Afet travmalarından çocukları korumanın yolları

Altınbaş Üniversitesi Çocuk Koruma ve Bakım Hizmetleri Programı Başkanı Barış Tuncer, yaşanan yoğun doğal afetlerin çocuklarda büyük travma yaratabileceğini açıkladı.

Altınbaş Üniversitesi Çocuk Koruma ve Bakım Hizmetleri Programı Başkanı Barış Tuncer, büyük afetlerin ardından kişilerin travma sonrası stres bozukluğu yaşayabileceklerini kaydederek, “Travmayı atlatamayanlar açısından yaşadıklarının etkisi daha ciddi sorunlara dönüşebilir” dedi.

ÇOCUKLAR DAHA KIRILGAN

Barış Tuncer, travmatik olaylardan en fazla olumsuz etkilenecek grubu çocuklar ile ergenlerin oluşturduğunu kaydetti. Çocukların afet benzeri travmatik olaylardan daha ağır etkilendiklerinin altını çizen Barış Tuncer şöyle şu ifadeleri kullanarak durumu açıkladı:

“Çocuklar yetişkinlere göre daha kırılgan olmaları ve yaşam tecrübelerinden önemli ölçüde yoksun olmaları nedeniyle travmadan etkilenme konusunda daha dezavantajlı konumdadırlar. Çocukların travmaya gösterdikleri tepkiler de yetişkinlerin tepkilerinden daha farklıdır.”

SALDIRGANLIK, İŞTAHSIZLIK, ŞAŞKINLIK

Travmaların, bebeklerle yeni yürüyen çocuklarda (0-3 yaş aralığı) gelişim sorunlarına yol açabileceğini ifade eden Barış Tuncer, buna ilişkin örnekleri şöyle sıraladı:

“Travmadan etkilenen bebeklerde sık görülen tepkiler arasında, kolay şaşırma, kaygılı görünme ile altını ıslatma, konuşma problemleri gibi gerileme davranışları ortaya çıkabilir. Travma yaşayan çocuklar anne-babadan ayrılmak istemeyebilir, uyku sorunları yaşayabilir, kâbuslar görebilir. Aşırı ağlama, çığlık atma, insanlarla ilişkilerde ürkeklik, güven problemleri de travmatik olayların bebek ve çocuklarda görülebilecek etkiler arasında yer alır. Kontrol edilemeyen saldırganlık, iştahsızlık ve sindirim sorunları da travma sonucu ortaya çıkabilecek sonuçlar arasında sayılabilir. Bu arada travmalar, çocukların oyunlarına da yansır, travmayla ilgili tekrarlayan oyunlar görülebilir.”

HAYALLE GERÇEĞİ KARIŞTIRMA

Altınbaş Üniversitesi’nden, Çocuk Koruma ve Bakım Uzmanı Barış Tuncer, 0-3 yaş çocuklarda görülen travma sonrası stres tepkilerinin büyük bölümünün 4-6 yaş aralığındaki okul öncesi çocuklarda da görülebileceğine dikkat çekti. Tuncer, travmatik olaya maruz kalmış okul öncesi çocuklarında genel olarak gözlenen tepkileri şöyle sıraladı:

“Yatak ıslatma, parmak emme gibi gerileme davranışları. Anne-babadan ayrılmama. Hayalle gerçeği karıştırma. Ani heyecanlanmalar. Kaçınma davranışları. İçe kapanma. Suçluluk hissetme. Kâbuslar görme ve gece korkuları yaşama. Tipik davranışların takıntılı bir şekilde tekrarlanması. Dikkat sorunları. Kaygılı bir ruh hâl. Hayvanlardan ve yabancılardan korkma.”

KORKUTMAK ÇOK SAKINCALI

Okul öncesi çağındaki çocuklar için en önemli kendini ifade etme araçlarından birinin oyunlar olduğunu vurgulayan Barış Tuncer, “Çocuklar, yaşadıkları olumlu ya da olumsuz yaşantıları ve duygularını hemen oyunlarına yansıtıp bunu bir tür ifade aracı olarak kullanırlar. Çocukların travmayla ilgili algılarını ve duygularını oyunlarında gözlemek mümkündür. Bu dönemde çocuklar benmerkezcilikten dolayı afetlere, travmatik olaylara kendilerinin neden olduğunu düşünebilirler. Çocuk, yaramazlık yaptığı, anne-babasının sözünü dinlemediği için bu olayın meydana geldiğini düşünebilir. Nu nedenle çocuklara yaramazlık yaparsan bizim evimiz de yanar, bizim evimizi de su basar vb. şeyler söylemek çok sakıncalıdır.”

