Başkan Günay'ın açıklamaları İzmir siyasetinde tartışma yarattı!

Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa Günay’ın son günlerde yaptığı açıklamalar, İzmir siyasetinde tartışma yarattı. Açıklamalar hem üslup hem içerik yönünden eleştirilirken, Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar ve AK Parti cephesinden tepkiler geldi.

İzmir siyasetinde zaman zaman öyle açıklamalar yapılır ki insan ister istemez, “Bu gerçekten bir siyasi duruş mu, yoksa ‘ben buradayım’ deme telaşı mı?” diye sormadan edemez. Son günlerde Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa Günay’ın yaptığı açıklama da tam olarak bu soruyu gündeme taşıdı.

Bugüne kadar Cemil Tugay hakkında tek bir olumlu cümlesi hatırlanmayan, seçim sürecinde dahi açık bir destek tavrı göstermeyen Mustafa Günay, ne olduysa birdenbire “Büyük baba” diyerek Cemil Tugay’ı savunma refleksine girdi. Hem de öyle sıradan bir savunma değil; adeta siyasi fedailik, paralı şakşakçılık sınırlarında dolaşan bir üslupla…

Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’ın, “Cemil Bey’in İzmir’e ve Aliağa’ya hizmet noktasında inancımı kaybettim. Kanaatimce Cemil Bey şu an İzmir’in başına gelmiş en büyük felakettir” sözlerine verilen cevap, bir belediye başkanına yakışır ciddiyetten ziyade, sokak ağzına yakın, tehditkâr ve maksadı belirsiz bir çıkış oldu.

Günay, “Aliağa’daki bir şeyler söylüyor. Sen söylemeye devam et. Biz bu örgüt ile en yakın zamanda seni de o koltuktan alacağız. Menemen’i de alacağız. Sizi de göndereceğiz. Büyük babayı tekrar seçeceğiz. İzmir’i ve Türkiye’yi yönetmeye talibiz. Öyle devleti arkana almakla olmuyor. 28 ilçe belediye başkanı olarak sonuna kadar Büyükşehir Belediye Başkanımızın arkasında durmaya devam edeceğiz. 28 kardeşin ve bu örgüt senin arkanda” ifadelerini kullandı.

Aliağa’dan girip Menemen’den çıkan bu açıklama, ne İzmir siyasetini ileri taşıdı ne de savunulduğu iddia edilen Cemil Tugay’a katkı sundu. Aksine, işin ciddiyetini gölgeleyen, samimiyetsiz bir gösteriye dönüştü. Nitekim Cemil Tugay’ın kendisi bile bu açıklamalara mesafeli durarak, “Böyle şeylere prim vermem, böyle şeylerle ilgilenmem” diyor.

Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’ın tepkisi ise tabloyu özetler nitelikteydi:

“Güzelbahçe Belediye Başkanımız sağ olsun beni güldürdü.”

Evet, gerçekten de gülünecek bir açıklamaydı. Ciddiye alınacak bir siyasi argüman değil, bir komedi metni gibiydi. Serkan Acar’ın, “Ben de gelip Güzelbahçe’yi alacağım mı diyeyim?” sözleri ise bu açıklamanın ne kadar havada kaldığını net biçimde ortaya koydu.

Acar, “Güzelbahçe Belediye Başkanımız sağ olsun beni güldürdü. Ben arkadaşı tanımıyorum. Herhalde bizim reytingimiz fazla. Herkes açıklama yaptı. Enteresan geldi. Biz düşüncemizi paylaştık. Düşüncemizden vazgeçecek değiliz. Herkes kendince bir şeyler düşünebilir. İlçe Başkanı çıkıp ‘Ben 2014’te şu sebeple kaybettim’ diyor. Bu benim konum değil ki. 2014’ü mü tartışacağız? Güzelbahçe Belediye Başkanı çıkıp ‘Seni oradan alacağız’ diyor. Partisinde konumu ve görevi ne bilmiyorum. Cemil Başkan herhalde üzülmüş. Ben de gelip Güzelbahçe’yi alacağım mı diyeyim? Gelecek dönem Güzelbahçe’den düşünüyordum mu diyeyim? Dikkate alınacak bir konu değil. Açıklamaları komik olmuş”
ifadelerini kullandı.

Bu tartışmaya AK Parti cephesinden Menemen Belediyesi Meclis Üyesi Dilaver Kişili de katıldı. Sert, net ve hedefi belli bir dille yapılan bu açıklama, Güzelbahçe Belediye Başkanı’nın sözlerinin nasıl algılandığını da açıkça gösterdi. “Timsah gözyaşları”, “kapasite”, “hadsizlik” gibi ifadeler, siyasi nezaket sınırlarını zorlasa da tartışmanın dozunu ve ciddiyetini yukarı çekti.

Kişili, “İzmir’de sadece ürettikleri projeler ve hizmetleriyle gündeme gelen Cumhur İttifakı belediyelerine dil uzatan zat-ı muhteremin geçmişini de gelecek planlarını da çok iyi biliyoruz. Kendi partisi içinde her türlü operasyonu yaptıkları büyükşehir belediye başkanına timsah gözyaşlarıyla ‘baba’ diyerek hitap etmeleri konusuyla da ilgilenmiyoruz. Göreve geldikleri günden bu yana işçi ve sendika sorunlarını çözemeyen, ulaşım ve çöp gibi en temel hizmetleri beceremeyen CHP’li belediyelere sayı ve skor hedefi koymak da komikliktir. Şehrimizin butik ilçesi, metropolün gözbebeği Güzelbahçe’de ancak turizm bürosu şefi olabilecek kapasitedeki şahsın, bırakın İzmir’de tüm Türkiye’ye örnek gösterilecek projeleri hayata geçiren belediyelerimizi diline dolaması hadsizliktir. Sayın Belediye Başkanı Menemen’e gelip hizmetleri gezebilir. Cumhur İttifakı belediyelerinin hayata geçirdiği hizmetlerin sadece zekâtı bile onlara fazla gelir. Siz, babanıza gösterdiğiniz hedefe ulaşmayı bırakın, çıktığınız yolda kalır; ancak Menemen’de ve Aliağa’da hayal kurarsınız” dedi.

Ancak asıl dikkat çeken nokta şuydu:

Bu kadar laf, bu kadar polemik varken Güzelbahçe AK Parti İlçe Başkanı Halil Durankuş’un sesi soluğu neden çıkmadı?

İlçe başkanlığı; sadece toplantılara katılıp, koltukta oturup, çay içilecek bir makam değildir. İlçeniz hedef alınıyorsa, belediye başkanı siyasi şov yapıyorsa, kamuoyunda ilçeniz üzerinden polemik dönüyorsa orada durup seyretmek, görev bilinciyle bağdaşmaz.

Eğer bir ilçe başkanı kendi ilçesini savunamıyorsa, zaten o makam gereğini yapar. Çünkü siyaset; susarak, görünmeden, idare ederek değil; gerektiğinde konuşarak, duruş göstererek yapılır.

Bugün Güzelbahçe’den yükselen bu ses; ne İzmir’e, ne siyasete ne de savunulmak istenen isme fayda sağlamıştır. Geriye sadece samimiyeti sorgulanan bir çıkış, ciddiyeti tartışılan bir üslup ve kamuoyunda “Bu açıklama kime hizmet etti?” sorusu kalmıştır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yerel Haberleri