Panik atak korkusu yaşamı kısıtlıyor!

Panik atak korkusu yaşamı kısıtlıyor!

Reem Nöropsikiyatri Merkezi Kurucusu Mehmet Yavuz, panik bozukluk hakkında önemli bilgiler veriyor.

Evden çıkıp markete gitmek, sabah işe giderken toplu taşıma aracını kullanmak ve sosyal yaşama dair birçok ‘normal’ aktivite bazıları için çok da ‘normal’ olmayabilir. Bunun sebebi kalabalık korkusu değil, yaşayacağını düşündüğü panik atak korkusudur. Bazen kalp krizi gibi bazense ölecekmiş gibi hisseden kişilerin yaşamlarında kısıtlamalara yol açtığını ifade eden Reem Nöropsikiyatri Merkezi Kurucusu Mehmet Yavuz, panik bozukluk hakkında önemli bilgiler veriyor.

Panik bozukluk nedir?

Panik bozukluk, çoğunlukla belirtileri ergenliğin son dönemlerine rastlayan ama her yaşta görülebilen bir sağlık sorunudur. Aile ve iş gibi sorumlulukların da arttığı otuzlu yaşlarda görülmesi daha yaygındır. Hastalar geçirdikleri atak evrelerinde boğulacaklarını, çıldıracaklarını, felç kalacaklarını ya da kalp krizi geçireceklerini ve hatta o anda öleceklerini düşünürler. 

Panik bozukluğu yaşayan kişileri, kalp krizi endişesiyle sıklıkla hastanelerin acil servislerinde görmek mümkündür. Normal insanlar da hayatlarında birkaç defa bu şekilde hissedebilirler. Ancak paniğe neden olan temel etken ortadan kalktığında genellikle panik de ortadan kalkacaktır. Ataklar sürekli hale gelmişse, kaygı ve endişeler kişinin genel ruh durumuna dönüşmüşse, panik bozukluk olarak ele alınır. 

Panik bozukluğun belirtileri nelerdir?

Ataklar çoğu zaman 5-10 dakika sürer ancak hastanın yoğunlaşan kaygısı nedeniyle bu evre çok yıpratıcıdır. 
Boğulma hissi, 
Aklını ve kontrolünü yitirme endişesi, 
Öleceğini düşünme, 
Terleme
Kalp çarpıntıları, hastalığın belirtileri arasındadır. 

Bu hastalıkta en enteresan nokta, belli bir zaman sonra atak geçirme korkusunun atağın kendisinden daha yıpratıcı olmaya başlamasıdır. Diğer taraftan; panik ataktaki korku, hiçbir korku ile kıyaslanamaz. Kalp krizi geçiriyorum diye atak geçiren kişinin hissettiği korku, gerçek kalp krizindeki korkudan kat be kat daha fazladır.

Panik bozukluk neden olur?

Panik atak, tiroid hormonunun vücutta fazla salgılanması ya da kalp kapakçığı hastalıkları nedeniyle tetiklenebilir. Beynin korku ile ilgili bölümlerinin fazla çalışması veya adrenalin salgılanması ve kalp atışlarının hızlanması nedeniyle kişiyi paniğe sürükleyebilir. Kan şekerinin düşmesi veya vitamin eksiklikleri de panik atağa neden olabilir. Panik bozukluk, toplumun yüzde 2’sinde görülen bir rahatsızlıktır ve hastalık, yüzde 35-40 oranında kalıtımsaldır. Aynı aile bireylerinde sıkça görülmesi, bilim adamlarını panik atak bulaşıcı mı diye düşünmeye sevk etmiştir. 

Yanlış beslenme panik bozukluğa yol açar mı?

Vücudumuzun fiziksel sağlığı ve beslenme şeklimizin de panik atak üzerinde etkili olduğunu görüyoruz. Bu yanlış beslendiğiniz için panik atak olacağınız anlamına gelmiyor. Ancak uzun süre aç kalan kişilerde kan şekeri düşecek, vücut şekeri beslemek için böbreküstü bezlerinden adrenalin, kortizol hormonlarını salgılayacaktır. Burada amaç, vücuttaki proteinleri yakıp gerekli enerjiyi elde edebilmektir. Bu süreçte kalp hızlı atmaya, ağız kuruluğu ve sinirlilik oluşmaya başlar. Kişinin panik bozukluğu varsa vücudunun sesini dinlemeye karşı çok uyanık olur. Hasta, hızlanan kalp atışlarını panik atağı olarak görünce de kaygı seviyesi artar. Uzun süre aç kalmak, paniği bu şekilde tetikler. Demli çay, kahve, kola gibi kafeinden zengin içecekler tüketmek de, kalp ritmini yükseltip çarpıntıya neden olabileceğinden, panik bozukluğu olan kişilerin uzak durması gerekir. Şüphesiz sigara, alkol ve uyuşturucu maddeler kullanmak da hastaları olumsuz etkileyecektir.

Panik atak korkusu yaşamı kısıtlar

Panik bozukluğa sahip kişiler, yalnız kalmak istemezler. Kendilerini daha güvende hissetmek için kaygı oluşturabilecek durumlardan kaçınma yaklaşımı sergilerler. Bu durum çoğu zaman hayatlarını kısıtlayan bir etki yapar. Kalabalık bir ortamda kontrollerini yitirmek istemedikleri için toplu taşıma araçlarından ve kalabalık mekânlardan kaçınırlar. Böyle bir ortama girmek durumunda kaldıklarında ise genellikle çıkışa ya da tuvalete yakın otururlar. Kalabalıktan kaçan kişiler olduğu gibi yalnız kalmaktan korkan bireyler de gözlemleriz. Bir başka ortak nokta ise bu hastalığı taşıyan kişilerin kötü bir şey olursa diye en yakın hastanelerin telefon numaralarını ezberlemeleridir. Atağın ne zaman geleceği belli olmadığından hastalar eve bağımlı hale gelebilirler. Kalabalık ortamlarda atak geçirme ve rezil olma korkusu kişiyi agorafobik hale getirebilir. 

Panik bozukluk tedavi edilebilir mi?

Öncelikle panik bozukluğu ortaya çıkaran sebeplerin fiziksel mi yoksa ruhsal mı olduğu tespit edilmelidir. Bu noktada tedavi olarak; ilaçlar, terapiler ve TMS uygulamaları kullanılmaktadır.  Terapi tekniklerinde en çok bilişsel –davranışçı terapi yaklaşımları ile EMDR teknikleri kullanılmaktadır. Bu terapi yöntemlerinde, kişinin hastalık hakkında bildiği yanlışları ve önyargıları düzeltmek amaçlanır. Korkuların üzerine gidilir ve alıştırma ödevleri verilir. Eğer kişi bu duruma direnç gösterirse hem ilaç hem terapiler hem de TMS uygulamaları bir arada yürütülebilir. İlaçlara cevap vermeyen ya da ilaçlarla tam düzelmeyen veya ilaç kullanmak istemeyen hastalara TMS tedavileri veya TMS tedavileri ile beraber terapiler uygulanmalıdır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.