''Babacan'la Ehli Keyif''

Babacan PESENKURDU

Selamlar Dostlar…

Medya Ege bünyesinde, değerli ağabeyim Arif Çayan’ın kanatları altında, bu sizlerle ilk buluşmam. Aslına bakarsanız oldukça heyecanlıyım. Çünkü sizlerle nerede olursa olsun buluşmak, beni her daim heyecanlandırıyor. Bu vesile ile de bizlere bu imkânı veren Arif Çayan ağabeyime sonsuz teşekkürler.
    Neler mi olacak bu satırlarda?
Kimi zaman sizden hikâyeler, kimi zaman benden hikâyeler. Hayata dair ne varsa hepsini dökeceğiz ortaya. Kimi zaman güleceğiz satırlarda, kimi zaman ağlayacağız. Ama sanırım en çok da birbirimizden bir şeyler öğrenmeye devam edip, acaba bizi şaşırtacak bir şeyler daha kaldı mı diye bakacağız dünyaya.
    Özlediğiniz, beklediğiniz ve merak ettiğiniz konuklarımız olacak ara ara satırlarımızda. Onlarla, sizlerle olduğu gibi samimi sohbetler edeceğiz. Kimselerin sormadıkları soruları sorup, onların farklı yönlerini de görmeye çalışacağız. Tıpkı hayat gibi…
    Bazılarımızın sıkıntıları olacak, her birimizin olduğu gibi. Mesaj kutumuza bırakacağınız hikâyenize geri dönüp, bazen çare, bazen de ‘’Yer ver yanında arkadaş’’ deyip, sadece birlikte hüznünüzü paylaşacağız.
    İzmir ve Ege Bölgesinde gerçekleşecek olan türlü türlü sanat etkinliklerini buradan duyuracağız. Belli mi olur, belki okurlarımızdan bazılarını da, o etkinliğin biletlerini hediye edeceğiz.
    İzmir ve Ege Bölgesine ait, Türkiye’ye ait, karınca kararınca aklımıza düşen, içimizi titretenleri sizlerle paylaşacağız. Birbirimizi anlamaya ve geliştirmeye devam etmekten, büyük haz alarak hem de.
    Bolca şiirler yazacağız, bolca kıssadan hisse. Birçok yazar dostumuzun yeni çıkan kitaplarından bahsedeceğimiz gibi, sizden gelen sorularla onların dünyasında kendimize yer edinmeye çalışacağız.
    Şimdilik benden bu kadar. Haftaya yeniden görüşmek, yeniden muhabbet etmek için ben çayımı kahvemi alıp, klavyenin başına geçeceğim. Siz de tüm sosyal medya hesaplarından Medya Ege’yi takip edip, satırlarımda benimle buluşursanız, bu adamı çok mutlu edersiniz.
    Elbette şiirsiz kaçmak yok öyle, kalın sağlıcakla…

Ben seni, Türkiye saati ile seviyorum…

Nasıl geldiyse içimden, öyle çizdim ben seni.
O kadar narin, o kadar kusursuzdun.
Rötuşsuz aşkım, mevduattan kesilmiş hislerim…
Ve ayakkabı bağı gibi nutkumu bağlayan bakışlım.
Kapı merceklerinden bakmadan, evime aldığım.
Cevap anahtarlarının açamadığı soru bankası olan,
şu kapalı yüreğime girdiğinden beri,
artık kopya çekmek, serbest bu ülkede.

Sen şu girdap yüreğime öyle düştün ki kadınım,
şimal yıldızını bulmak için,
uzun uzun bakmıyorum artık gökyüzüne.
Sen benim, tombalamsın kadınım.
Sayılar kâğıdımda olsa da olmasa da,
dolmadı ilk çinkom daha.
İster ’’mızıkçı’’ de, ister ’’oyunbozan’’
dolmadı daha, dolmayacak asla!


Ben Resimli Ay Dergisi ile büyüdüm kadınım,
Adı sonradan misilleme olsun diye, erotik gazetelere verilen
Tan ile büyüdüm.
Ayrılıkçı sevdalara girmeden büyüdüm.
Meğerse ben ne küçükmüşüm kadınım,
düşmeden mahpusuna bilemedim.
Şiirleri dillerde, kendisi hep içerde olan…
İhanet eden adam muamelesi gören şairlere, eş ettin sen beni.
O kadar duyguyum yani, o kadar adam, o kadar deli…
Ve o kadar hasret işte.
Ağır hücre koşullarında senin aşkın.
BEN MÜEBBETİNİ, MUHABBET BELLEDİM KADINIM.
Ve ÖLMEK İÇİN DÖNÜLEN ÜLKEM oldun sen benim.
Şimdi, adı sen olan suyu içiyorum, bu sensiz hücrelerde.
Velâkin, velâkin hiçbir şey umurumda değil;
ÇÜNKÜ BEN SENİ,
TÜRKİYE SAATİ İLE SEVİYORUM.

AŞK FASİKÜLÜ
Syf 14

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.