Balbay: "Eskişehir'den kalkan cenazeler, eğitimin cenazesidir"

BALBAY’IN ÜNİVERSİTELER ARAŞTIRILSIN ÖNERİSİ ESKİŞEHİR’DEN BİR GÜN ÖNCE REDDEDİLDİ

CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Milli Eğitim Komisyonu Üyesi Mustafa Ali Balbay’ın 4 Nisan günü akademik ünvanların nasıl ve hangi kriterlere göre verildiğini, alan kişilerin başarılarının neler olduğunu ve üniversitelerde yaşanan sorun ve sıkıntıların araştırılmasını istediği önergesi AKP milletvekillerinin oyları ile reddedilmişti. Ne yazık ki bir gün sonra 5 Nisan’da Eskişehir Osmangazi üniversitesinde korkunç bir akademisyen katliamı yaşandı. 

CHP Eğitim Komisyonu Üyesi Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Gaye Usluer ve İstanbul Milletvekili Ali Şeker ile basın toplantısı düzenleyen Balbay, ‘ülkemizde namus cinayetleri çok yaygın, kadın cinayetleri çok yaygın maalesef dünkü olay ile bir cinayetin daha kapısı aralandı. O da akademi cinayetleri. Bu olaydan sonra çok farklı üniversitelerde farklı gerekçelerle olaylar cinayetler yaşanabilir. Çarşamba günü üniversitelerde yaşanan sorun ve sıkıntılara ilişkin Meclis Araştırması isterken bu alttan gelen sıkışmış strestleri kabarmaları, kimi iftira olaylarını ve pek çok olağanüstü duyumları dikkate alarak istedik. Ancak bunu reddeden iktidarın daha acı olayların kapısını araladığını da bugün üzülerek görmekteyiz.’ diye konuştu.

Balbay bugün Eskişehir Osmangazi’den dört akademisyenin kalkan akademisyen cenazeleri için, ‘bu cenazeler aslında AKP iktidarlarındaki eğitimin, üniversitelerin, akademinin cenazesidir’ diye sözlerini sürdürdü.

Balbay’ın üniversitelerin araştırılmasını istediği önergesinde dikkat çeken bölüm şöyle:
“Üniversitelerdeki akademik yükselişlerin ve idari kadronun, mevcut sorunları gidermekte yetersiz kaldığı, birikim ve enerjilerini siyasi arenada görünür olmak için harcadıkları gözükmektedir. Bu kanıya varılmasındaki en önemli etken ise son günlerde üniversitelerin rektör ve öğretim görevlisi düzeyindeki mensuplarının kamuoyuna yansıyan değerlendirmeleridir.

Ünvan yükselmeleri kişilerin büyük çaba ve emekleri ile gerçekleşmektedir. Yükselme sıralamasına baktığımızda kişinin öncelikle bir lisans programı mezunu olması, ardından yüksek lisans, doktora, yardımcı doçentlik, doçentlik ve profesörlük gelmektedir. Bu aşamalarda adayların yaptıkları bilimsel araştırmalar, makale, panel, konferans, sempozyum ve kitap yazmaları gibi yoğun bir uğraşın sonunda ilgili jüri onayı ve YÖK’ün vereceği kadro ile ulaşmaları mümkün olmaktadır.

Üniversitelerdeki son gelişmelere ve rektörlerin tutum ve davranışlarına baktığımızda gerekli şartların yerine iktidarda bulunan siyasi partinin çizgisinde olmanın, o partide yöneticilik yapmış ve partinin ideolojisine uygun söylemlerde bulunmanın öne çıktığı görülmektedir. Gençliğin ve ülkenin geleceğini şekillendiren bilim yuvalarının bir partinin ideolijisine ve yaşam biçimine göre şekillenmesine teslim edilmemesi gerekmektedir.

15 yıldır tek başına iktidar olan Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetleri eğitim öğretim alanında başarısız olduklarını genel başkan düzeyinde itiraf etmiştir. Bu itiraf ışığında üniversitelerdeki rektörlerin tutum, davranış ve tasarrufları göz önünde tutularak, ünvan yükselmelerinin ilgili koşul ve şartlar sağlanarak mı yoksa partizanca tutum ve davranışlarla mı verildiği önemli bir tartışma konusudur. Konunun araştırılıp gerekli tespitlerin yapılması ve mutlak önlemlerin alınması için Meclis Araştırması açılmasında yarar görülmektedir” diyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri