GÖSTERİŞ HASTALIĞI

Banu Pirinçcioğlu

Tüketim hastalığı diye birşey var. İhtiyacın olmayan herşeyi alma isteği. Daha da çok alma.

Ne zaman ki pandemi geldi vurdu, alımlar durdu. Çünkü alınan herşey eve kapandı. Kıyafetler, parfümler, takılar, çantalar, ayakkabılar.

Aklı olanlar bu dönemi fırsat bildi ve akıllandı. Gereksiz yere harcama yapmanın müsriflik olduğunu anladı.

Bir de alışveriş hastalığının kardeşi olan hava atma hastalığı var. Onun tedavisi henüz bulunmadı.

Marka hastalığı. Markanın çıkardığı her yeni üründen edinme hastalığı. Onda var, bende de olmalı duygusu.

Bakınız sosyetik hanımlara, anlarsınız.

Falanca modacının çıkardığı yeni model çanta hepsinin elinde. Mazallah takmazsa eksik kalır diye koşan almış.

Markayla var olma duygusu.

Bu markalar kaliteli ürün kullandıkları için eskimiyorlar da. Hakiki deri, en kaliteli kumaş, paslanmayan fermuar, zincir. Yani bir çantayı alıp uzun yıllar kullanırsınız hiçbir şey olmaz. Her altı ayda bir yenisini almaya gerek yok aslında. Alımların tek sebebi hava atma isteği. Çantayla var olmak. Markayla kimlik edinmek.

Ayşe Kulin'in tv de söyleşisini izledim. Konu markalara geldi.

Hayatımda marka kullanmadım dedi. Bunun pintilikle alakası yok ama bu bir çanta sonuçta, hepsi aynı görevi görüyor.

On bin lira bir çantaya vermek yerine, faydalı bir yardım yaparım ben dedi. Tedavi olmayı bekleyen hastalar var mesela, oraya destek oluyorum çantaya vereceğim parayla dedi.

Sırf kıyafet değil, arabaya da para vermedim hiç dedi. Bu şahane kadın 80 yaşında. Hayatını böyle yaşamış.

Şimdi diyebilirsiniz ki, ben zaten yardım yapıyorum. Çocuk okutuyorum, hasta tedavi ettiriyorum. Ama markamı da giyerim.

Elbette, o size kalmış. Ancak ihtiyacın fazlasını, sırf hava atmak için alırken, o parayla ne faydalar sağlayabileceğinizi düşünün.

Senede bir veya iki tane marka çanta alıyorsunuz diyelim.

Mesela bugün bir Prada çantam olsun dediğiniz anda satış fiyatı 33 bin TL.

Bir de baktınız ki en havalı bir sosyetik arkadaşınız Gucci'nin en son çıkan modelini almış. Eksik kalmayayım hemen alayım dediniz. 34 bin TL.

Bir davette birisi Balenciaga takmış. Sizde de olmalı. Güncel fiyatı 41 bin TL.

Şimdi abartıyorum sanıyorsunuz ancak abartmıyorum. Aynı bu şekilde alışveriş yapanlar tanıyorum. Maalesef...

Hastanelerde sıra bekleyen hastalar var. Evet devlet karşılıyor elbette ancak bir bekleme süresi var. Acil ameliyat olması gereken hayati riski olan hastaya üç ay sonrasına randevu veriliyor. Bir çantaya kaç hasta ameliyat edilir? Bir çantaya kaç kişi hayata döner?

Sosyal medyada izleyip de ah canım deyip ağladığınız sakat, hasta köpeğin tedavisi o çantanın çeyrek fiyatı aslında. Bir çantaya en az beş köpek hayata döner. Ah canım deyip üzülenlere bu bilgilendirmem tabii.

Sırf davetlerde havalı salınacaksınız diye kurtaramadığınız insanlar var, hayvanlar var.

Bazı durumların bir misyonu olur. Eğer çok paranız varsa bunu hayır işlerinde kullanmalısınız. İster hasta, ister yaşlı, ister hayvan bakar kurtarırsınız.

Veya çocuk okutursunuz.

Ayşe Kulin'e sonuna kadar katılıyorum. Çantaya, ayakkabıya vereceğim parayla bir canlıya nefes olurum.

Marka kalitedir, iyidir ve çok güzeldir. Bir tane, iki tane sizi yıllarca idare eder. Her sene bir çanta yerine her sene bir canlıya hayat verin.

Kendinizi daha kaliteli hissedersiniz.