GELMİŞ GEÇMİŞ EN ZENGİN İNSAN, BİR AFRİKALI; ‘MALİ KRALI MANSA MUSA’

Hakan Dalay

 

Değerli Okurlar;

Günümüzün zenginlik anlayışı ile kıyaslamak pek mümkün olmasa da bilinen dünya tarihi içerisinde, yine hesaplanabilir servet açısından, gelmiş geçmiş en zengin insan acabâ kimdi sorusu, pek çok kişinin aklını kısa süreli dâhi olsa kurcalamıştır, diye düşünüyorum. İşte bu sorunun cevâbı…

 

Serveti İle Dudak Uçuklatan, Mali Kralı Musa

 

‘Mansa Musa’, 1312 yılında, ‘Büyük Mali İmparatorluğu’nun kralıydı. Onun hüküm sürdüğü dönem îtibârıyla Mali, dünyanın en zengin altın rezervlerine sâhip ülkelerinden biri olarak biliniyordu. Kral Musa, iktidara geldiğinde zaman, Avrupalı ülkelerin büyük çoğunluğu,  iç savaşlar ve kıtlıkla uğraşıyordu. Musa’nın krallığı, günümüzdeki; ‘Moritanya, Senegal, Gambia, Gine, Burkina Faso, Mali, Nijer, Nijerya ve Çad topraklarının tamâmını kapsıyordu.

‘Kral Musa’nın yaşamı boyunca, bir sürü unvânı olmuştu; ‘Melle’nin Emîri, Wangara Madenlerinin Lordu, Ghanata’nın Fâtihi, Lion’un Aslanı ve Kankan Musa’ gibi... Ancak Batı’da, ‘Mansa Musa’ olarak tanınıyordu; anlamı ise ‘Kralların Kralı Musa’ydı.

Mansa Musa’nın yalnızca kervanlarının içinde, 60.000 erkek ve buna ek olarak; İran ipeği giymiş, tam12.000 köle yer alıyordu. Musa, Altından yapılma ürünler taşıyan 500 kölenin arkasında, atına binerek geziyordu. Ayrıca yanında her biri 135 kg altın taşıyan 80 deveyle de dolaşıyordu. Bu yolculuğu sırasında, savurganca parasını harcar, insanlara altın dağıtıp hediyelik eşyâlar ile takas yapardı.

Efsâne Kral’ın 1324 yılında çıktığı Hac seyahati,  tüm dünya tarafından tanımasını sağlamıştı. Hac görevinin ifâsı için Mekke’ye doğru yola çıkan Musa’nın, 60 bin kişi ve fakirlere dağıtılmak üzere 80 devenin tarafından taşıdığı 2 tondan fazla altın içeren bir kervanın başında, Kâhire’ye vardığı ve Mısır’da savurgan bir şekilde pek çok altını hediye ederek, harcadığı da iddia edilir. O yıllar, altındaki sert değer kaybının ve uzun yıllar eski değerine kavuşamamasının nedeninin de yine bu olay olduğu düşünülmektedir.

Hac ibâdetini yerine getirdikten sonra, ülkesine geri dönen Mansa Musa’nın zenginliği, dillere destân hâle gelmeye başlar. Avrupalılar, ‘Kara Kıta Afrika’ya doğru yönelme karârı alırlar. Bir nevî sömürgeciliğin ilk adımlarının da Mansa Musa’nın zenginliğinin duyulmasıyla başladığı söylenebilir. İlk etapta, Portekizli denizcilerin uğrak yeri hâline gelen Mali ve çevresi, daha sonra ise tüm ‘Emperyalist Avrupalıların’ sömürge merkezi hâline dönüşür.

Mansa Musa’nın net ölüm târihi ve ölüm nedeni bilinmiyor. Mali ve özellikle başkent ‘Timbuktu’, Mansa Musa zamânında çok önemli bir ‘İlim ve Ticâret Merkezi’ hâline gelmişti. Kendisinden sonra Mali’nin zenginliği ve şöhreti ise yalnızca 200 sene kadar daha devâm etmişti. Fakat yaşanan iç savaşlar, kıtlık ve Avrupalıların sömürmesiyle ülke, bugünkü konumuna kadar gelmiş oldu.

Esen kalın…

 

SEFA YAPICIOĞLU