaklaşık 500 milyon tl harcayarak Urla’mıza kazandırdığı gurur verici bu tesiste son zamanlar işler yolunda gitmiyor. Aslında tesisin son halini görünce 10 yaşında olan bir binanın ne hale getirildiğini de göreceksiniz. Tesis adeta dökülüyor. Asma tavanlar berbat halde , kapılar berbat , yer döşemeleri çatlamış , odalar virane , tuvaletler kokuyor , musluklar çalışmıyor , sabun peçete ise nerdeyse hiç yok! Anlayacağınız bu güzelim tesis virane bir tesis görünümü almış. Tesisi görseniz 40/50 yıllık bina dersiniz ancak bu 500 milyon tl değerindeki yapı daha 10 yaşında ve en az 40 yıl daha Urla’mıza hizmet etmesi gerekiyor.

Bugün Urla Devlet Hastanesini kaleme almamın Konu etmemim asıl sebebi ise TESİSTE 15 GÜNDÜR SICAK SULAR AKMIYOR. Üzülerek ve içim acıyarak maalesef bu konuyu gündem yapmamız artık farz oldu. Son teknoloji ile inşaatı yapılmış ve Halk’ın hizmetine sunulmuş bu tesiste maalesef yönetim anlayışı tesisi bu hale getirmiş. Burası bir Hastane , burası insana umut , burası insanların en zayıf oldukları yer , burası şifa beklenilen bir tesis. Bu nasıl bir yönetim tarzıdır ki! 5.000 tl değerinde bir sıcak su pompası 15 gündür alınamıyor. Bu durumu Sayın Cumhurbaşkanımız duysa hesap sorsa bu nu kim izah edebilir? 65 yaşında bir teyzemiz beni arayarak “oğlum 15 gündür sıcak su akmıyor. Eve gidip duş almamıza da izin vermiyorlar. Bu konuya bir el atın perişan olduk” diye serzenişte bulunca beynimden vurulmuşa döndüm.

Aklıma çalışmaktan gözleri kan çanağına bürünmüş Sağlık Bakanımız Fahrettin KOCA geldi. Aklıma günde 4 saat uyuyabilen , özellikle Sağlık sistemi için büyük emek ve çaba harcayan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN geldi. Sonra da aklıma Urla geldi , 65 yaşında ki teyzemin serzenişleri geldi. Dedim ki olmaz! Bu kadar büyük yatırım ve emeğin karşılığı bu olmamalı…

Urla Devlet Hastanesi Başhekimi Doktor Ömer KOÇAK bey eylül 2021 yılında göreve başladı. Hastanenin enkaz görünümü almasında ki tüm pay tabi ki sadece Başhekim Ömer Koçak’a ait değildir. Ancak Başhekim Ömer Koçak ile Urla Devlet Hastanesi uyumu bir türlü sağlanamadı. Başhekim ile alaklı en çok şikayet personelden gelmektedir. Özellikle hemşirelerden ciddi şikayet ve serzenişler duymaktayız. Kendilerinin huzurlu bir ortamda çalışamadığından yakınan hemşirelerimiz , yerlerinin her gün değiştiğini , yarın sabah nerede , hangi bölümde çalışacaklarını bilemediklerini söylediler. Bu durum sağlık sisteminin bel kemiği olan hemşireler de huzursuzluğa ve konsantrasyon eksikliğine neden olmaktadır. Hastane de genel anlamda bir huzursuzluk havasının hakim olduğunu görmemek mümkün değil. Doktorlar Başhekim Ömer Koçak bey in işe başlamasıyla ardı ardına ayrıldılar Hastaneden. Bu konuda aylarca ciddi sıkıntı yaşadı Urla’mız.

Bir görüşmemiz de Başhekim Ömer Koçak hastaneye gelen bir kamyon eczane malzemelerini kendisinin bizzat indirdiğini beyan etmişti. Evet Ömer Koçak’ın bu hareketi çalışma azmini göstermektedir ancak diğer açıdan bakarsak personel üzerinde ki hakimiyetini de kaybettiğinin en bariz göstergesidir. 600 çalışanı olan bir tesiste Başhekim bir kamyom malzemeyi kendisi indiriyor ise bu tesiste YÖNETİM ZAAFİYETİ VARDIR. Konu hakkında başka söz söylemeye de gerek yoktur.

Başhekim Ömer Koçak kariyerli , dürüst , geçmişi başarılar ile dolu bir doktur ve yöneticidir. Ancak bir kişinin kariyer ve geçmiş başarısı her yerde olumlu sonuçlar vermiyor. Mesela Dünya’nın en başarılı futbolcusu Cristiano Ronaldo hem kendi takımında hem milli takımında yedek kaldı. Dünyanın en pahalı , Kariyeri ve başarısı en üst düzeyde ki bir oyuncu takım oyununu yavaşlattığı için yedek kulübesinin yolunu tuttu. Başhekim Ömer Koçak hocamızın kariyer , kişilik ve başarılarına sözümüz yok ancak Hocamızın yedek kulübesinde dinledirilmesi düşüncesinde olduğumu burdan beyan etmek istiyorum…

Kalın sağlıcakla…