OKUL BAŞARISINI DÜŞÜRÜR

Çocuk Koruma Uzmanı Barış Tuncer, travma sonrası stres tepkilerinin, okul çağındaki (7-12 yaş) çocukların olumlu gelişim sürecini tersine çevirip uyumsuzluğa neden yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Travmanın okul çağındaki çocukları okul öncesi dönemdeki davranışlara geri götürebileceğini anlatan Tuncer, travma sonrası tepkilerin bu gruptaki yansımalarından bazılarını şöyle sıraladı:

“Okul başarısı düşebilir, okula gitmek istemeyebilir. Okulda da davranış sorunları yaşamaya başlar. İsyankarlık, saldırganlık ve gevezelik de bunlar arasında yer alır. Tekrarlayan hareketler, yağmur, rüzgâr, şimşek gibi doğal olaylardan korkma, dikkat ve konuşma sorunları da görülebilir. Erkek çocuklarda silahlara ve savaş oyunlarına ilgi artabilir, vücutlarında ağrılar görülebilir.”

TRAVMA, ERGENLERİ ALKOLE YÖNELTEBİLİR

Altınbaş Üniversitesi Çocuk Koruma ve Bakım Hizmetleri Programı Başkanı Barış, travma sonrası stres tepkilerinin ergen (13-18 yaş) çocuklarda yol açabileceği ve sıkça görülebilecek ciddi olumsuzluklara da değindi. Uyuyamama ya da fazla uyuma, iştahsızlık ya da aşırı yeme gibi durumlara sıklıkla rastlanabileceğini anlatan Barış Tuncer şöyle devam etti:

“Ergenlerde travma sonrası yansımalar arasında mide bulantısı, kalp çarpıntısı, kolay ağlama, alkol ve/veya madde kullanımına yönelme, suçlu ve çaresiz hissetme, öfke patlamaları, kâbuslar görme, anne-babayla çatışma, okul sorunları sıklıkla yer alabiliyor. Hırsızlık ya da saldırganlık, aşırı heyecan ve yerinde duramama, ilişki kuramama, içe kapanma ve halüsinasyonlar görme de bunlar arasında sayılabilir. Ayrıca gelecek hakkında olumsuz tutumlar, günlük etkinliklere ilgi duymama ve hatta intihar girişimleri de maalesef ergenlerde travma sonrası görülebilen durumlar arasında yer alıyor.”

EBEVEYNLERE 10 ÖNERİ

Travmanın, bireyin fiziksel ve psikolojik varlığını ve bütünlüğünü tehdit ettiğini, psikolojik ve sosyal dengesini bozduğunu hatırlatan Barış Tuncer “Travmaya bağlı olarak ortaya çıkan bu psikolojik sonuçlar bireyin yaşam kalitesini önemli oranda düşürebilmekte ve hatta uzun süreli psikolojik tedavi gerektirebilmektedir” dedi. Barış Tuncer, orman yangınları ile sel felaketlerinin yol yol açabileceği travma ve sonrası yaşanabilecek olumsuzluklara karşı yapılabileceklere dair ebeveynlere önerilerde bulundu. İşte Tuncer’in önerileri:


1) Çocuklarla doğal afetler (yangın, sel, deprem) hakkında yaş ve gelişim düzeyine uygun biçimde konuşun, dürüst davranın. “Tekrar yangın, sel olmayacak” gibi gerçek dışı ifadeler kullanmayın.

2) Çocuğa yaşanan afetlerin geçici olduğunu anlatın. Sakin davranın ve yetişkinler olarak her zaman yanında olacağınızı belirtin, güvende hissettirin. Ama durumun ciddiyetini inkar etmeyin.

3) Çocuğunuzun bu konudaki duygu ve düşüncelerini anlatmaları için fırsat tanıyın. Yaşananları kendi kelime ve cümleleriyle ifade edilebilmesi için çocuğunuzu destekleyin.

4) Bazı çocuklar için olayları tekrar tekrar anlatmak yaraları sarma sürecinin bir parçasıdır. Onu dikkatle dinleyin, beraber gelişim düzeyine uygun oyun oynayın, resim yapın, hikaye ve masal anlatın.

5) Çocuğunuzun paylaştığı duyguları yargılamayın, hissettiklerinin doğal olduğunu anlatmaya çalışın.

6) Fiziksel temas düzeyinizi artırın. Çocuğunuzun bedensel sınırlarına ve ihtiyaçlarına saygı duyarak, çocuğunuza sarılın ve sevginizi gösterin.

7) Çocuklar etraflarındaki yetişkinleri örnek alır. Bu nedenle kendi duygu, düşünce ve davranışlarınızın farkında olun, sakin ve iyimser kalmaya gayret edin. Güçlük yaşıyorsanız bir uzmandan destek alın.

8) Çocuklara medyada sık yer alan afetlere ilişkin haber ve programları izletmeyin. Çocuğun yanında söylediklerinize çok dikkat edin. Onlar düşündüğünüzden çok daha fazlasını duyar ve anlarlar.

9) Evdeki olağan yaşam döngüsünü sürdürmeye çalışın. Aile üyelerinin bir arada olmasına özen gösterin. Çocuğun bir an önce düzenli ve programlı bir gündelik yaşama girmesini sağlayın.

10) Travma sürecini atlatmasını sağlamak için çocuğunuza yaşına uygun görevler verin. Bu, aile içinde dayanışma duygusunu artırır, çocuğun da kendisini güvende hissetmesini sağlar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yerel Haberleri