Futbol okulları hikayesi!

Arif ÇAYAN

Yaz mevsimi geldi mi diye sorsam, ‘Dalga mı geçiyorsunuz, gelmeyi bırak, içimize kadar işledi sıcaklar. Terlemiyoruz, vücudumuza su atıyor, su çıkarıyoruz’ dersiniz.

Haklısınız.

Peki bu sıcak havalarda hiç dikkatinizi Futbol okulları çekti mi?

Hani geleceğin Arda’ları, geleceğin Burak’ları, geleceğin Cengiz’leri diye 4 yaşından 12 yaşına kadar çocukları spora değil, futbol oynamaya davet eden Futbol Okulları.

Futbol Okulları’nın önünde duran markalaşmış futbol kulüplerinin ilanlarını görünce büyüklerdeki hava aynen şöyle:  “Oğlum Galatasaray’da oynuyor, Oğlum Fenerbahçe’de oynuyor, Oğlum Altınordu’da oynuyor,  Oğlum Göztepe’de oynuyor, Oğlum Altay’da oynuyor vs’

Oysa asıl gerçek, bu sıcakta, güneşin altında, küçük halı sahalarda, o çocuklara yazık ediliyor. Bir yıl boyuncu gittikleri okulların kapanmasından ve tatil havasına girdikten sonra Futbol Okulları adı altında bu kadar işkence çektiklerini hiç düşünen olmuyor maalesef?

O küçük kalpleri, minik bedenleri,  sıcağın altında koşturan velilerin gözlerindeki, büyük futbolcu ve büyük para hayalleri maalesef çok ama çok yoruyor.

Bakın bir Futbol Okulu nasıl oluşuyor?

Üniversite’nin beden eğitimi bölümün bitirip, futbol konusunda antrenörlük belgesini alıyorsunuz. İster özel, ister devlet kurumu bir okulda beden eğitimi öğretmenliği yapıyorsunuz. Sonra kendinize, adını kullanmak üzere bir marka kulüp bulmaya çalışıyorsunuz.

Adı ne olursa olsun kulüple masaya oturuyorsunuz, yıllık marka hakkını kullanma bedelini ödüyorsunuz,  ardından belirle sayıda futbol öğrencisi kaydı edinip,  belirli sayıda formaları da onlara satın aldırtıyorsunuz.

Sonra 4 ile 12 yaşındaki o çocukları getiren ailelere, geleceğin yıldızı olabilecek futbolcu diye bir, iki imalı sözler söylüyorsunuz ve aylık Futbol Okulu ücretini peşin peşin almaya başlıyorsunuz.

Çocuklar sıcakta işkence çekerek, çok sevdikleri futbolu oynamaya çalışırken onları ne o çocukların futbolcu olacakları, ne de sözüm ona yaptırdıkları spordan dolayı çektikleri eziyet ilgilendirmiyor.

Bu arada, sadece aidat ödemeseniz yine iyi, o küçük çocuklardan birisinin burnu kanasa, eli, kolu, bacağı kırılsa, yaralansa orada ilk müdahale ve sonrası tedavileri de size maddi ve manevi olarak ekstra yük.

Gerçekleri biraz daha duymak ister misiniz?

Türkiye’de en son verilen rakamlara göre 466 bin 445 lisanslı futbolcu var. Bunun lisansız olanlarını sayısı da en az bir o kadar daha.

Türkiye’de gerçekten iyi para kazanan futbolcu sayısı Süper Lig ve PTT 1. Lig takımlarında oynama şansı bulanlar dışında maalesef yok.

Yani 466 bin kişiden sadece 500’ü.

Futbol Okulları da tıpkı, herkesin kendisini İbrahim Tatlıses gibi türkücü, Türkan Şoray gibi kendini güzel kadın olarak görmesi gibi bir şey!

Ey anneler, ey babalar, güneşin altında bir saat futbol oynayarak, hiçbir çocuk geleceğin yıldız futbolcusu olamaz, size de dünya dolu paralar gelmez.

Züğürt tesellisi yapıp, futbolcu olmasını beklemiyoruz,  para derdinde değiliz’  diyen ailelere de doktorun önerisi:

‘Sıcakta top oynamak çocuğun kalbi yorar, çocuğun gelişimini olumsuz etkiler ve çocuğun tatil düşüncesini yok eder’

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.