ALAÇATI’YI MAHVEDENLER!!!

Gardenya Erdöl

Temmuz ayı demek benim gibi yaz-kış Çeşme , Alaçatıda yaşayanlar için kabus demek.
Hafta sonu kaçacak ikinci adresi olan şanslılardanım.
Herkes haftasonunu Çeşme’de geçirmek için hayalini kurarken ben kaçarak izmire gelenlerdenim.
Evet sitem edenleriniz olabilir sadece deniz, tatil için hafta sonu fırsatı olanları anlayabiliyorum.
Geldiğim ilk yılları kıyaslıyorum yaklaşık 10 yıl olmuş ben hayalimin ilçesine taşınanı...
O zamanlar Alaçatının meydanından ortasına kadar yürümek sayılı restaurantların birinde oturmak modayken şimdilerde her sokak arası birbiriyle yarışır halde.
En çokta buna sebep olanlar işletmeci ve mülk sahipleri...
Kimse bana kızmasın bir yerin ilerlemesi , istihdam sağlaması elbetteki çok güzel.
Ancak bu belli kesime kısa süreli bir sezon içinse ben bu kirliliğe karşı olanlardanım...
İstanbul’un keşmekeşliğinden sıkılmış, Ankara’nın düzeninden bunalmış önce bir kaç kişinin daha sonra bu sayının artmasıyla gelip düzen kurayım derken buradaki düzeni bozmalarından başka birşey değil.
Konuşurken dinleseniz, paylaşımlarını görseniz derseniz ki köye özlem var içlerinde. Yaşadıkları yerden bahsederken köyüm derler...! Alaçatıyı da en çok köyüm diyenler mahvetti!

İyi de arkadaşım siz köyün kahvesini bile alıp frappe yaparsanız, köyün menüsüne ahtapot carpaccioyu koyarsanız bu işte bi terslik var demektir. Köyün menüsünde keşkek olur yaprak sarma, gözleme olur. Onlarda makul fiyata satılır. Türkiye’nin hangi köyünde bir masadan alkolde varsa bin tl hesapla kalkındığını duydunuz.Ama Alaçatıda ne yazık ki bu mümkün.

Müziğinide öyle kirlettiler, evrensel olan müzik Alaçatı'da içler acısı halde . Bir zamanlar davuluyla zurnası sokaklarda eğlenilirken . Şimdi hani o entel köy yapmaya çalışanların acımasızlığıyla baş ediyor. Bir taraftan köyümde jazz var diye paylaşan kesim diğer tarafta eller havada bir grup ve ortaya çıkan gürültü kirliliği...

Sen Nişantaşı cafelerini de buraya taşırsan bunda da bir terslik vardır. Tatil demek dinlenmek , eğlenmek demektir biliyorum. Ama sen zaten İstanbul’da haftanın üç günü gittiğin cafeye Alaçatı'da gitmesen de olur. O mekanlar zaten senin gibiler için açılıyor.

Alaçatıda maalesef oluşan algı parası olmayan gelmesin iyi de bu köy herkesin köyü. Bir cafeye oturupta bir dondurma yemeye korkan ailenin suçu değil meydandaki kuru kalabalık...
Sonra da bir gecede kapıya kamyonu dayayıp boşaltır kaçarsanız!! Bir sene sonra aynı filmi başka bir isimle yine izleriz...

Eğlence sektörünü şehrin merkezinden uzak yerlere taşınırsa belki Alaçatı nefes alır, bizler nefes alırız.

Bu iş en çok mülk sahiplerini mutlu etti. Aslında bundan en büyük zararıda onlar görüyor. Bir yıllık parayı alıp ceplerine atınca üretmeyi, çalışmayı unuttular. O ailelerin çocuklarına gençlerine yazık oluyor. Hazır para cazip gelirken yerinde saymaktan bir adım öteye gidemiyorlar.

Sezonu kısa olan bu ilçenin yetkililerine bir mesajım var ... Nasıl ki belli bir saatten sonra ses desibeli ölçülmek için görevlendirilen arkadaşlarımız varsa Otoparkından , restaurant fiyatlarıda kontrol altına alınırsa Çeşmede yaşayan bir vatandaşınız olarak çok sevineceğim...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.