Emlakçılar 1 Pazarcılar 2

Ali EYCE

Yerel seçimlere sayılı günler kala, kime nasıl oy vereceğimize karar vermeye ise daha saatler varken vatandaşın yaşadığı sıkıntıyı dile getirmek gerekiyor.

Bugünlerde serbest piyasada insanları ilgilendiren iki büyük sorun var.

Nasıl çözülür bilemem.

Sorunu yazmak, sorunu yaşayıp bizlere anlatanların vebali!

Birinci sorun emlak sektöründe, gayrimenkul sektöründe, konut sektöründe yaşanan sorun.

Malum gayrimenkul fiyatları son bir yılda en üst seviyelere çıktı. Çıkmasının haklı veya haksız birçok nedeni olsa da çıktı.

1 Milyon 500 bin TL yaşanabilir, oturabilir, gezinebilir bir konut bulmak zor.

1 Milyon 500 bin TL ise çalışılabilir, bir şey içine konulabilir işyeri bulmak ise hepten zor.

Gayrimenkul piyasasında artık milyon küçük, milyonlar ise gidebildiği kadar yüksek bir seviye seyrediyor.

Hal böyle olunca da gayrimenkul piyasasında, emlakçı, gayrimenkulcü adıyla bir işi yapanların alım-satıma aracı olup aldıkları ücretler de hem alan tarafından, hem de satan tarafından sorun olarak görülmeye başlandı.

Alım-satım komisyonları bundan birkaç yıl önce alıcıdan ve satıcıdan yüzde 3 iken, sonradan bu oran yüzde 2’ye düşürüldü.

Şimdilerde alıcıdan ve satıcıdan ayrı ayrı alan yüzde 2 komisyon, milyonluk evlerde 50 bin TL, 100 Bin TL, 150 bin TL, 200 bin TL gibi komisyon rakamlarına denk gelmeye başladı.

Bu da milyonları biraraya getirirken, verirken veya alırken insanları ciddi şekilde yormaya başladı.

Sadece aracı olmanın bu kadar yüksek bedeller üzerinden olması hem alıcılar tarafından, hem de satıcılar tarafından doğru bir ölçü olarak kabul edilmiyor ve tepki veriliyor.

Bu yüzdendir ki, sahibinden alımlar, sahibinden satımlarda da bir hayli artış görülmeye başlandı.

Milyonları verirken kara kara düşünenler, aracı kurumlara binler TL’yi vermeyi makul görmüyorlar.

Emlak değerlerindeki bu milyonluk artışa göre emlak komisyonlarında da yüzde 1’lere varan bir düşüşün olması hem bu işi yapan insanların iş geleceği, hem de alım satımlarda bulunanların akıllarını rahatlatacak bir çözüm olacaktır.

Diğer taraftan insanları düşündüren pazaryerlerindeki fiyatlar.

Üzerinde etiket olmayan, olanın da fiyatı fahiş olan fiyatlar.

Sebze ve meyve alış verişinde tüketicilerden, marketlere gidip, ellerinizle tek tek seçip aldığınız sebze ve meyveye bir tık fazla ücret ödemeyi makul görenler ile bir tık aşağıya ‘Pazarcı poşete koysun kaderimize ne gelirse’ diye pazarı tercih edenler vardı.

Şimdilerde sebze ve meyve alış verişi iyice marketlere dönmüş durumda.

Nedeni pazar yerlerinde fiyatların aynı seviyede olması, birçoğunun tezgâhında ise fiyat etiketinin olmaması.

Marketçinin, yer kirası, elektrik gideri, işçi gideri, temizlik gideri vs. gibi nedenlere bağlı bir de kendin seç al sisteminden dolayı bir tık fiyatlarının yüksek olması makuldür, gereklidir.

Aynı sebzeyi, meyveyi, yer kirası olmadan, elektrik gideri, işçi gideri, temizlik gideri, fiş, fatura gideri, muhasebeci gideri olmadan yapan pazaryeri esnafının sebze ve meyvede marketlerle aynı fiyatı koyması adil değil!

Aynı halden malı alıyor olsanız dahi adil değil!

Vesselam!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.