Şark çıbanı tanısına yeni ve kombine bir yaklaşım!

Şark çıbanı tanısına yeni ve kombine bir yaklaşım!

Ege Üniversitesi ve  Pakistan National University of Medical Sciences bilim insanlarından ikili iş birliği projesine imza attı.

Ege Üniversitesi ve Pakistan  National University of Medical Sciences bilim insanlarının iş birliği ile hazırlanan halk arasında yakarca olarak bilinen ve insandan insana paraziti taşıyan sineklerin ısırması ile bulaşan Şark çıbanı hastalığının tanısına yeni ve kombine bir yaklaşım sunan proje,  TÜBİTAK ile Pakistan Araştırma Vakfı arasındaki Bilim ve Teknoloji Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı çerçevesinde açılan ortak proje çağrısı kapsamında desteklenmeye uygun bulundu.

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, "Şark çıbanı dünyada yaygın görülen hastalıklar arasında yer alıyor. Ülkemizde de görülen hastalık Pakistan’da daha yaygın olarak izleniyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl yaklaşık 1 milyon kişi bu hastalığa yakalanıyor. Üniversitemiz ve dost Pakistan’dan bilim insanları, halk sağlığını tehdit eden hastalıklardan biri olan Şark çıbanının tanısında yapılan testlerden hızlı ve kesin sonuç alınmasını sağlayacak ve teşhisi zor konulan bu hastalığın teşhisindeki sorunun çözülebilmesi için bazı teknik yöntemler kullanarak hastalığa özel ‘biyolojik belirteçlerin’ saptanmasını amaçlıyorlar. Bu belirteçler daha sonraki çalışmalarda bütün sağlık personelinin uygulayabileceği hızlı bir test için kullanılabilecek nitelikte olacak. TÜBİTAK tarafından desteklenen proje kapsamında bilim insanları, Türkiye’de uygulanan yöntemleri Pakistan’daki araştırıcılara, Pakistan’da uygulanan yöntemleri de Türkiye’deki araştırıcılara aktaracaklar. Her iki ülkenin araştırmacıları uluslararası örnek bir çalışmaya imza atacaklar. Proje ekibini tebrik ediyor, başarılarının devamı diliyorum” dedi.

Yürütücülüğünü Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Yusuf Özbel ile Pakistan National University of Medical Sciences öğretim üyesi Dr. Shumaila Naz’ın yaptığı; araştırıcı olarak EÜ Tıp Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Seray Töz ve National University of Medical Sciences öğretim üyesi Dr. Shahid Waseem’ın yer aldığı proje ile birçok deri hastalığı ile karıştırılması nedeniyle teşhisi zor konulan Şark çıbanı hastalığının teşhisindeki bu sorunu çözebilmek için bazı teknik yöntemler kullanılarak hastalığa özel ‘biyolojik belirteçlerin’ saptanması amaçlanıyor.

 “Hastalık bir kere geçirilince ömür boyu bağışıklık oluşuyor”

Şark çıbanı ile ilgili bilgi veren Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Yusuf Özbel, “Şark çıbanı, halk arasında yakarca olarak bilinen ‘kum sinekleri’ ile bulaştırılan tek hücreli bir parazit olan ‘Leishmania’ türlerinin neden olduğu yaralarla karakterize bir deri hastalığıdır. Vücudun gece uyurken açık kalan yerlerinden içinde parazit olan yakarcaların ısırması ile bulaşır ve ısırılan yerde önce sivilce şeklinde başlar, gittikçe büyür ve genelde üzeri açılarak 1-2 ay içinde ülser şeklini alır. Yara bir tane olabileceği gibi, tekrarlayan ısırıklar nedeniyle çok sayıda da olabilir. Yaranın göz kapağı, kulak, burun, eklemler, dudak gibi yerlerde olması durumunda iyileşmesi uzun sürdüğü için hastayı oldukça rahatsız eder. Teşhis konulduktan sonra tedavisi yaranın içine iğne ile verilen ilaçlarla yapılır. Yara içine enjeksiyon hastalığın çok görüldüğü çocuk grubunda oldukça ağrılı ve zor olur. Yaralar tedavi edilmese de deride derin ve kalıcı bir iz bırakarak 1-1,5 yıl içinde iyileşebilir. Hastalık bir kere geçirilince ömür boyu bağışıklık oluşur” dedi.

“Birçok deri hastalığı ile karıştırılması nedeniyle teşhisi zor konuyor”

Projenin detayları ve beklenen yararlarından bahseden Prof. Dr. Yusuf Özbel, “Şark çıbanında en önemli sorunlardan birisi teşhis konulmasındaki zorluktur. Şark çıbanı yarası deri kanseri de dahil olmak üzere diğer birçok deri hastalığı ile karışır. Bu nedenle ayırıcı teşhisi yapmak bazen hayati önem taşır. Teşhis için örnek yaranın kenarından alınır ve özel boyalarla boyanarak mikroskopta parazitler görülmeye çalışılır. Parazitin boyutu kırmızı kan hücrelerinin yarısından da küçük olduğu için mikroskopta paraziti görmek deneyim gerektirir. TÜBİTAK tarafından desteklenen projemizde, teşhisteki bu sorunu çözebilmek için bazı teknik yöntemler kullanılarak hastalığa özel ‘biyolojik belirteçlerin’ saptanması amaçlanmıştır. Bu belirteçler daha sonraki çalışmalarda bütün sağlık personelinin uygulayabileceği hızlı bir test için kullanılabilecek nitelikte olacaktır. Proje sonunda ayrıca Pakistan’da da yaygın olarak görülen bu hastalığın ülkedeki dağılımı ve hastalığa yol açan Leishmania türleri de belirlenmiş olacaktır. Proje ile Türkiye’de uygulanan yöntemlerin Pakistan’daki araştırıcılara, Pakistan’da uygulanan yöntemlerin de Türkiye’deki araştırıcılara aktarılması sağlanmış olacaktır” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.