Sağlık Sen İzmir'den Sağlık Bakanlığı'na çağrı!

Sağlık Sen İzmir'den Sağlık Bakanlığı'na çağrı!

Sağlık Sen İzmir 2 No'lu Şube Başkanı Ekrem Özdemir, "Sağlık Bakanlığı sağlıkta şiddet belasını görüp caydırıcı ve cezai yaptırımları artırıcı önlemleri derhal hayata geçirmelidir" dedi.

Sağlık Sen İzmir 2 No'lu Şube Başkanı Ekrem Özdemir, hastası tarafından jiletle saldırıya uğrayan ve boğazından yaralanan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görevli Dr. Kadir Songur ile ilgili açıklama yaptı.

"Sağlık çalışanları insanları yaşatmak için savaş verirken, bir yandan da hayatlarını tehdit eden yüzlerce riske karşı mücadele etmektedir" diyen Başkan Özdemir, "Bu hizmeti yaparken sağlık çalışanlarımız yoruluyor, yıpranıyor, ailelerinden ayrı kalıyorlar. Kendi hasta çocuğunu bırakıp bizleri iyileştirmek için canlarını dişlerine takıyorlar" ifadelerine yer vererek; fiziksel, kimyasal, biyolojik ve psiko-sosyal tabanlı riskler nedeniyle sağlık sektörünün, en tehlikeli işler kategorisinde yer alması gerektiğini savundu.

photo-2019-10-17-13-00-25.jpg

"SİZ BAYRAMDAYKEN ONLAR NÖBET TUTUYOR"

Terör ve her türlü toplumsal olayla da hiç tereddüt etmeden, herkesin olay yerinden kaçtığı durumlarda bile canlarını tehlikeye atarak hayat kurtaran sağlık çalışanlarının buna rağmen her geçen gün artan şiddet belasının da mağdurları olmaya devam ettiğini ifade eden Özdemir, "Avrupa ortalamasının altında bir sayı ile onlardan daha fazla çalışarak bu kutsal vazifeyi yerine getirmektedirler. Siz bayram yaparken, onlar nöbet tutuyor. Tuttukları nöbetlerin karşılığını alamıyor, Adaletsiz performans sistemi ile mağdur ediliyoruz.  Bütün bu fedakarlıklara rağmen sağlık hizmetlerini aksatmadan, hiçbir tehdide boyun eğmeden hem devletimizin, hem de mesleğimizin onuruna sahip çıkarak görevimizi yerine getiriyoruz" dedi.

"GÜVENLİ BİR ORTAM SAĞLANMALIDIR"

"Sağlık hizmetleri kamu adına sunulan bir hizmettir, sağlık çalışanları da kamu hizmeti sunmaktadır. Sağlıkta şiddet aynı zamanda kamu hizmetine karşı yapılmış bir eylemdir" diyen Özdemir, Sağlık Bakanlığı'nın asli görevinin sağlık çalışanlarına güvenli bir ortamda çalışma alanı yaratmak olduğunu söyledi.

Özdemir, güvenli bir ortam sağlanamadığı takdirde sağlık çalışanlarının sağlık kurumlarında nasıl hizmet vereceğini sorarak,"Doktorumuzun ve sağlık çalışanlarımızın güvenliğini sağlayamadığı için Bakanlık aleyhine davalar açılacağını buradan belirtmek istiyorum. Sağlık çalışanına şiddet topluma karşı yapılmış utanç verici bir durumdur. Sağlık çalışanlarının şiddetle, karşı karşıya kalmaları ve bunun önüne geçilememiş olması önemli bir sorundur.

Sağlıkta memnuniyetin %70’lere ulaştığı bir noktada, her zorluğa rağmen görevini en iyi şekilde ifa eden sağlık çalışanına şiddet kesinlikle kabul edilemez" ifadelerini kullandı.

"ŞİDDET DEĞİL SAĞLIK TERÖRÜ"

Fizik Tedavi Asistanı Dr. Kadir Songür'ün istediği ilacı yazmaması sebebiyle hastası tarafından yaralandığı olayın şiddet değil sağlık terörü olduğunu savunan Özdemir, "Defalarca bu ve bunun gibi olaylar yaşanmasına rağmen alınan tebdirler yetersizdir. Sağlık Bakanlığı sağlıkta şiddet belasını görüp caydırıcı ve cezai yaptırımları artırıcı önlemleri derhal hayata geçirmelidir. Sağlık Bakanlığı, doktorların maaşlarını hastaların vereceği puana göre düzenlemeyi bırakıp, sağlık çalışanlarının güvenli bir hizmet sunmaya yönelik yaptırımları hayata geçirmelidir. Doktorumuza yapılan bu vahşetin kınıyor, arkadaşımıza buradan geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum. Sağlıkta yaşanan şiddete yol açan temel nedenler ortadan kaldırılmadan, koruyucu, önleyici çözümler bulunmadan, sorunla başa çıkabilmiş ülkelerdeki birikime bakılmadan; şiddet sonrası güvenlik temelli ya da kınamacı yaklaşımlarla yetinerek bu sorun çözülemez. Çözüm için kamuoyu ve kamu otoritesi bir araya gelmelidir. Sağlık çalışanlarının hayatına kasteden şiddet konusunda sorunun temeline inilmeli, gerekli adımlar atılmalı, aktif yaklaşımlar sergilenerek gerekli tedbirler bir an önce alınmalıdır."

"KÖKÜNÜ KAZIYINCAYA KADAR ÇALIŞILMALIDIR"

Özdemir, açıklamasına şöyle devam etti:

"Tükenmişlik sınırında hizmet veren, yoğun çalışma şartlarıyla mücadele eden sağlık çalışanlarının güvenliğinin sağlanması, hem bakanlığın hem de millet olarak bizlerin ortak sorumluluğudur. Şiddet uygulayan ya da şiddet uygulamaya meyilli kişilere, bireysel veya toplumsal tepkiler de şiddetin önlenmesinde önemli bir adım olacaktır. Sağlık çalışanlarına sahip çıkılması, hizmet kalitesinin artmasına büyük ölçüde katkı sunacaktır.

Bu bakımdan, öncelikle sağlıkta olmak üzere, hayatın her alanındaki şiddete karşı ulusal bazda bilinçlendirme kampanyaları düzenlemeli, sahip çıkılmalı ve sonuç alana kadar geri adım atılmamalıdır. Sağlık-Sen olarak Bakanlığımıza ve diğer ilgili birimlere sağlıkta şiddetin önlenmesine yönelik paylaştığımız önerilerin dikkate alınması gerektiğini bir kez daha, ısrarla yineliyoruz.  Hukuki düzenlemelerin, geliştirilerek uygulanmasını ısrarla talep ediyoruz. Halkımızın elini sağlık çalışanlarına kaldırdığında alacağı cezayı bilmesi gerekmektedir. Halkımızın şiddete uğrayan sağlık çalışanlarının yanında olma ve şiddet uygulayanları toplumdan tecrit etme noktasında duyarlılığa çağırıyoruz. Başta Sağlık Bakanlığı ve Aile Çalışma ve sosyal hizmetler bakanlığı olmak üzere, sorumluluk sahibi konumundaki her kurum ve kuruluş bu yönde gerekli adımları atmalı, müeyyideleri hayata geçirmeli ve şiddetin kökünü kazıyıncaya kadar çalışmalar ciddiyetle sürdürmelidir."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.