Suriye'deki savaşta son 8 yıl içinde 800 bin vatandaşının ölümüne, 14 milyona yakın insanın da göçüne neden oldu. Türkiye’ye göç eden mültecilerin sayısı ise 3,5 milyonu geçti. Dalga dalga yayılan göç hareketi bazı sosyal sorunları da beraberinde getirdi. Bunların başında Suriyelilere yönelik dışlayıcı ve suçlayıcı bir dilin yayılması oldu. Bu ayrımcı önyargının ekonomiye sızması Türkiye’nin büyük maddi zarara uğratıldığı görüşünü yaygınlaştırsa da bazı çevrelere göre pek de inandırıcı değil. İzmirli iş insanı Şafak Sol da bu görüşe katılmayanlardan… Sol, “Özellikle sosyal medyada yaratılan ‘Bakın sizden alıp onlara veriyorlar’ algısını tamamen yanlış buluyorum.” dedi. 

İSPATI; BÜYÜME…

Sanıldığının aksine mültecilerin yerleştikleri ülkelerde istihdam ve yatırıma katkı sağladıklarını söyleyen Şafak Sol, “Ben dinamik ekonomi anlayışını benimseyenlerdenim. Mültecilerin varlığı o ülkede ekonomik pastanın büyümesinde etkileri oluyor. Bunun ispatı; mültecilerin yaşadığı özellikle sınır şehirlerindeki ekonomik büyüme. Güney şehirlerimizdeki bu ekonomik canlanma sağlıksız çalışma koşullarına rağmen emekçilerin yaşamları pahasına gerçekleşiyor. Suriyeliler, artık bizim çalışmak istemediğimiz işlerde çalışıyor. Geçici tarım işçileri gibi… Yalnız işçiler değil Suriyeli iş adamları da boş durmuyor. Ciddi anlamda ihracat yapıyorlar. Döngü basit; ihracat yapabilmek için üretim, üretim yapabilmek için de işçi çalıştırmanız gerek. TOBB verilerine göre Suriyeliler, Türkiye’de 8 yılda yaklaşık 10 bin şirket kurdu. Üstelik çalıştırdığı işçilerin tamamı Suriyeli değil.” diye konuştu. 

NE YAPILMALI?

“Suriyeli denince ilk akla trafik ışıklarında dilencilik yapan çocuklar geliyor ama durum öyle değil” diyen Sol, “Konuyu siyasi, hukuki, en önemlisi de insani perspektiflerden ele almak gerek. Türkiye’ye parasıyla, birikimiyle, iş bilgisiyle gelen mülteciler var. Çeyrek asırdır sağlık sektöründe varlığını sürdüren bir işveren olarak bana göre asıl yapılması gereken mültecilerin serbest piyasa ekonomisiyle bütünleşebilmelerinin yollarını açmak. Burada Hükümet’e önemli görev düşüyor. Sığınmacıların ülkeye katkılarıyla ilgili periyodik olarak halkımızın bilgilendirilmesinde büyük fayda görüyorum. Bunun hem uluslar hem de insanlık adına sağlıklı yapı taşları oluşturacağına inanıyorum” açıklamasında bulundu.