Plaza İngilizce kökenli bir kelime. Türkçe olarak tam karşılığı ise İş Merkezi.

İstanbul’da daha çok ama İzmir’de de çoğalmaya başladı plazalar. 

Hatta artık o kadar çoğalmaya başladı ki, babasından kalma, verme mirasla milyonları değişime ve değişik harcamayanların sayısı arttıkça yüklenici ve mimarlarında en gözde yapıları oldu plazalar.

Plazada yaşayanların iki türü var. Kadın ve erkek türü. Her ikisinin de yaşam saatleri hemen hemen aynı. 

Sürekli çalışma hali,

Sürekli keyif hali,

Sürekli öğle uykusu hali,

Sürekli üretim hali, 

Sürekli spor hali,

Sürekli farklı lüks giyim hali,

Sürekli sosyal aktivite hali,

Sürekli masaj hali,

Sürekli bakım hali.

Plaza da yaşamanın tarzı bu. Ne yapıyorsan, ne kadar yapıyorsan yap, sürekli yapıyor gibi görünme hali.

Milyonlar başkalarından gelince, değişim kaçınılmaz olunca bunu göstermeden de tabi ki ego keyfi dam olmaz.

Spor yapmışsın, masaj yaptırmışsın, harıl harıl çalışıyor vaziyettesin, lüksün içinde üretiyor haldesin, arada çay ve kahve keyfini de yapıyorsun peki seni bu halde kim görecek.

Plazada da senin gibi yapanlar mı?

Tabi ki yeterli de olmaz, gerekli de olmaz.

S halini yani spor halini, M halini yani masaj halini, Ç halini yani çalışıyor halini, Ü halini yani üretiyor halini, B halini yani bakım yaptırıyor halini, G yani giyim halini birilerine göstermek ve hatta olabiliyorsa, yakınlardaysa gözüne gözüne sokmak gerekiyor.

Ama yumurtlamaya çalışan tavuk misali plazayı da terk etmemek gerekiyor.

O zaman tek çare var, ya cep telefonuna, ya bilgisayara yüklenmek, yüklemek. Her halini ayrı ayrı fotoğraflamak, kısa videolar çekmek, gift denilen replik hareketler haline vermek.

Plazada erkeklerinin hiç beğenilmeyen hali, diğer hallerinin beğenildiğini sandıkları için,  selfie yani öz çekim yapmak.

Öz çekim kesinlikle yok.

Tamam, plazada yaşıyor ve çalışıyoruz, tamam paraya para demiyor harcıyoruz ama ne gereği var gösteriş yapar gibi öz çekimler falan.

Ahmet, Ayşe gel canım, al şu telefonu canım, sanki ben senin çektiğini bilmiyor muşum gibi, çek fotoğraf, video,  gift. Gösterişimiz gösterişsiz bir hal alsın. Egoyu saklayalım ki milyonlarımızla yaşadığımız küçük mutluluğumuz dünyalar kadar görünsün.

Özsüz çekimlerimizi alalım, plaza erkeğiysek daha cesurca, plaza kadını ise ‘farkında değildim’ anlamına gelen bir kelime kullanarak ver coşkuyu sosyal medyadan.

Çalışkanız, mutluyuz,  bakımlıyız, keyifliyiz, neşeliyiz, sosyaliz, üretiyoruz anlamına gelen emojiler ve kelimelerle milyonu olan nasıl yaşıyor gösterelim.

Gösterelim sonra başka plaza erkeği veya kadını farklı ne göstermiş kontrol edelim. Daha farklısını göstermek için emek sarf edelim.

Plazada uyuyup, plazada yaşayıp, plazada ölelim.

Plazada mezarlığına gömsünler.

Plaza insanının yaşantısına ve yaşam tarzına son anlarında saygısızlık yapmayın lütfen.  

Gömülürken farkında değilmiş gibi çekin!

İnsana Dair

Herkes kimsenin sağ kalmadığını bilir de, kendisinin öleceğine inanmak istemez.