Göz tansiyonuna dikkat!

Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Aziz Çil, 65 yaşından sonra yaklaşık her 10 kişiden birinde göz tansiyonuna rastlanabildiğini, bu nedenle özellikle orta yaşlardan itibaren göz muayenesi yaptırılması gerektiğini söyledi.

VM Medical Park Samsun Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Kliniğinden Opr. Dr.Aziz Çil, glokom bir diğer adı göz tansiyonu hastalığı ile ilgili bilgi verdi. Dr. Çil, “Glokom yani göz tansiyonu hastalığı her yaşta ve hatta yeni doğanda bile karşımıza çıkabilmesine rağmen genellikle 40 yaşından sonra görülen bir göz hastalığıdır.

Yenidoğanlarda glokom görülme riski 10 binde birken, 40 yaş üzerindeki bireylerde yüzde 2’dir. Yaş ilerledikçe glokom görülme riski artar. Bu oran 50 yaşından sonra yüzde 4, 60 yaşından sonra yüzde 8’dir. 65 yaşından sonra yaklaşık her 10 kişiden birinde glokoma rastlanabilir. Bu nedenle özellikle orta yaşlardan itibaren zaman zaman göz muayenesi yaptırmak gereklidir” dedi.

Glokom nasıl oluşur?
 

Opr. Dr. Aziz Çil, “Gözümüz içinde sürekli bir sıvı devri daimi vardır. Bir taraftan üretilirken bir taraftan gözü terk eder. Göz içi sıvısı gözden boşalamaz ise göz içinde basınç artmaya başlar. Göz içi basıncı arttığında göz sinirleri ve damarları üzerine baskı artar ve göz sinirinin beslenmesi bozulur. Zamanla göz siniri zayıflamaya başlar ve tedavi edilmez ise geri dönüşümsüz körlük oluşur. Hasarın hızı göz içi basıncının düzeyi ile doğru orantılıdır.

Normal göz içi basıncı 12-21 mmhg’dir. Göz siniri 25-26 mmhg düzeyinde bir basınca yıllarca dayanabilirken, 50 mmhg üzerinde ki bir basınca birkaç ay dayanabilir. Zamanında teşhis edilip tedavi edilmez ise körlük kaçınılmazdır. Yaş ilerledikçe dışa boşaltım kanallarında tıkanma ve daralma olur. Bu nedenle yaş ilerledikçe glokom riski artar” diye konuştu.

Glokom belirtileri nelerdir?


Glokomun geç dönemlere kadar belirti göstermediğine değinen Opr. Dr. Aziz Çil, “Bu hastalık nadir olarak ağrı yapar. Çünkü göz içi basıncı yavaş yavaş yükseldiğinde ağrı oluşmaz. Bu nedenle göz tansiyonu 60 mm hg gibi tehlikeli seviyelerde olsa bile hasta ağrı duymayabilir. Glokomun seyrek bir tipi olan akut glokom krizinde göz tansiyonu saatler içinde çok yükselir. Şiddetli ağrı, bulantı kusma ,göz kızarıklığı ve görme bulanıklığı oluşur.Acil olarak müdahale edilmesi gereken bir durumdur.Doğuştan glokom hastalarında ise gözde yaşarma, kornea dediğimiz saydam tabakada bulanıklık ve gözde büyüme oluşur” ifadelerini kullandı.

Glokomda risk faktörleri
 

Dr. Aziz Çil ,“Yakın akrabalarda glokom hastası olanlar, Orta yaşın üzerindeki bireyler, yüksek miyop ve hipermetrop hastalar, diyabetli hastalar, kortizon kullananlar, göz travması geçirenler ve üveit gibi göz hastalığı olanlar daha yüksek risk altındadırlar” dedi.

Glokomda tanı


Göz tansiyonu ölçümü rutininin göz muayenesi sırasında yapılması gerektiğinden bahseden Opr. Dr.Aziz Çil şu bilgileri verdi: “Fakat göz tansiyonu ölçümü her zaman tek başına yeterli değildir. Bazı bireylerde göz tansiyonu hafif yüksek olsa bile sinir hasarı oluşmazken, bazı bireylerde göz tansiyonu normalken bile sinir hasarı gelişebilir. Her gözün tansiyona mukavemeti aynı değildir. Bazen 15-16 mm hg göz içi basıncı ile bile glokom oluşabilir. Bu tip glokom’a normal basınçlı glokom denir.

Muayene sırasında göz hekimi göz içi basıncını ölçer, göz sinirini kontrol eder. Eğer bu iki kriterde bir anormallik sezerse ilave tetkikler yapılır.Bunlar görme alanı,optik koherens tomografi(OCT), optik sinir analizi ve hatta göz dışı etkenleri ekarte edebilmek için beyin MR ve karotis denilen şah damarlarına doppler ultrason incelemeleri gibi tetkiklerdir. Bu tetkik ve muayeneler sonucunda kişi glokom tanısı almışsa tedavi aşamasına geçilir.”

"Erken teşhis çok önemli"


Glokom tedavisi ve takibi ile ilgili bilgi veren Opr. Dr. Aziz Çil açıklamasını şöyle tamamladı: “Glokomda birincil tedavi ilaç tedavisidir, genellikle göz damlaları kullanılır. Akut glokom krizi gibi durumlarda ağızdan göz tansiyonu düşürücü ilaçlar veya damar yolundan özel sıvılar verilebilir. Göz damlaları ile ya göz içi sıvısının üretimi azaltılır ya da dışarı atılması kolaylaştırılır veya her ikisi birden yapılır. Eğer ilaç tedavisi yetersiz geliyorsa o zaman lazer uygulamaları ve en sonunda operasyon seçeneği değerlendirilir. Burada amaç hastanın sinir hasarının gerçekleşmediği göz içi basıncına ulaşmaktır.

Bu değer kişiye özeldir. Kimi hastada 20 mmhg basınçta hasar durur, kimi hastada 15 mm hg basınçta bile hasar devam edebilir. Bunun için görme alanı ve OCT gibi testler risk durumuna göre 3-6 ayda bir tekrarlanarak sinirde hasarın devam edip etmediğine bakılır. Bu nedenle sadece göz içi basıncına bakılarak glokom tedavisi yapılmamalıdır. Glokom tedavisi sadece kalanı kurtarmaya yöneliktir. Kaybedilen sinir lifleri ve fonksiyon geri kazanılamaz. Bu nedenle erken teşhis çok önemlidir.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yerel Haberleri