Sedat Peker'e suikast düzenleyen teröristi FETÖ'cüler gizli tanık yapmış

Sedat Peker'e suikast düzenleyen teröristi FETÖ'cüler gizli tanık yapmış

Sedat Peker, Ergenekon davasını yöneten fetöcü hakim ve savcıların yargılandığı davada, mağdur sıfatıyla ifade verdi.

Ergenekon davası hakimlerinin yargılandığı ve Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nde görülen davada, Sedat Peker müşteki sıfatıyla ifade verdi.

img-20191008-wa0011.jpg

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMADILAR!

Sedat Peker, Ergenekon davası sürecinde Sayın İlker Başbuğ’a karşı PKK’nın iki numaralı ismi, kendisine karşı ise DHKP-C’nin 2 numaralı isminin gizli tanık yapıldığını söyledi. Üstelik bu gizli tanığın daha öncesinde kendisine karşı suikast girişiminde bulunduğunu mahkemede itiraf ettiğini dile getirdi. Peker söz konusu gizli tanığın mahkemedeki şok eden itirafına rağmen fetöcü hakim ve savcıların hakkında işlem yapmadıklarını dile getirdi. Gizli tanığın Ergenekon’da verdiği ifadesinde; ‘’Romanya’da  Sedat Peker’e karşı bir suikast planladık ancak suikasti başaramayınca kendisine silah tedarik eden Cemil isimli bir şahısa suikast düzenledik.’’ itirafında bulunmasına rağmen fetöcü hakim ve savcılar bu terörist hakkında suç duyurusunda bulunmadılar bir de üstüne bu teröristi aleyhimize gizli tanık yaptılar dedi.

img-20191008-wa0012.jpg

Muzaffer Tekin’i Göz Göre Göre Öldürdüler!

Peker, pankreas kanseri olan Albay Muzaffer Tekin’in üst hücresinde kaldığını, aylarca ağrılardan inlediğini buna rağmen hastaneye sevkinin yapılmadığını dile getirdi.

“Muzaffer Abi bağırması duyulmasın diye yastığı ağzına koyup, aylarca inledi. Bir deri bir kemik kaldı. En sonunda cezaevinde ölmesin diye tahliye ettiler” dedi.

Aynı zamanda Peker “Ergenekon” ismi verilen davanın başlangıcının kendisi için başlatılan “Avrasya” ve “Kelebek” operasyonlarının devamı olduğunu, bu davalardan da toplamda 10 yıl cezaevinde kaldığını belirtti.

Sedat Peker’in ifadesindeki en dikkat çekici sözleri ise “Akıncı Hava Üssü iddianamesinde darbe komutanının üzerinden bir USB bellek ele geçiriliyor. Bu USB bellekte darbede etkisiz hale getirilecek ilk 28 kişinin adı bulunuyor. Bu isimlerden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adı en üstte, makamsal olarak da sayın MİT Müsteşarının adı en altta. Genelkurmay Başkanı ve Başbakan da orada yazılı. 28 kişi içerisinde tek bir sivilin adı var o da benim. Bu 28 kişi o gün nerede olacaklar, yanlarında kaç koruma olacak bütün hepsi darbenin bir gece öncesinden kayıt edilmiş. Bu benim için şereftir. Yüce Allah’a yemin olsun ki onların bu listesinde olmak benim çocuklarıma bırakacağım en büyük şereftir” oldu.

OSMANIM!

Sedat Peker, “Ablasını öldürüp, yeğenini kerhaneye satmış adama ‘Osmanım’ diye hitap edip, tahliye ettiler.” dedi.

ZEKERİYA ÖZ GİZLİ TANIK OLMAMI İSTEDİ

Gazetede aleyhinde çıkan bir haber üzerine eski savcı Zekeriya Öz'ün kendisini Adliye'ye çağırdığını, odada Mehmet Ali Pekgüzel'in de bulunduğunu belirten Peker, şöyle devam etti:“Veli Küçük aleyhine ifade vermemi ve gizli tanık olmamı istedi. Ben de, 'Gizli tanık olmam. Bildiğim varsa, söyleyecek kadar cesur adamım' cevabını verdim. Eski savcı Zekeriya, 'Tahliyene de az kalmış. Seni tutuklatırım' deyince, 'Şeref duyarım' dedim.”

“Sanıklara ‘Bey’ Diyorsunuz!”

Peker mahkeme sırasında sanıklara bey şeklinde hitab eden mahkeme heyetine;

“Sanıklara 'Bey' diye hitap ediyordunuz. Salondaki bayan, kadın arkadaşlardan özür diliyorum; Fuhuş yaptırıp, karşınıza gelen insanlara 'Bey' diye hitap etmiyorsunuz. Bu örgüt, Fetullah Gülen'e ilk davayı açan savcıya bir kadın gönderdikten sonra, görüntüleri yayınladı. Diğer kadın satıcılarına 'Bey' denmezken, sizin meslekten de olsa bunlara 'Bey' diye hitap etmenizden üzüldüm. Bir insan kadın satarsa, kadın satıcısı olur. Ama bunlar Allah'ın adaletini arayan bir kız çocuğunu savcıya gönderdiler. Bu pezevenklikten de öte bir şeydir ve insanlık adına suçtur. Amacım saygısızlık veya taşkınlık yapmak değil.

Peker'in bu sözleri üzerine Başkan Metiner, masumiyet karinesinin hüküm kesinleşene kadar herkes için bir hak olduğunu ve bunu sonuna kadar korumak zorunda olduklarını hatırlattı. 

Peker, şu karşılığı verdi: "O zaman herkes için geçerli olması lazım. Silivri'de 70-80 yaşındaki rektörlere, generallere, profesörlere nasıl bağırdıklarını, tuvalete gidebilmeleri için izin alma şartı koyduklarını biliyorum."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.