Pazar Hikâyesi (Anne Yüreği)

Pazar Hikâyesi (Anne Yüreği)

Ali Eyce yazdı...

Bazen yaşarken gördükleriniz, okuyarak öğrendiklerinizden daha çok şeyler anlatır.

Bazı duyguları, bazı düşünceleri ifade etmeye kelimeler yetmez, cümleler kifayetsiz kalır.

Tıpkı geçmiş zamanda tanık olduğum olayda olduğu gibi.

Ağır Ceza Mahkemesi’nin duruşma salonun kapısında, öğleden sonraki duruşmaların başlamasını bekliyoruz.

Bekleyenler arasında çoğunluğu avukat.

Az biraz vatandaş ve bir de biz gazeteciler.

Mahkeme başkanı ve heyeti salonda yerine aldığında mübaşir,  duruşma salonunu kapısın açıp, ilk duruşmada ismi geçen avukat ve vatandaşların isimlerini okumaya başladı.

Bizim takip haber amaçlı takip ettiğimiz bir dava değildi ama biz de dışarda,  aynı yerde durmaktan sıkıldığımız için duruşma salonuna girdik.

Jandarmaların arasında 20-25 yaşlarında bir genç salona tutuklu olarak getirildi ve sanık sandalyesine oturtuldu.

Bir sağında, bir solunda ve bir de arkasında jandarmalar bekliyordu.

Mahkeme başkanı gencin kimlik bilgilerini okuduktan ve ona doğrulattırdıktan sonra, suçunu anlattı.

‘Darp ve tehdit’

Mahkeme başkanı, şikâyet tarafından oturan 50-60 yaşındaki teyzeye döndü ve şikâyetin sordu.

Avukatının yanından, avukatın işaret etmesiyle zar zor ayağa kalkan yaşlı kadın:

‘Benim bir şikâyetim yok hâkim bey” dedi.

Mahkeme başkanı,

‘Nasıl şikâyetim yok. Bu genç seni dövmüş, seni tehdit etmiş, polis ifadende, savcılık ifadende bunları söylemişsin” dedi.

Yaşlı kadın:

“Evet, hâkim bey onları ben söyledim ama şikâyetçi olduğumu söylemedim”

Mahkeme başkanı:

‘Nasıl yanı, hem dövdüğünü,  hem tehdit ettiğini söylüyorsun ama şikâyetçi olmadığını söyledim diyorsun, niye polise, savcıya gittin o zaman”

Yaşlı kadın:

‘Hâkim bey,  bu çocuk benim oğlum. Alkol aldığı zamanlar kendini kaybediyor.  Ama ben onu alkolsüz olduğu zamanları biliyorum. Aslında iyi bir çocuktur. Alkolün etkisiyle öyle yapıyor”

Mahkeme başkanı:

‘İyi de seni dövmüş,  seni tehdit etmiş,  yine tehdit eder, yine döver. Sen şikâyetçi ol ki, biz ona ceza verelim sana dokunmasın”

Yaşlı kadın:

‘Hâkim bey, benim bir tane evladım var. Onu da cezaevine atarsanız ben ne yaparım. Anne yüreğim onun orada olmasına nasıl dayanır.”

Mahkeme başkanı,  yanındaki üyeler ve savcı,  duruşma salonunda bütün herkes, yaşlı kadını bu sözlerini gözleri yaşlı,  sesi titrek halde dinledi ve beş dakika kimse o yaşlı kadının sözleri üzerine bir söz diyemedi.

Mahkeme başkanı, tutuklu gence dönerek:

‘Sen ne biçim evlat olduğunu biliyorsun ama bu kadının ne biçim anne olduğunu umarım görmüşsündür, utanmışsındır. Seni bu kadının anne yüreğinin hatırına serbest bırakıyoruz. Ama bir daha karşımıza bu suçtan gelirsen o zaman seni annende bizim elimizden alamaz haberin olsun”  dedi.

Hiç sesini çıkarmayan genç ağlayan annesinin yüzüne bile bakmadan duruşma salonundan geldiği gibi jandarmaların arasından ayrıldı.

Mahkeme başkanı yaşlı kadın duruşma salonundan çıktığında,  salondaki herkesin duyacağı sesle:

“Anne dediğimiz şey işte tam da bu. Vay kıymetini bilmeyene”


 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.