Çiğ sütteki doğal ya da dışarıdan bulaşan kalıntılar süt kalitesini kötü yönde etkiler. Doğal adını verdiklerimiz meme dokusunun dışarıdan memeye giren bakterilere karşı gösterdiği tepkilerden oluşan “naturel inhibitörler” dir. Bunlar lactoferrin, lizozim (lyzozyme) ve lactoperoxidase olarak bilinir. Tabii ki durumun şiddetine göre bol miktarda somatik hücre sayısı.
Dışardan bulaşanlar genelde temizlik malzemeleri ve dezenfektanlardır. Hipoklorit, iyofor, perasetik asit, tank temizliğinde kullanılan asit ve alkali solüsyonlar, antibiyotik rezidüleri(kalıntılar), meme daldırma solüsyonu kalıntıları, klor, soğutma tankının temizliğinde kullanılan dezenfektan kalıntıları.
Bunlar dışında sütün dayanıklılığını arttırmak için bilerek katılan hidrojen peroksit (H2O2, oksijenli su).
Ek olarak sütün derhal soğutulmaması sonucu oluşan bozulma ürünleri.
Tüm yukarıda sayılanlar çiğ süt kalitesini bozar ve ondan yapılan ürünlerin kalitesi de bozuk olur.
Süt kalitesini her yerde ve en basit yoldan ölçmenin yöntemi yoğurt testidir. Tıbbi olarak Yoghurt Culture Test (YCT) olarak bilinen bu testte süte yoğurt kültürü konulur. 42°’de 2,5 saat bekletilir. Süt yoğurt oluyorsa sağlıklıdır, kalitelidir, kalıntılardan uzaktır.
Aynı işlem evde de yapılır. Şimdilerde sentetik ayıraçlarla yapılan testler ile kontrol ediliyor. Ancak eskiden en güvenilir yöntem olarak yoğurt testi yapılırdı. Halen de geçerli ve doğru sonuçlar ortaya çıkaran bir testtir. Özet olarak; yoğurt olan çiğ süt kalıntı taşımayan süttür.
Listelenen tüm kalıntılar aynı zamanda antibiyotik kalıntı (rezidü) testlerinin hatalı pozitif çıkmasına yol açan etmenlerdir. Hiç antibiyotik kullanmadığı halde antibiyotik testinin pozitif çıktığından şikâyet edenler olmaktadır. Belki antibiyotik yoktur ama bir kalıntı ya da birtakım kalıntılar vardır. Başka bir deyimle antibiyotik yoktur ancak süt yine de kalitesizdir.
Bilindiği gibi ilk antibiyotik küften elde edilmişti.İlerleyen yıllarda sentetik ve yarı sentetik antibiyotikler elde edildi ve sektörün hizmetine sunuldu.
Yapılan çalışmalar küf toksinlerinin bakteriler üzerinde baskılayıcı (inhibe edici) etkisi olduğunu göstermiştir.
İlk antibiyotik Penicillium küfünden elde edilmişti ve adına penisilin denmişti. Penisillium expansum küfünün toksini Patulin süt içerisinde antibiyotik gibi etki gösterir ve antibiyotik kalıntı testlerinin hatalı (yanlış) pozitif çıkmasına yol açar.
Küf toksinleri genel olarak silajdan gelir. Küflü silaj yedirilmiş ama gerçekten antibiyotik kullanılmamış ineklerin sütlerinde yapılan testler hatalı pozitif reaksiyon verir, en azından şüphe uyandırabilir.
Pastörizasyon işlemi patulini yok etmez.
KORUYUCU HEKİMLİK:
Antibiyotiklerin prospektüslerinde mutlaka sütten arınma süreleri yazar. İkas: ilaç kalıntı arınma süresi olarak belirtilen süreler ya gün ya da sağım adedi olarak yazılmıştır. Örneğin; sütten arınma süresi, 3 gün veya 6 sağım gibi. Kesinlikle kullanmadan önce prospektüs okunmalıdır.
Süte geçmeyen antibiyotik yoktur. Süte geçmeyen doz vardır. Normal dozun altında kullanılan Cephalosporin etkin maddeli antibiyotikler eğer normal dozda kullanılırlarsa süte geçer. Zaten bu antibiyotiklerin süt vermekte olan (laktasyondaki) ineklerde kullanılmaması gerekir. Çünkü süte geçmeyen doz tedavide de yeterli olmaz ve tedavi başarıyla sonuçlanmaz.
Dezenfektanların, meme aldırma solüsyonlarının, alkali ve asitli yıkama solüsyonlarının iyi durulanmasına özen gösterilmelidir. Kuru sağım yapılmalı, ön daldırma köpüğü bir temiz bez veya kâğıt havluyla iyice temizlenmelidir.
Mastitis süt kalitesini bozan en önem hastalıktır. Mastitisten uzak durmak için bilinen her önlem alınmalıdır.
Yemlerde ve silajda küflenme önlenmelidir. Önlenememiş ise küflü yem yedirilmemelidir. Silajdaki küflü kısımlar en az 10 santim altından kesilerek atılmalı, atılan kısımlar etrafa saçılmamalıdır. Küfler sporlanır. Sporları rüzgârlar, yağmurlarla çevreye yayılır. O yüzden atılan küflü silaj ya da yemler, taneler kesinlikle yakılmak suretiyle imha edilmelidir. Silaj yaparken biçim, kapatılma, sıkıştırma teknikleri doğru uygulanmalı, silaj inokulantları kullanılmalı, yine de iyi gözlem yapılması ihmal edilmemelidir.
Küflerden uzak durmak birçok konuda bize yarar sağlayacaktır. Aynı zamanda hatalı(yanlış) antibiyotik testi ortaya çıkmasını da böylece engellemiş olacağız.
Sağım sonrası sütün derhal soğutulması şarttır. Bozulma ürünleri süt kalitesini de bozacaktır, aynı zamanda antibiyotik rezidü testlerinin yanlış pozitif çıkmasına sebep olacaktır.
Diğer yandan; yukarıda sözünü ettiğimiz yoğurt testi aklımızda bulunsun, geçerli bir testtir.