Torbalı Fetrek Çayı haftalardır aynı görüntülerle gündemde. Rengi değişmiş bir su, genzi yakan ağır bir koku, yüzeyi kaplayan yoğun köpük… Bunların hiçbiri “doğal” değil, hiçbiri tesadüf de değil. Buna rağmen kamuoyuna yansıyan net bir açıklama yok. İşte asıl sorun da tam burada başlıyor.
27 Kasım’da Medya Ege’nin gündeme taşıdığı bu çevre felaketinin ardından numune alındığı biliniyor.
Peki sonuçlar nerede?
Bir çevre sorununda en kritik unsur şeffaflıktır. Şeffaflık yoksa güven de yoktur. Fetrek Çayı örneğinde bugün yaşanan tam olarak budur: Belirsizlik.
Buradan açık ve net biçimde sormak gerekiyor:
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü bu sürecin neresindedir?
Denetimler yapılmış mıdır? Yapıldıysa hangi işletmeler denetlenmiştir? Alınan numunelerde hangi değerlere ulaşılmıştır? Bu değerler mevzuat sınırlarının neresindedir?
Sessizlik, çevreyi korumaz. Aksine kirliliği cesaretlendirir.
Sayın Murat Kurum, Türkiye’nin dört bir yanında “çevre hassasiyeti” vurgusu yapılırken, Torbalı’nın ortasından akan bir çayın bu halde olması ciddi bir çelişkidir. Eğer sahada görülen bu tabloya rağmen hâlâ net bir adım atılmıyorsa, vatandaşın aklına ister istemez şu soru geliyor:
Bu kirliliğin üzeri mi örtülüyor?
Fetrek Çayı yalnızca bir su yatağı değildir.
Tarım alanlarını besler, yeraltı sularını etkiler, havayı ve toprağı kirletir. Yani mesele yalnızca bugünün sorunu değil; yarının halk sağlığı meselesidir. Bugün görmezden gelinen her gün, ileride çok daha ağır bedeller olarak geri döner.
Bölge halkı aslında çok makul taleplerde bulunuyor:
– Kapsamlı ve bağımsız denetimler yapılsın.
– Analiz sonuçları gecikmeden kamuoyuyla paylaşılsın.
– Kirliliğe neden olan kişi ya da işletmeler açıkça açıklansın.
– Caydırıcı cezalar uygulansın.
– Fetrek Çayı’nın rehabilitasyonu için somut bir takvim ortaya konulsun.
Bunlar olağanüstü istekler değil; anayasal bir çevre hakkının gereğidir.
Bugün Fetrek Çayı’na sahip çıkılmazsa, yarın başka bir dere, başka bir ova aynı kaderi yaşayacak. O nedenle bu mesele Torbalı’nın sınırlarını çoktan aşmıştır. Bu, çevre yönetiminde “denetim mi, görmezden gelme mi?” sorusunun somut bir sınavıdır.
Doğa konuşamaz ama iz bırakır.
Fetrek Çayı bugün o izi fazlasıyla bırakıyor.
Artık top yetkililerdedir. Kamuoyu suskunluk değil, hesap verebilirlik bekliyor.