Eskisi gibi normal olmayan Normalleşme döneminde en büyük sıkıntıyı turizm sektörü çekecek gibi görünüyor.

Okullar tatil ama sahillerdeki otellerde ve restoranlarda büyük müşteri beklentisi sıkıntısı var.

Vatandaş doğal olarak tedbirli ve temkinli.

Bireysel veya çekirdek dediğimiz ailecek tatili kabul ederken, kabalıktan uzak durmak için de doğal olarak oteller ve restoranlar kısmında da tedbirli, temkinli ve bir o kadar düşünceli.

Peki, bunun açmanın yolu var mı?

Var tabi ki!

Turizm işletmeleri bir kere eski normal gibi davranmamak zorunda.

Yeni normalleşme içinde attığı adımları, aldığı tedbirleri vatandaşa çok iyi anlatmak zorunda.

‘Yani biz açığız, biz sizi bekliyoruz’ demekle yetinmeyip, ‘Bakın sosyal mesafe kurallarına nasıl uyduk’, ‘Bakın sizin sağlık içinde tatil yapmanız için neler yaptık’, ‘Bakın sizin gönül rahatlığıyla yemek yemeniz için ne gibi düzenlemeler yaptık’ demek zorunda ve hatta demekle kalmayıp, bunu basın yoluyla haber haline getirmek zorunda.

Dünya eski dünya değil.

Salgın da öyle sıradan bir salgın değil.

Öncelikle müşteri olarak ‘Gel gel’ denilen kesime gelmesi halinde onun için hiçbir sakıncalı durum olmadığını anlatmak ve göstermek zorunda.

Bunu yazıyı yazmak nedene aklıma geldi derseniz, sabah basın organlarına özellikle sahil kesimindeki belediyelerden turizmle ilgili haber metinleri düşmeye başladığında aklıma geldi.

Herkes, ‘Turizm hazır, sezon başladı’ haberleri gönderiyor.

Fotoğraflar ise boş deniz kıyısından, boş restoran önlerinden.

Haklı olarak, ekonomik olarak bu boşluğun doldurulması isteniyor, bekleniyor.

Ama bu boşluğu dolduracak insanların aklındaki, içindeki tedirginliği gidermek için yapılan veya yapılması düşünülen hiçbir şey anlatılmıyor.

‘Vatandaş kendi tedirginliğini kendisi yensin’ der gibi bir durum var.

Binlerce insanın öldüğü dünyada, vatandaşın o tedirginliğini kendi kendine yenmesine beklerseniz bu sezon değil, önümüzdeki yaz sezonu da ‘Gel gel’ demek zorunda kalırsınız.

Basın danışmanlarınızı, reklam ajanslarınızı, çalışma yaptığınız basın kuruluşlarıyla bir araya gelin, konuşun.

Neler yaptığınızı, yapmayı düşündüğünüzü anlatın.

Sadece hijyen ve mesafe kurallarını uyguladık demekle olmaz.

O kurallara uyulmasını denetleyecek kim var?

O kurallara uyulmaması durumunda yaptırımlarınız neler?

O kurallar içinde her an insanların sağlığını kontrol edecek doktor, hemşire var mı?

Sizler bu çalışmaları yapmadıkça, basın bu çalışmalarınızı anlatmadıkça, ‘Gel gel’ diyen haberlerinizin karşılığı boş.

Kamuoyunun öncelikli gündemi: Sağlık içinde tatil!