Peker iftarın ardından bir takım açıklamalar yaptı. İşte O açıklamalar;

"Kıymetli Dostlarım

Anadolu Genç Fenerbahçeliler Derneği’nin başkanı İbrahim Gümüştekin ve aynı derneğin Okmeydanı’ndaki üyelerinden Adil Enes Cengiz’in beraber düzenlemiş oldukları iftara katılıp eski dostlarla hasret giderip ayrıca da yeni dostlarla tanıştık. (Okmeydanı halkının göstermiş olduğu teveccüh şahsımı mahcup etti.)

Dün Eyüp ilçemizde katıldığımız iftarda vurguladığım kardeşlik konuşmasına bazı

Alevi canlar üzülüp bir tek bizi saymamışsın diye serzenişte bulunmuşlar. Kıymetli Dostlarım, beni tanıyan bütün herkes şu özelliklerimi mutlaka bilir. Bayburt iline milliyetçi muhafazakâr konularda kendi memleketimden bile daha yüksek oranda destek verdikleri için hep saygı duymuşumdur. (Bunu her sohbette söylerim.)

Alevi canlara kendi ülkemizin hiçbir kesimine yapılmayacak derecede kalleşçe bir tutum sergileyerek çok iğrenç yakıştırma yapıldığının her zaman bilincinde oldum.

‘Eline, beline, diline sahip çık’ öğretisini adeta kutsal bir kelammış gibi hissederek söyleyen ve yaşamaya çalışan insanlara tarihin en alçak belden aşağı vuruşunun yapıldığını da her sohbette belirttim.

Yukarıdaki söylediğim öğretiyi hayat felsefesi kabul eden insanlarla ilgili fısıltı halinde birbirimize ‘Bunlar mumu söndürüp o an orda kim varsa akraba makraba demeden ilişkiye giriyorlarmış.’ iğrençliğini kulaktan kulağa olacak şekilde nesilden nesile aktardık.

Bu yüzden Alevi canlara toplum olarak özür borcumuz var diye her muhabbetimde mutlaka söyledim.

Biz Alevi canlarla öz be öz kardeşiz. Yüce ALLAH korusun diyelim ki düşman olsaydık o zaman dahi ‘Eline, beline, diline sahip ol’ öğretisine şiar edinmiş, düşmana dahi mum söndü iftirasını alçaklığını uydurmamalıydık ve de nesilden nesile anlatmamalıydık.

(Şükürler olsun ki hayatımın hiçbir döneminde bu iğrençliği anlatanlardan ve yayanlardan olmadım.)"