FARZI MİSAL

Yasin Koçer

İçimde cenazesini kaldırdığım o kadar ceset var ki, Yemin ederim ayaklı mezarlığa dönmüşüm. Kimi ne kadar çok sevdiysem o kadar çok sevilmedim. Tarumar edildim, her defasında kullanıldım, canımdan öte can sandığım herkes tarafından. Hiç giden olmadım biliyor musun? Hep birileri benden gitti, kafamdaki, kalbimdeki, yüreğimdeki duruyordu ama giden hep candan gidiyordu. Düşündüm belki suç benimdir. Galiba suç bende sebebi ise aman boş ver. Kim gitmem ben, senden asla dediyse gitti, hepsi sırra kadem bastı.

Hep terk edildim, hep çok sevmeme rağmen bırakmak zorunda bırakıldım. Hiç gidemedim, seve seve bıraktım hep, kanayarak, ağlayarak bıraktım, severek bırakmış bir insanım ben. Kabul etmek lazım, çok zor bir durum, yemin ederim çok ağır, taşıyamadım yıllarca bu yükü sırtımda. Belki biri yükümü hafifletir diye eteğimdeki bütün taşları döktüm. Eteğimi paramparça ettiler. Yapmasaydın dediler ben onlar kırılmasın diye susarken. Velhasıl kelam geldikleri gibi gittiler. Hâlbuki Farzı Misal olmuşlardı gönlümde, taht kurmuşlardı kalbimde, gönlüm yine boş bir çerçeve,

Gittiğim her yere ağır geldim. Ağırım ben taşıyamazsınız beni dedim ama alıştım artık terk edilmeye, her defasında eskisi gibi yakmıyor beni gidişler. Kabuk tutmuş artık yaram. Gidenin ardından kalan kendime, çok şey yazdım, sayfalar karaladım tek satır yazmadan. Çok insan öldürdüm içimde cenazesini kaldırmadım. Kıyamadım eskilerin hatırı büyük olur diye, bir kahvedir belki ama kırk yıl hatır bıraktırır. Şimdi içimde o kadar ölü var ki, çıkaramıyorum bunlar kim, suçu ne. Bunların bir katili var elbet dedim kendime. Meğer katil benmişim, bunca insanı katleden cenaze merasimi bile düzenlemeyen, Ne kadar caniymişim meğer.

Sana bir şey söyleyeceğim ama kimseye söyleme, Artık sana derin duygularla değilim. Kapında çaresizce yatan, attığın lokmaya bakan, tepeden tırnağa sana hayran, teninde terinde huzur bulan, dilini dişini kem gözden sakınan ben, sana eski ben değilim. Artık başına bir şey gelirse benden bil, çünkü her gece Yarabbim, kâinatı koruduğun gibi onu koru, diye dua etmiyorum. Yemin ederim sana o kadar âşıktım ki. Dünya yansaydı, bu yangının itfaiyesi olsaydım eğer, sen hortum olmasaydın elimde, bırakın yansın derdim bu dünya. Sen olmadığın için yansa da hoş sönse de, Öyle vardın ki içimde, yemin ediyorum bazen kendimi bulamıyordum, kendimde. Şimdi ise seni bulamıyorum. Neredesin, nereye kayboldun, bu kadar varken neden yok oldun.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.